logo
26 NİSAN 2025

Kanserle mücadelede inancın şifası

21.12.2021 00:00:00

İnsan vücudunda sağlıklı bir hücre en az 5-6 kere mutasyona uğrar ve genetik şifresi bozulur. Genetik şifresi bozulan hücre aniden aşırı bölünmeye başlamakta ve çevresindeki sağlıklı hücreleri tahrip ederek büyümektedir. Böylece ilk kanser kitlesi oluşmaktadır.    

Bir takım tıbbi müdahaleler, radyoterapi, kemoterapi derken enerjinin tükenmesi ve depresyon ya da bireyde bunalım oluşturmaktadır. Diğer taraftan uzun dönemli hastalıklar, uzun vadede hastaneye bağımlı kalma, yatalaklık hali bunalım benzeri duyguların oluşmasına sebep olur. Özellikle vücudun bir kısmının işlevi yitirmesi, sakat kalma veya bir organın alınması ya da kısa süre içinde ölüneceğinin bilinmesi durumları insanı keder ve hüzne götürür. 

Kanser olduğunu duyan biri, ilk başta bu korkutucu gerçeği duymamış gibi davranır. Hasta uzun süre inkârla avunur. Fakat yaşamın etkilenmesiyle beraber gerçek ne kadar sık ortaya çıkarsa endişe o kadar çok artmaya başlar. En sonunda hasta gerçekle yüzyüze gelince, artık yaşamın değişmesi korkusu, acı korkusu ve ölüm korkusu gibi çeşitli duygu ve tavırları sergilemeye başlar. 

Ülkemizde kanser hastalığı ikinci sırada ölüm nedenidir.

Araştırmacılar, hastaların yaşam tarzını ve bakış açısını değiştirerek kanser hastalığında %50 daha fazla iyileşme olabileceğini göstermişlerdir. Kanserin stresle karmaşık bir ilişkisi vardır. Fiziksel hastalıkların büyük bir bölümü ruhsal kökenlidir.

Kanserin psikolojik yönlerini inceleyen çalışmalar son zamanlarda büyük bir önem kazanmıştır. Kanser, psikolojik açıdan hastayı olumsuz etkiler. 

Ölümün çok yakında olabileceğini bilmek ve uygulanan çeşitli tıbbi müdahaleler başlıca temel stres kaynaklarıdır.

"Tedavisi mümkün olmayan hastalık yoktur, tedavisi mümkün olmayan insan vardır. Hastalık insanı değil, insan hastalığı yakalar" tezinden hareketle, bir hastayı tedavi edeceğimizde öncelikle hastanın psikolojisini, bakış açısını tedavi etmemiz gerekmektedir. 

Kansere yakalanan kişi ilk defa teşhisi duyduğunda reddederek inkar etme yolunu tercih eder. Bazıları inkardan dolayı teşhise inanmaz görünür ve hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam ederler, duygularını asla açığa çıkarmazlar. 

Bazıları da dışarıdan bakıldığında gerçeği kabul etmiş gibi görünürler ama aslında içlerinde tam anlamı ile kabul edemezler. Gerçeği kabul etmeyi reddetmek hastalıkla büyük ölçüde etkin bir şekilde başa çıkmayı engeller. Korkuların ve sorunların paylaşılması, insanı psikolojik açıdan rahatlatır. Fiziksel sağlığa da pozitif bir etkisi vardır. 

Pek çok kanser hastası kanser belasının neden bir başkasının değil de kendi başına geldiğini merak eder. Bu yüzden çoğu insan Tanrı'ya ve acı haberi veren doktorlara kızar. Sıkıntılı olay ve durumlarla karşılaşan, anlam dünyası dağılan, kontrolü kaybeden ve sorunları çözme gücünün yetersiz kaldığını hisseden, kişinin nasıl bir yol izlediğini ve bu süreçte dinin kişiye ne tür bir destek sağladığı konusu, pek çok psikolog ve sosyologlar tarafından araştırılmıştır.

Yapılan araştırmalarda katılımcıların %80'i kansere yakalandıktan sonra Allah'a olan bağlılığın arttığını ve daha çok dua ve ibadet ettiklerini bildirmişlerdir. 

Kansere yakalanan bir hasta hastalığını gidermesi için sürekli Tanrı'ya dua etmeye başlamakta ve Tanrı'nın bu duayı kabul edeceğine inanma oranı da sağlığına kavuşma oranını etkilemektedir. Yani iyileştirileceğine inancı ne kadar güçlü olursa iyileşmesi de o oranda yüksek olmaktadır. 

Spilka ve David tarafından 1992 yılında kanserli hastalar üzerine yapılan bir araştırmada, hastaların %85'i dini inancın hastalığı ile başa çıkmalarında yardımcı olduğunu ifade etmiştir. Yapılan araştırmalarda, dini rituellerin negatif olaylarla başa çıkmada yüzde 40 ilişkili ve faydalı olduğu ortaya çıktı. "Kanserle başa çıkma sürecinde ibadetler ya da dua sığınak işlevi gördü mü?" sorusu yöneltilerek yapılan bir araştırmada, hastaların yüzde 90'ı "evet" cevabı vermiştir. 

İnanç, dua ve ibadetler insanın hayatında bir güç kaynağıdır. İnsanı umutsuzluğa düşmekten, yaşama azmini kaybetmekten koruyarak, çaresiz, sıkıntılı ve zor durumlarda önemli bir sığınak ve dayanaktır. Dua sayesinde insan sürekli Allah ile iletişim içerisinde olup, insanın yalnız olmadığını ve şartlar ne olursa olsun her durumda her şeye gücü yeten bir yaratıcıya dayanacağı ve yardım isteyebileceği hissi vermektedir.

Dinî inanç ve ritüeller, bireylerin psikolojik yıpranmalarını azaltarak ve bireye manevi güç vererek yardımcı olmaktadır. Ayrıca hastalığın ve çekilen ıstırabın bir imtihan olduğu, tedavi sürecinde çekilen çilelere, zorluklara sabredenin günahlarının temizlendiği ve bu sayede öbür tarafa tertemiz gideceğine inanma duygusu hastayı rahatlatan belki de şifa bulmasına sebep olacak olan bir duygudur.

Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Dr. Ali Konukseven / diğer yazıları
Trump resmen tehdit etti
'İsrail'le birlikte İran'ı vururuz'
Pakistan'da 'yok artık' dedirten hata!
Bu yıl kimse hacca gidemeyebilir!
Görüntüler yapay zeka değil gerçek
Depremde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İBB için yeni gözaltı dalgası
53 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
Bankaların eli sımsıkı
İş dünyasının kredi alabilmesi mucize
İstanbul’da kentsel dönüşüm neden yetersiz?
Bu bir milli güvenlik meselesi!
18 bin kilometre öteden geliyorlar
110 yıl geçse de, unutmuyorlar!
İşte son bilanço
Deprem İstanbul'u çok da pas geçmemiş
Endişeye gerek var mı?
Ahmet Ercan kaygılı, Üşümezsoy rahat
Çalışan sayısı da hızla azalıyor
Hazır giyimde kan kaybı hızlandı
Tarihi Yarımada'da Pazar günü şenlik var
İstanbul'un 'Altın Etiket'li koşusunda start heyecanı
Deprem sonrası yapılacaklar listesi
Deprem sonrası erken uyarı sistemleri hayati öneme sahip!
Rusya'da üst düzey askeri yetkiliye suikast
Aracı havaya uçuruldu... Patlama anı kamerada
Beşiktaş bu sezon ilk kez 5 golle kazandı
Hatayspor'un küme düşmesi kesinleşti
CHP Genel Başkanı Özel: "Bu salı grup toplantısı yok"
"Ümit Özdağ yargılanıyor, gideceğiz"
Trump resmen tehdit etti
'İsrail'le birlikte İran'ı vururuz'
Pakistan'da 'yok artık' dedirten hata!
Bu yıl kimse hacca gidemeyebilir!
Görüntüler yapay zeka değil gerçek
Depremde 15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İBB için yeni gözaltı dalgası
53 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
Bankaların eli sımsıkı
İş dünyasının kredi alabilmesi mucize
İstanbul’da kentsel dönüşüm neden yetersiz?
Bu bir milli güvenlik meselesi!
18 bin kilometre öteden geliyorlar
110 yıl geçse de, unutmuyorlar!
İşte son bilanço
Deprem İstanbul'u çok da pas geçmemiş
Endişeye gerek var mı?
Ahmet Ercan kaygılı, Üşümezsoy rahat
Çalışan sayısı da hızla azalıyor
Hazır giyimde kan kaybı hızlandı
Tarihi Yarımada'da Pazar günü şenlik var
İstanbul'un 'Altın Etiket'li koşusunda start heyecanı
Deprem sonrası yapılacaklar listesi
Deprem sonrası erken uyarı sistemleri hayati öneme sahip!
Rusya'da üst düzey askeri yetkiliye suikast
Aracı havaya uçuruldu... Patlama anı kamerada
Beşiktaş bu sezon ilk kez 5 golle kazandı
Hatayspor'un küme düşmesi kesinleşti
CHP Genel Başkanı Özel: "Bu salı grup toplantısı yok"
"Ümit Özdağ yargılanıyor, gideceğiz"
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.