Ehl–i Beyt Külliyatı’nı kaleme alan Prof. Dr. Haydar Baş’a yönelik olarak bugün başlatılan saldırı ve iftiralar herkesin safının neresi olduğunu ortaya koydu.
Yani Ehl–i Beyt Resulullah’ın vefatından sonra olduğu gibi bugün de bir turnusol niteliğinde. Allah Resulünün vefatından sonra tüm Müslümanlar Ehl–i Beyt’le imtihan edildiler ve maalesef çoğu bu imtihanı kaybetti. Aynı imtihan bugün de devam ediyor. İnşallah günümüzdeki bu büyük Ehl–i Beyt imtihanını hepimiz kazanırız.
Bugün yaşananların temeli olan çatışmanın en şiddetlisini Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin yaşamışlardı. O gün iki cephe vardı. Bir cephe Ehl–i Beyt’ti, yani Allah Resulü’nün evlatlarının bulunduğu cephe. Öteki cephe yani Allah Resulü’nün mübarek evlatlarını hedef alan şer cephesi ise Yezid, Muaviye ve Emevi cephesiydi. Bu şer cephesi farklı farklı zamanlarda Ehl–i Beyt ailesinin kanını döktüler. Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve daha pek çok Ehl–i Beyt’i şehit ettiler.
Günümüzdeki çatışma işte Ehl–i Beyt ailesinin o dönemde yaşadıkları çatışmanın devamıdır. Dikkat ederseniz bugün de temelde iki cephe var. Bir tarafta Ehl–i Beyt ve bu mübarek ailenin varisleri. Öteki tarafta ise Yezid’in varisleri…
Ne büyük lütuf ki bugün Ehl–i Beyt cephesini savunma Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosuna nasip olmuştur. Geçmişte Ehl–i Beyt’i savunan, Ehl–i Beyt’ten taraf olan herkesin başına gelen iftira ve karalama kampanyaları şimdi de Prof. Dr. Haydar Baş’a yönelik olarak başlatılmıştır. Bundan dolayıdır ki Yezit cephesinin birinci hedefinde olan kişi bugün Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Sayın Baş, Ehl–i Beyt Külliyatı’nı ortaya koyarak hayırda büyük bir çığır açmıştır. Her geçen gün yaklaşılan Şii–Sünni çatışması, bu külliyatta kaleme alınan gerçeklerle vatandaşlar tanıştıkça gerilemiştir. Asıl rahatsızlık bundan dolayıdır. İslam dünyasını bölünüp parça parça edilmesine engel olduğu için Sayın Baş karalanmaktadır.
Bugün Prof. Dr. Haydar Baş yazdığı Ehl–i Beyt Külliyatı’yla Hz. Peygamber’i savunmaktadır. Hz. Ali’yi, Hz. Fatıma’yı, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i savunmaktadır.
Ehl–i Beyt Külliyatına ve Sayın Baş’a saldıranlar ise “İslam iki çocuğa ve 6 ay sonra ölecek bir kadına mı emanet edilmiş” diyerek Ehl–i Beyt ailesini aşağılamaktadırlar.
Aradaki fark bu işte. Prof. Dr. Haydar Baş Resulullah’ı ve Ehl–i Beyt ailesini savunurken öteki taraf bu mübarek aileyi karalayan hem dünyalarını hem de ahiretlerini heba etmektedirler.
Yani Ehl–i Beyt Resulullah’ın vefatından sonra olduğu gibi bugün de bir turnusol niteliğinde. Allah Resulünün vefatından sonra tüm Müslümanlar Ehl–i Beyt’le imtihan edildiler ve maalesef çoğu bu imtihanı kaybetti. Aynı imtihan bugün de devam ediyor. İnşallah günümüzdeki bu büyük Ehl–i Beyt imtihanını hepimiz kazanırız.
Bugün yaşananların temeli olan çatışmanın en şiddetlisini Hz. Ali, Hz. Fatıma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin yaşamışlardı. O gün iki cephe vardı. Bir cephe Ehl–i Beyt’ti, yani Allah Resulü’nün evlatlarının bulunduğu cephe. Öteki cephe yani Allah Resulü’nün mübarek evlatlarını hedef alan şer cephesi ise Yezid, Muaviye ve Emevi cephesiydi. Bu şer cephesi farklı farklı zamanlarda Ehl–i Beyt ailesinin kanını döktüler. Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve daha pek çok Ehl–i Beyt’i şehit ettiler.
Günümüzdeki çatışma işte Ehl–i Beyt ailesinin o dönemde yaşadıkları çatışmanın devamıdır. Dikkat ederseniz bugün de temelde iki cephe var. Bir tarafta Ehl–i Beyt ve bu mübarek ailenin varisleri. Öteki tarafta ise Yezid’in varisleri…
Ne büyük lütuf ki bugün Ehl–i Beyt cephesini savunma Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosuna nasip olmuştur. Geçmişte Ehl–i Beyt’i savunan, Ehl–i Beyt’ten taraf olan herkesin başına gelen iftira ve karalama kampanyaları şimdi de Prof. Dr. Haydar Baş’a yönelik olarak başlatılmıştır. Bundan dolayıdır ki Yezit cephesinin birinci hedefinde olan kişi bugün Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Sayın Baş, Ehl–i Beyt Külliyatı’nı ortaya koyarak hayırda büyük bir çığır açmıştır. Her geçen gün yaklaşılan Şii–Sünni çatışması, bu külliyatta kaleme alınan gerçeklerle vatandaşlar tanıştıkça gerilemiştir. Asıl rahatsızlık bundan dolayıdır. İslam dünyasını bölünüp parça parça edilmesine engel olduğu için Sayın Baş karalanmaktadır.
Bugün Prof. Dr. Haydar Baş yazdığı Ehl–i Beyt Külliyatı’yla Hz. Peygamber’i savunmaktadır. Hz. Ali’yi, Hz. Fatıma’yı, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i savunmaktadır.
Ehl–i Beyt Külliyatına ve Sayın Baş’a saldıranlar ise “İslam iki çocuğa ve 6 ay sonra ölecek bir kadına mı emanet edilmiş” diyerek Ehl–i Beyt ailesini aşağılamaktadırlar.
Aradaki fark bu işte. Prof. Dr. Haydar Baş Resulullah’ı ve Ehl–i Beyt ailesini savunurken öteki taraf bu mübarek aileyi karalayan hem dünyalarını hem de ahiretlerini heba etmektedirler.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024