Ülkemizin en kangren sorunlarından birisi şüphesiz işsizlik…
Milyonlarca insanımız, gencimiz işsizliğin pençesinde büyük bir yokluk içinde hiçbir geliri ve güvencesi olmadan hayatta kalmaya çalışıyor.
İşsizliğin bitirilmesi, gençlerimizin istihdam edilmeleri en büyük temennimiz ama bunun gerçekleşebilmesi için pazarın genişlemesi ve üretim koşullarının iyileştirilmesi gerekiyor. Bunu sağlayacak bir ekonomik model uygulanmadıkça, mevcut borca ve ithalata bağımlı politikalarla sorunun çözülebilmesi asla mümkün gözükmüyor.
Dilerseniz önce dün açıklanan resmi işsizlik verilerine bir bakalım.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Ağustos ayına ilişkin işgücü verileri şöyle:
* Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaş grubunda işsiz sayısı, Ağustos'ta bir önceki aya kıyasla 100 bin kişi azalarak 3 milyon 312 bin kişi oldu.
* İşsizlik oranı, bir önceki aya göre 0.4 puan azalışla yüzde 9.6 oldu. İşsizlik oranı, geçen yılın aynı ayına göre 2.2 puan azalırken, Mart 2014'ten bu yana en düşük seviyesine geriledi. Mart 2014'te işsizlik oranı yüzde 9.5 olarak kayıtlara geçmişti.
* 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranı, bir önceki aya göre 0.8 puanlık azalışla yüzde 18 oldu.
* İstihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre 366 bin kişi artarak 31 milyon 14 bin kişi, istihdam oranı ise 0.5 puanlık artış ile yüzde 47.9 oldu.
* İşgücü bir önceki aya göre 266 bin kişi artarak 34 milyon 326 bin kişi, işgücüne katılma oranı ise 0.4 puanlık artış ile yüzde 53.0 olarak gerçekleşti.
* Haftalık ortalama fiili çalışma süresi bir önceki aya göre 0.9 saat artarak 44.1 saat olarak gerçekleşti.
* Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı bir önceki aya göre 2.6 puan azalarak yüzde 19.8 oldu.
Dikkat ederseniz resmi işsizlik oranı TÜİK'in verilerine göre yüzde 9.6 ile tek haneye düşmüş durumda. Ama diğer taraftan yine TÜİK verilerine göre geniş tanımlı işsizliği ifade eden "atıl işgücü' yüzde 19.8.
Resmi işsiz sayısı 3 milyon 312 bin kişi iken, atıl işgücü olarak 7 milyon kişiyi aşkın bir işsizler ordumuz var. Ayrıca ülkemizde işgücüne katılım oranı yüzde 53 ile oldukça düşük vaziyette. Hemen hemen aynı nüfusa sahip olduğumuz Almanya'da işgücüne katılım yüzde 79 seviyesinde. Uygulanan ekonomi politikaları bir taraftan işsizliği azaltması gerekirken, diğer taraftan işgücüne katılımı da artırması gerekiyor.
Genç işsizlik ise oldukça tehlikeli. Çünkü milyonlarca gencimizin eğitimde olmamasına rağmen aynı zamanda işsiz olması, esasında ciddi bir milli güvenlik sorunu. Bu gençler ne işyerinde ne de okulda, peki, nerede?
İşte gençlerimizin bu şekilde başıboş olması, ülkemiz üzerinde menfur hesapları olanların ekmeğine maalesef yağ sürmektedir. Gençlerimize, kabiliyetlerini açığa çıkartacağı ortamlar hazırlamak, onların enerjisine toplum yararına bir sinerjiye dönüştürebilmek, elbette ki ekonomiyi yönetenlerin sorumluluğundadır.
Ama maalesef bırakın bu atıl durumda kalan gençleri, doktor olmuş, mühendis, öğretmen olmuş kalifiye gençlerimizi bile ülkemizde tutamıyoruz.
Her bir Türk genci, kabiliyeti ne olursa olsun, Türkiye için, Türk milleti için çok büyük değerdir. En büyük hazine de bu gençlerimizdir.
TÜİK'in işgücü verilerini değerlendiren DİSK-AR dikkat çekici tespitlerde bulundu. DİSK-AR'ın raporunda, "TÜİK'e göre işsiz sayısı son bir yılda 560 bin azalırken İŞKUR'a göre 148 bin arttı. TÜİK'in saptadığı işsiz sayısı kayıtlı işsiz sayısından az" denildi. DİSK-AR'ın TÜİK verilerinden yararlanarak yaptığı hesaplamaya göre, mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı Ağustos 2022'de 7 milyon 337 bin kişi oldu.
İşsizlik sorununun mevcut politikalarla çözüme kavuşması imkansız dedik, çünkü uyguladığımız kapitalist ekonomik model, belirli bir orandaki işsizliği normal karşılıyor, hatta "olması gerekli" diyor. İşsizlik sorununun bitirilmesi, uyguladığımız kapitalist sistemin hedefinde bile yok.
İşsizlik sorununu çözebilecek tek model, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'dir. Model, işsizliği azaltmayı değil, tam istihdamı yani sıfır işsizliği hedeflemektedir. Modelde, işsizliğin çözümü için önce tüketimin canlandırılması gerektiği, tüketim canlandıkça da üretimin zaten canlanacağı ve bunun sonucunda da istihdamın artacağı belirtilir.
Bunun sağlanması için devlet emek ve üretim karşılığı senyoraj gelirini devreye koyar, sosyal devlet projeleriyle tüketimi canlandırır, sıfır faizli kredilerle de üretimi destekler. İşte tam istihdamın sırrı özetle budur.
Ülkemizde işsizlik tarih olsun istiyorsak, bu eşsiz modeli uygulayacak olan Bağımsız Türkiye Partisi'ni (BTP) ve lideri Hüseyin Baş'ı baş tacı etmeliyiz.
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025