Haçlı savaşları tetkik edilince görülür ki, daima Batılı milletler, İslam dünyasına, özellikle Türklere saldırmışlardır. İslam dünyasının yaptığı iş ise bir savunmadan ibarettir.
Haçlı seferlerinin yanlışlığı, zaman içerisinde haçlılar tarafından da anlaşılmış olacak ki, bu konuda pek çok itiraf ve pişmanlık sözleri dile getirilmiştir.
Şimdi bir şekilde -sürçü lisan olsa bile- yeniden haçlı savaşından bahsetmek, batının kendisi ile çelişkisi olur. ABD Başkanı Bush, her ne kadar bu çelişkiye düşmüş ise de, arkadan Amerikalı müslümanları ziyaret etmek zorunda kalmıştır.
Devlet adamı olmanın ilk şartı adil olmaktır. Delil ve şahide dayanmaktır. Dünyanın %25 nüfusu olan Müslümanların tamamı olmasa da, bir kısmının bile hedef alınması son derece yanlıştır.
Hukukta aslolan cezanın ferdiliğidir.
Terörü kim yapmış ya da azmettirmişse onun bulunup uluslararası mahkemelerde yargılanması gerekir. Öfkeyle kalkmak hiç kimseye bir şey kazandırmaz.
Muhammet Ali, enteresan bir tavır koymuş, "Müslümanım ve Amerikalıyım" diyerek çelişkiye tokat atmıştır.
Özellikle 72 milletin karmasından oluşan ABD'nin çok dikkatli olması gerekir. Çünkü içinde Hıristiyanlık dışında pek çok din vardır. Pek çok ırk mensubu vardır. Siyahla-beyazı bir ölçüde kaynaştırabilmiş olması, ABD yararına bir puandır. En azından Müslüman vatandaşları ile ters düşmemeli, hukuk ve adaletten ayrılmamalıdır.
ABD'nin yapması gereken ilk iş, dünya ülkelerinin istihbarat kurumları ile yakın işbirliğinde bulunmak, failleri ve azmettiricileri ispatlı bir şekilde ortaya koymaktır.
Hiçbir zaman ABD'nin istihbarat bilgisinin mutlak doğru olduğu da söylenemez. İşte Kenedy kardeşlerin vurulmasının üzerinden bir hayli zaman geçtiği halde, failler ortaya koyulamamıştır.
Öyleyse, tarihi ve günü iyi sentez etmek gerekir. Olayları doğru değerlendirmek gerekir. Zira haçlı seferinden bahsetmek Sn. Bush için talihsiz bir beyan olmuştur. Umarız, bu yanlış telafi edilecektir.
Türk medyasına gelince, pek azı istisna edilirse oldukça tutarlı makaleler ve yorumlar yazıldı. Zira körfez savaşı dendi, Türkiye 30 milyar zarara uğradı. Bir koyup üç almak şöyle dursun Güneydoğunun balansı da bozuldu.
Bu itibar ile aydınımız, politikacımız, askerimiz, sivilimiz.... kısaca tüm insanımızın akıllı, soğukkanlı ve tutarlı olmasından başka bir yol görülmemektedir.
Suçluların bulunmasına biz de yardımcı olalım. Her çeşit istihbaratta destek verelim. Ama kördöğüşü misali olaylara uluorta alet olmayalım.
Haçlı savaşlarının tarafı olmadığımız gibi, böyle bir savaş ateşine de su püskürtelim. Özellikle sarsılan ekonomimizin balans sıkıntılarına tahammülü kalmamıştır. Dileriz akl-ı selim galip gelir. İnsanlık birilerinin hatırına bir maceraya sürüklenmez.
Haçlı seferlerinin yanlışlığı, zaman içerisinde haçlılar tarafından da anlaşılmış olacak ki, bu konuda pek çok itiraf ve pişmanlık sözleri dile getirilmiştir.
Şimdi bir şekilde -sürçü lisan olsa bile- yeniden haçlı savaşından bahsetmek, batının kendisi ile çelişkisi olur. ABD Başkanı Bush, her ne kadar bu çelişkiye düşmüş ise de, arkadan Amerikalı müslümanları ziyaret etmek zorunda kalmıştır.
Devlet adamı olmanın ilk şartı adil olmaktır. Delil ve şahide dayanmaktır. Dünyanın %25 nüfusu olan Müslümanların tamamı olmasa da, bir kısmının bile hedef alınması son derece yanlıştır.
Hukukta aslolan cezanın ferdiliğidir.
Terörü kim yapmış ya da azmettirmişse onun bulunup uluslararası mahkemelerde yargılanması gerekir. Öfkeyle kalkmak hiç kimseye bir şey kazandırmaz.
Muhammet Ali, enteresan bir tavır koymuş, "Müslümanım ve Amerikalıyım" diyerek çelişkiye tokat atmıştır.
Özellikle 72 milletin karmasından oluşan ABD'nin çok dikkatli olması gerekir. Çünkü içinde Hıristiyanlık dışında pek çok din vardır. Pek çok ırk mensubu vardır. Siyahla-beyazı bir ölçüde kaynaştırabilmiş olması, ABD yararına bir puandır. En azından Müslüman vatandaşları ile ters düşmemeli, hukuk ve adaletten ayrılmamalıdır.
ABD'nin yapması gereken ilk iş, dünya ülkelerinin istihbarat kurumları ile yakın işbirliğinde bulunmak, failleri ve azmettiricileri ispatlı bir şekilde ortaya koymaktır.
Hiçbir zaman ABD'nin istihbarat bilgisinin mutlak doğru olduğu da söylenemez. İşte Kenedy kardeşlerin vurulmasının üzerinden bir hayli zaman geçtiği halde, failler ortaya koyulamamıştır.
Öyleyse, tarihi ve günü iyi sentez etmek gerekir. Olayları doğru değerlendirmek gerekir. Zira haçlı seferinden bahsetmek Sn. Bush için talihsiz bir beyan olmuştur. Umarız, bu yanlış telafi edilecektir.
Türk medyasına gelince, pek azı istisna edilirse oldukça tutarlı makaleler ve yorumlar yazıldı. Zira körfez savaşı dendi, Türkiye 30 milyar zarara uğradı. Bir koyup üç almak şöyle dursun Güneydoğunun balansı da bozuldu.
Bu itibar ile aydınımız, politikacımız, askerimiz, sivilimiz.... kısaca tüm insanımızın akıllı, soğukkanlı ve tutarlı olmasından başka bir yol görülmemektedir.
Suçluların bulunmasına biz de yardımcı olalım. Her çeşit istihbaratta destek verelim. Ama kördöğüşü misali olaylara uluorta alet olmayalım.
Haçlı savaşlarının tarafı olmadığımız gibi, böyle bir savaş ateşine de su püskürtelim. Özellikle sarsılan ekonomimizin balans sıkıntılarına tahammülü kalmamıştır. Dileriz akl-ı selim galip gelir. İnsanlık birilerinin hatırına bir maceraya sürüklenmez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002