Pazar akşamı maçlar sona erdi, yürüyorum akşam serinliğinde.
Bir baktım korna sesleri geliyor sevinç çığlıkları ile birlikte. Fenerliler, Trabzon galibiyetini kutluyor!
Aradan dakika geçmeden diğer taraftan slogan atanlar inletiyor ortalığı. Cimbomlular, Beşiktaş ile berabere kalıp son haftaya puan farkıyla önde girmenin tadını çıkartıyorlar!
Az ötede siyah beyaz bayraklarla birlikte bir başka kalabalık sevindirik olmuş bağrışıyor! Bu neyin nesi derken anlıyorum ki Beşiktaşlılar da Galatasaray ile deplasmanda berabere kalmanın ve son haftaya üçüncü sırada girmenin keyfini sürüyor!
Tek boynu bükük gezen ne yazık ki Trabzonlular! İntikam maçını kendi evlerinde kötü oynayarak farklı kaybetmenin üzüntüsü içindeler!
Ben Sadri Şener’in yerinde olsam tüm maçlarımı deplasmanda oynamayı teklif ederim Federasyon’a!!
Seyirci baskısı ve korkusu Trabzonspor’u ne yazık ki Avni Aker’de hep geriye düşürüyor! Bir türlü maça konsantre olamıyorlar! Hele ki önemli maçlarda adeta tel tel dökülüyorlar! Hasbel kader şanslarına rakip de kötüyse o gün, ne ala! Aksi takdirde yandı gülüm keten helva!
Ne kadar haklı olurlarsa olsunlar seyircinin taşkınlığı takımı kesinlikle olumsuz etkiliyor. Futbolcular tribünlere odaklanmaktan kendilerini maça tam manasıyla veremiyorlar. Eskinin Avni Aker’de rakibi boğan, kendi yarı sahasına hapseden, hücumda ve savunmada pres yapıp yıldıran Trabzonspor’undan eser kalmamış!
Bu vahim duruma acilen çözüm bulunması gerekiyor. Sadece Şenol Hoca’nın ve teknik heyetin değil profesyonel psikolojik danışmanların da devreye girmesi zorunlu sanki.
Evinde kazanamayan daha da vahimi iyi oynayamayan bir Trabzonspor’un başarılı olması imkânsız! Buna bir de hakem facialarını eklediğimizde varın gerisini siz düşünün!
Fatih Terim yine kendine has orijinalliklerini yapmaya başladı! 2-0 önde oynarken, her an üçüncüyü atıp maçı koparma umudun varken ve rakibin neredeyse hiç gol pozisyonu yokken santrforların ikisini de çıkartıp Sabri’den forvet icat etmeye kalkışmak intihardan başka nedir ki?! Dua etsin ki Beşiktaş beraberlik golünden sonra üzerine gelmedi Galatasaray’ın. Yoksa Kadıköy’e, kazanmaktan başka şansı olmadığı bir şekilde çıkmak durumunda kalabilirdi Fatih Terim.
Kazım’dan sonra Sabri takıntısı sarmış Terim’i! Sağ bek, orta saha derken şimdi de forvet olarak arzı endam etmeye başladı Sabri! Ben Ünal Aysal’ın yerinde olsam Fatih Terim kaleye geçirmeye kalkışmadan önce Sabri’yi satar hem takımı hem de Terim’i kurtarırdım!!!
Ayrıca hala ısrarla play-off eleştirisi yapmayı da bırakmalı Galatasaraylı idareciler, futbolcular ve yorumcular! Bu sistem Galatasaray en yakın rakibine 9 puan fark attıktan sonra getirilmiş bir sistem değil! Ayrıca alttaki takımların yerinde pekâlâ Galatasaray da olabilirdi normal lig bittiğinde. Normal ligi ikinci veya üçüncü sırada bitirselerdi yine de eleştirebilecekler miydi Süper Final’i?!
Bir baktım korna sesleri geliyor sevinç çığlıkları ile birlikte. Fenerliler, Trabzon galibiyetini kutluyor!
Aradan dakika geçmeden diğer taraftan slogan atanlar inletiyor ortalığı. Cimbomlular, Beşiktaş ile berabere kalıp son haftaya puan farkıyla önde girmenin tadını çıkartıyorlar!
Az ötede siyah beyaz bayraklarla birlikte bir başka kalabalık sevindirik olmuş bağrışıyor! Bu neyin nesi derken anlıyorum ki Beşiktaşlılar da Galatasaray ile deplasmanda berabere kalmanın ve son haftaya üçüncü sırada girmenin keyfini sürüyor!
Tek boynu bükük gezen ne yazık ki Trabzonlular! İntikam maçını kendi evlerinde kötü oynayarak farklı kaybetmenin üzüntüsü içindeler!
Ben Sadri Şener’in yerinde olsam tüm maçlarımı deplasmanda oynamayı teklif ederim Federasyon’a!!
Seyirci baskısı ve korkusu Trabzonspor’u ne yazık ki Avni Aker’de hep geriye düşürüyor! Bir türlü maça konsantre olamıyorlar! Hele ki önemli maçlarda adeta tel tel dökülüyorlar! Hasbel kader şanslarına rakip de kötüyse o gün, ne ala! Aksi takdirde yandı gülüm keten helva!
Ne kadar haklı olurlarsa olsunlar seyircinin taşkınlığı takımı kesinlikle olumsuz etkiliyor. Futbolcular tribünlere odaklanmaktan kendilerini maça tam manasıyla veremiyorlar. Eskinin Avni Aker’de rakibi boğan, kendi yarı sahasına hapseden, hücumda ve savunmada pres yapıp yıldıran Trabzonspor’undan eser kalmamış!
Bu vahim duruma acilen çözüm bulunması gerekiyor. Sadece Şenol Hoca’nın ve teknik heyetin değil profesyonel psikolojik danışmanların da devreye girmesi zorunlu sanki.
Evinde kazanamayan daha da vahimi iyi oynayamayan bir Trabzonspor’un başarılı olması imkânsız! Buna bir de hakem facialarını eklediğimizde varın gerisini siz düşünün!
Fatih Terim yine kendine has orijinalliklerini yapmaya başladı! 2-0 önde oynarken, her an üçüncüyü atıp maçı koparma umudun varken ve rakibin neredeyse hiç gol pozisyonu yokken santrforların ikisini de çıkartıp Sabri’den forvet icat etmeye kalkışmak intihardan başka nedir ki?! Dua etsin ki Beşiktaş beraberlik golünden sonra üzerine gelmedi Galatasaray’ın. Yoksa Kadıköy’e, kazanmaktan başka şansı olmadığı bir şekilde çıkmak durumunda kalabilirdi Fatih Terim.
Kazım’dan sonra Sabri takıntısı sarmış Terim’i! Sağ bek, orta saha derken şimdi de forvet olarak arzı endam etmeye başladı Sabri! Ben Ünal Aysal’ın yerinde olsam Fatih Terim kaleye geçirmeye kalkışmadan önce Sabri’yi satar hem takımı hem de Terim’i kurtarırdım!!!
Ayrıca hala ısrarla play-off eleştirisi yapmayı da bırakmalı Galatasaraylı idareciler, futbolcular ve yorumcular! Bu sistem Galatasaray en yakın rakibine 9 puan fark attıktan sonra getirilmiş bir sistem değil! Ayrıca alttaki takımların yerinde pekâlâ Galatasaray da olabilirdi normal lig bittiğinde. Normal ligi ikinci veya üçüncü sırada bitirselerdi yine de eleştirebilecekler miydi Süper Final’i?!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Zühtü Kazancı / diğer yazıları
- Ateist devlet olmayacağız / 08.09.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022