Sezen Aksu'nun beş yıl önce yazdığı bir şarkısında Hz. Adem ve Hz. Havva hakkında kullandığı, bizim de tasvip etmediğimiz bir kelime için ortalığı ayağa kaldıranların çoğunun İslam dini konusunda çok hassasiyet sahibi oldukları kanısına sakın kapılmayın.
Zira onların çoğunun hassasiyeti emin olun İslam değil.
Eğer İslam hassasiyetleri konusunda gerçekten samimi olsalar, 1998'li yıllarda dönemin papası Jean Paul'le Vatikan'da görüşüp, 'Dinler arası diyalog için papalık konseyi misyonunun bir parçası olmak istiyoruz' ve 'İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur. Bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır' cümlelerinin yer aldığı bir mektup veren Fetullah Gülen'in çevresinde yıllarca 'hoca efendi' diye diye pervane olmazlardı.
İslam konusunda azıcık kaygıları olsa idi merhum Hocam Prof. Dr. Haydar Baş, "Biz milletimizin imanıyla oynanmasına müsaade etmeyiz. Bugün en büyük tehlike (Fetullah Gülen'in taşeronluğunu yaptığı) Dinler arası Diyalog'tan geliyor. Bu Müslüman Türk evladını Hıristiyanlaştırma propagandasıdır. Buna izin vermeyin" sözleriyle 2001 yılında bizzat uyardığında, siyasiler bunun gereğini yaparlar ve 15 Temmuz darbe girişimi yaşandıktan sonra FETÖ'ye aldandıklarını itiraf etmek zorunda kalmazlardı.
Yüce dinimiz İslam onlar için gerçekten her şeyin üstünde olsaydı, FETÖ elebaşı Gülen'in 2002 yılında yayımlanan Küresel Barışa Doğru adlı kitabında, 'Kelime-i Tevhid'in 'Muhammed Allah'ın Resulüdür' kısmını söylemeksizin yalnızca birinci kısmını söyleyen kimselere de rahmet nazarıyla bakılmalıdır' ifadelerine yer vererek, âlemlere rahmet olarak gönderilmiş Peygamber Efendimizi (s.a.a) devre dışı bırakmaya çalışırken, Prof. Dr. Haydar Baş gibi Müslüman'a yakışan bir tepki verir ve Resulüllah'ı savunarak peygamber hassasiyetleri olduğunu gösterirler ve bu FETÖ'cülere her istediklerini istisnasız vermezlerdi.
İslam konusunda gerçekten hassasiyet sahibi olsalardı, ülkemizin başına bela olan FETÖ örgütünün fikri kaynağı konumundaki Sait Nursi'nin kitapları 2014 yılından sonra Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından basılıp dağıtılmaya başlanmazdı. O Sait Nursi ki, Kastamonu Lahikası adlı kitabında, "Birinci Dünya Savaşı'nda bizimle savaşmış da olsa, bir Hıristiyan ölmüşse şehit sayılır, ahirette mükâfatı vardır" cümlelerinin altına imza atmış bir isimdir.
İslam konusunda hassasiyet sahibi olsalardı, dinimiz her türlüsünü haram kıldığı halde 'yolsuzluk başka hırsızlık başkadır' diyerek yolsuzluk yapan politikacıları temize çıkarmaya çalışmazlardı.
Her şey bir kenara İslam konusunda azıcık hassasiyetleri olsa idi birkaç oy kazanmak için her fırsatta yüce dinimizi kullanmaktan geri durur, insanlarımızı İslam'dan uzaklaştıracak söylemler kullanmaz, kararlar almazlardı.
Niyetimin Sezen Aksu savunuculuğu olduğu sanılmasın, yanlış söz kime ait olursa olsun yanlıştır.
Yalnızca yüce dinimiz İslam konusunda Prof. Dr. Haydar Baş Hocam, bütün baskılara ve hukuksuz tazyiklere yıllarca tek başına karşı koyarken, hatta FETÖ'cülerin tüm güçlerine karşı tek tabanca mücadele ederken suspus olanların şimdi bir şarkı üzerinden peygamber savunucusu kesilmesinin ne kadar samimiyetten uzak olduğuna dikkatinizi çekmek istedim.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024