Öyle şeyler vardır ki, başka bir şeyle değiştirilemez. İki artı ikiye ancak dört diyebiliriz. Sonuçtan kafamıza göre bir eksiltmek, sonuca isteğimizce bir eklemek feci bir hata olacaktır. Hele sonucu demek zor geliyor diye söylememek, büyük bir katliamdır.
Dünya siyaseti çok hassas bir şekilde çok farklı yerlere gidiyor.
Nefesimizin, iffetimizin, inancımızın teminatı demek olan Türkiye'miz, toprağımız, canımız göğsümüzde namlu varken ne kadar can tehlikesindeysek o kadar tehlike altında.
Ülkemiz bir tane.
Ülkemizi hiçbir ülkeyle takas edemeyiz.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in Cumhuriyet Bayramı'nda bir cümlesi vardı: "Cumhuriyet deyip geçmeyelim, bir kaybettik mi kazanmamız asla mümkün olmaz!"
Bu ülkeyi kaybetmeye bir yanaştık mı asla kurtaramayız.
Ülkemizi kurtarmak adımı bugünün adımıdır.
Bugün ülkemiz, öncelikle iktisaden bağımsız olmalıdır. Bugün kapitalist ahlakın tek sistem olarak sunulduğu alanlarda; paramız milli değil dolar tercümesi, tercüme para faizli dolarlar karşılığı basılıyor, madenlerimiz oluk oluk yabancıya gidiyor. Bunlar maalesef görünmez kelepçeler mahiyetindedir. Bizler silkinip bu kelepçelerden kurtulmadıkça askerliğimizle, cesaretimizle hiçbir savaşı yenemeyiz.
Bunlardan kurtulmalıyız ama bir şeyden kurtulmak, kurtuluş olan bir limana varmakla mümkündür. Ya bunun adresi neresi?
Paramızın faizli dolar borcu karşılığı olduğunu haykırabilen tek insan var, o da, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Çünkü yalnızca Sayın Baş, "milli para" diye bir tezin sahibidir. Milli paranın da bu yüzden mecburi adresi Prof. Dr. Baş'tır.
Madenlerimizin millileştirilmesi de; milletlerin kendi ayakları üzerinde durmasının, kendi değerini kendisinin kazanabilmesinin yegâne adresi olan Milli Ekonomi Modeli'nin yazarı Prof. Dr. Haydar Baş'ın hep izah ettiği bir meseledir. Çünkü burada da görülüyor ki nasıl esaretimizi yok edecek teze sahip olan yalnızca Sayın Baş'sa, aynı şekilde, esaretimizden en çok rahatsızlık duyan odur.
Bugün dört milyar insanın ülkesinin tüm değerleri, esaretinden ötürü yok olacaktı. Lakin onlar Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in, Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM), "milli para" tezi etrafında bağımsız oldular. Bağımsız olunca değerleri kendi varlıkları için oldu ve küresel oyunlarda eriyip gitmemiş oldular.
Prof. Dr. Baş'ın iktisadının bir kısmıyla yok olmaktan kurtuldular.
Biz yok olursak dünyada huzur kalmaz.
Biz yok olursak dünyada adalet kalmaz.
Biz uyanmaz da yok olmaya gidersek, bebeğimizin bile iffeti kirlenir.
Ülkemizi enkaza çevirmemiz hem bizim bir daha dönülmeyecek bir uykuya, ölüme dalmamızdır... Hem de, dünyanın kıyametidir.
Hepimiz kafamıza akıl koyalım.
Evladımızın kanına girmemek için, bayrağımıza namahrem çizmesi bastırmamak için, hayatlarımızda yaşayabilmemiz için Prof. Dr. Haydar Baş'ı iktidar etmeye mecburuz.
O haklıymış demek yetmez.
O haklı demek olmaz.
Prof. Dr. Haydar Baş'ı, fikirleri baştan başa ülkenin tek kapısı olduğu için, kül parça olmaktan kurtulmamızın tek yolu olduğu için iktidara taşımak zorundayız.
Yarın değil, bugün!
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018