Geçtiğimiz günlerde Amerikan gazetesi Wall Street Journal gazetesi, ABD Başkanı Obama ile Erdoğan'ın Suriye'de 30 bin Türk askeri konuşlandırmak için anlaştığını iddia etmişti. Kısa süre önce de Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hava operasyonları yeterli değil. Kara gücünü hep birlikte konuşmalıyız" demişti.Türkiye'nin 30 bin askeri fazla bulduğu daha az asker ile planın uygulanabileceğini düşündüğü de iddialar arasında.Planlanan kara harekâtında Kilis-Karkamış hattından Suriye'ye 20 bine yakın askerin ve yüzlerce zırhlı aracın geçeceği düşünülüyor.Ankara, kara harekâtının Türkiye tarafından değil, koalisyon ile birlikte yürütülebileceğini değerlendiriyor, ama istenen destek sağlanamazsa, Türkiye'nin tek taraflı ve "sınırlı" bir kara operasyonu düzenlemesi seçeneği de masada olduğu bilgileri de geliyor.Planlar böyle ama Türkiye'nin Rus uçağını düşürmesiyle değişen konjonktür, ABD kışkırtmasıyla gerçekleşecek bir kara harekatıyla Suriye'ye sokulacak Mehmetçiğin hedef tahtası haline geleceğini gösteriyor.2011 yılından beridir devam eden Suriye krizinde çok heveslenmesine rağmen Suriye'ye karadan asker sokmayan Türkiye, kriz böylesine derinleşmiş ve farklı boyutlar kazanmışken böyle bir yanlışa imza atması intihardan başka bir şey olmayacaktır.Üstelik Suriye hava savasının en güçlü hâkimi durumuna gelmiş olan Rusya'nın düşürülen uçağı için misilleme fırsatı kolladığı ve 'Türkiye'ye askeri cevabımız Suriye sınırları içerisinde olacak' açıklamaları geldiği bir dönemde Türk askerini Suriye'ye sokmanın bedeli çok ağır olacaktır.Obama, Coniler ölmesin diye Suriye'ye göndermeyeceğini açıklarken ABD'den alınacak hiçbir garanti Türk askerinin Suriye'de güvenliğini sağlamayacaktır. Her iki kişinin oyuyla iktidara gelen hükümet, bu milletin evlatlarını ABD istiyor diye Suriye'ye göndermeye hazırlanıyor.Bu hükümeti oylarıyla iş başına getiren her iki kişi acaba kendi evlatlarının da Suriye'de ölüme gönderileceğini düşünüyor mu?Her iki kişiden biri inşallah bunu düşünüyor ve yaptığı hatalardan ders alıyordur?Mehmetçiğin Suriye bataklığına saplanması için kalem oynatan bazı çevreler ise Türkmenleri ön planda tutarak Türkiye'yi Suriye'ye doğru kışkırtıyorlar. Suriye'de tehdit altında Türkmen varsa 2 milyondan fazla Suriyeliye kapılarını açan Türkiye onları da çağırıp, kabul edebilir. Zaten çağırdı da. Dolayısıyla Suriye'de Türkmen siviller olması çok az bir ihtimal. Bu gerekçeyle Türk askerinin Suriye'ye girmesini makul göstermeye çalışmak, ABD planlarına hizmet etmek, milletin evlatlarını ölüme göndermektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024