Cem Yılmaz geçenlerde, "Beni Cilalı Taş Devri'ne gönderseniz orada da güldürürüm. 26. yüzyıla gönderin yine güldürürüm. Bu bir iddia değil, realite." demişti.
Cem Yılmaz güldürmese rahmetli Levent Kırca, Kemal Sunal veya Yılmaz Erdoğan ve Şahan Gökbakar güldürür, hiç kimse güldürmese ben güldürürüm. Çünkü gülmek, yemek içmek gibi bir ihtiyaç ve insanımızın stresi, sıkıntısı, ağlaması, sızlaması arttıkça gülmeye olan ihtiyacı da artıyor. Daha da önemlisi böyle dönemlerde güldürmek çok daha pahalı hale geliyor ve doğal olarak da profesyonel güldürücüler daha çok zenginleşiyor.
Bugün Cem Yılmaz'ın canlı performansını izlemek isterseniz yaklaşık 2 saatlik bir gösteri için ortalama 750 lira ödemeniz gerekir.
Haa derseniz ki "Ben sosyal medyadan Ak Partisi sempatizanlarının sokak röportajlarını izleyip gülüyorum zaten", buna da eyvallah!
Sosyal medya olmasa, 2 saat sizi güldürmesi için ortalama 750 lira ödediğiniz Cem Yılmaz'a en az 7.500 lira ödemeniz gerekirdi zaten.
Farzı mahal Cem kardeşim derdi ki "10.000 sene önce taşı cilalamak kimin aklına geldi acaba? Hadi biri düşündü diyelim, peki cilayı nerden buldunuz? Hadi cila satan birini de buldunuz, nasıl satın alacaksınız? Daha para icat edilmedi ki!" ve başlardınız kahkahalarla gülmeye. Ama bu birkaç saniyede okuduğunuz espriyi Cem Yılmaz size dakikalarca evirip çevirip anlatırdı, arada manalı manalı susarak, mimiklerini kullanarak, en çok güldüğünüz kelimeleri defalarca tekrar ederek o kadar güzel anlatırdı ki biz sanki farklı espriler duyduğumuzu zannederek katıla katıla gülerdik. İşte Cem Yılmaz'la başlayan bu döneme Cilalı Güldürü Devri denir! Bir tek espriyi alıp her seferinde farklı renk ve tonlarda cilalayarak içerisinden onlarca güldürü malzemesi çıkarma dönemidir bu dönem.
Ne dedik, gülmek bir ihtiyaç!
Ancak asıl büyük ihtiyaç mutlu olmak!
Cem Yılmaz izlemek bizi çok ama çok güldürür fakat bu eylemimiz izleme bitene kadardır. Ardından hayatın acı gerçekleriyle baş başa kalırız ve kaldığımız yerden mutsuz olmaya devam ederiz.
Mutlu olmak ise, zaman zaman spontane bir olayla anlık yaşansa da esasen gülmek gibi anlık değil süreklilik gerektiren bir haldir.
Kendini seven iyi bir eşi, sevimli çocukları, sevdiği bir işi, samimi dostları, borçsuz bir hayatı olan, gelecekten endişe etmeyen kişiler mutludur. Onlar kahkaha atmasalar bile gözlerinin içi her daim güler.
Bazen insan yukarıda saydıklarıma sahip olmasa dahi mutludur ki asıl kalıcı olan ve dış etkenlerden etkilenmeyen mutluluk da budur.
Bu nasıl oluyor peki?
En önemlisi sahip olduğu maddi ve manevi değerlerin kıymetini bilip bunlardan zevk alabilenler sürekli mutludur.
Başına gelen belalarda isyan bayrağı çekmeyip sabırla mücadele edebilenler her zaman mutludur.
Hepsinden önemlisi ölmekten korkmayan insanlar hep mutludur. Zira ölmekten korkmayan insan öldükten sonra gideceği yere göre hazırlanarak hayatını yaşamıştır ve orada kendisini bekleyen sonsuz mutluluk ve huzuru bilmektedir.
Ancak bu tür insanlar çok ama çok azdır.
Bu sebeple dünyadaki mutluluğun temeli büyük ölçüde maddi unsurlara bağlıdır.
Her yıl ilan edilen dünyanın en mutlu ülkeleri sıralamasına bir bakalım! İlk sıralarda yıllardır bizi kıskanan Avrupa ülkeleri var. Sıralama doğal olarak insanların hayat standartlarının yüksekliği ile paralel gidiyor. Kişi başına düşen gelir durumu yüksek olan, işsizlik problemi yaşamayan, gelecek endişesi duymayan ülkelerde yaşayanlar oldukça mutlu.
Ya Türkiye?!
Tam 112.sırada!
146 ülke içerisinde 112.sıradayız ve her yıl daha çok geriliyoruz. Dünya mutluluk araştırmalarının yapılmaya başlandığı 2012 yılında 75.sıradayken her yıl adım adım düşerek 112.sıraya geldik.
Bu hale gelmemizin sebebi bizi idare edenler midir yoksa Avrupa ülkelerinin bizi aşırı derecede kıskanmaları sonucu buna dayanamayan enflasyonun patlaması mıdır bilemiyorum!
Ama böyle giderse sürekli mutluluğu yakalayamayacağımızdan dolayı en azından birkaç saatliğine de olsa gülebilmek için Cem Yılmaz'a ve cilalı esprilerine çok fazla ihtiyacımız olacağı kesin!
- Cem Yılmaz ve Cilalı Güldürü Devri / 29.08.2022
- Bırakın beni milleti uyandırın / 24.08.2022
- Aramıza katılmanızı bekliyoruz / 16.08.2022
- Suriye’nin kuzeyi mi, Büyük İsrail’in kilidi mi? / 01.08.2022
- 15 Temmuz ve alınmayan dersler / 19.07.2022
- Adalet yoksa zulüm vardır / 21.06.2022
- Polemikten beslenen siyaset / 09.05.2022
- Haydar Baş ve Aşk / 14.04.2022
- AK-YÜZBİM / 12.04.2022