Dünyanın güçlü milletleri, birlik konusunda son derece duyarlı. İşte ABD. 52 devlet bir araya gelerek 250 milyon nüfusu olan Amerika Birleşik Devletleri'ni oluşturdu. Dünyanın süper gücü. Her noktaya hakim olmaya çalışıyor.
AB ise, ABD örneğinden esinlenerek Avrupa Birliği'ni kuruyor. Önce sırf katolikleri bünyesine almak isteyen birlik, giderek Ortodoks ve protestanlara da açıldı. Halkı Müslüman olan tek talep sahibi Türkiye. Elbette din esasına göre hareket eden birlik, Türkiye'yi kabul etmeyecektir.
Kadîm milletler olan Cermenler, Latinler, Anglo-Saksonlar ve diğerleri, milli çizgilerini feda ederek AB'ye giriyor. Hedef Avrupa Birliği. ABD ve Rusya arasında daha güçlü bir Avrupa'yı kurmak.
21. asra girdiğimiz bir zamanda, Batı, bu doğru seçimde hızla güç kazanıyor. Nihaî hedef dünya hakimiyeti.
Durum çok açık olduğu halde, başta Türkiye ve Ortadoğu parçalanmak ve bölünmek tehlikesi ile her an karşı karşıya. 20. asrın başında 25 milyon kilometrekare olan Osmanlı toprağının sadece 1/33'ünü muhafaza edebildik. Anadolu, Osmanlı ülkesinden kalan tek miras.
Binbir entrika ile ülkemizin toprakları zorlanıyor. Kıbrıs, Hatay, Güneydoğu, İstanbul sur içi, Trabzon, Ermeni talepleri ve benzeri senaryolar. Hepsinin ortak hedefi, 1/33 olan bu paya bile el koymak.
Ortadoğu devletçiklerinin sınırlarına bakarsanız hepsi de cetvelle çizilmiş durumda. Osmanlı'nın son zamanlarını hatırlayalım. İngiliz ajanları fitneler üreterek, Osmanlı'nın parçalanmasında çok aktif rol oynadılar. Osmanlı'yı emperyalist sayarak Muhammed bin Abdülvehhap, Şerif Hüseyin ve emsallerini kullandılar. Ayrılıkçı siyaset takımları ektiler. Böldüler, parçaladılar. Şimdi de yutuyorlar. İşte Filistin bu lokmalardan sadece bir tanesi.
Bu birlik bozulmamış olsaydı, Osmanlı Filistin'i kaybetmemiş olsaydı, acaba İsrail, bugünkü vahşetini icra edebilir miydi? Elbette hayır.
Aklın yolu birdir. ABD, AB gibi dev birlikler oluşturulurken, bizlerin ayrılık üzere politika üretmemiz ne kadar doğru olabilir?
Türkiye hiç zaman geçirmeden siyasî, iktisadî, kültürel diyaloglar kurmalı, bin yıllık tarihî birikimini iyi değerlendirmeli, Doğu ve Ortadoğu'da öncü olmalıdır. Birlikler kurmalıdır.
Batılılar, her ne kadar Türkiye'nin bu tip girişimlerini engellemek isteseler de yapılacak olan tek doğru iş budur.
Tarzı, üslubu, niteliği nasıl olursa olsun; Türkiye Doğu ve Ortadoğu ülkeleri ile işbirliği, güçbirliği, hatta siyasî birlikler kurmalıdır. Bunun da ilk aşaması projeyi gönüllerde ve beyinlerde hayata geçirmektir.
Yine bir karşı propaganda var; ABD, AB gibi devler müsaade etmez. Bu anlayış ancak mandacı bir anlayışıtır. Tarih daima tekerrür eder ve edecektir de. Yeter ki inançla, kararla, devamla yola çıkılsın. Bu irade fiile dönüşünce çıkılsın. Bu irade fiile dönüşünce işlerin rahmete dönüştüğünü hep birlikte göreceğiz.
Önceki gün Hakk'a vuslat eden Baki Bektaş hocamızın aziz hatırasına hürmeten son yazısını tekrar yayınlıyoruz.
AB ise, ABD örneğinden esinlenerek Avrupa Birliği'ni kuruyor. Önce sırf katolikleri bünyesine almak isteyen birlik, giderek Ortodoks ve protestanlara da açıldı. Halkı Müslüman olan tek talep sahibi Türkiye. Elbette din esasına göre hareket eden birlik, Türkiye'yi kabul etmeyecektir.
Kadîm milletler olan Cermenler, Latinler, Anglo-Saksonlar ve diğerleri, milli çizgilerini feda ederek AB'ye giriyor. Hedef Avrupa Birliği. ABD ve Rusya arasında daha güçlü bir Avrupa'yı kurmak.
21. asra girdiğimiz bir zamanda, Batı, bu doğru seçimde hızla güç kazanıyor. Nihaî hedef dünya hakimiyeti.
Durum çok açık olduğu halde, başta Türkiye ve Ortadoğu parçalanmak ve bölünmek tehlikesi ile her an karşı karşıya. 20. asrın başında 25 milyon kilometrekare olan Osmanlı toprağının sadece 1/33'ünü muhafaza edebildik. Anadolu, Osmanlı ülkesinden kalan tek miras.
Binbir entrika ile ülkemizin toprakları zorlanıyor. Kıbrıs, Hatay, Güneydoğu, İstanbul sur içi, Trabzon, Ermeni talepleri ve benzeri senaryolar. Hepsinin ortak hedefi, 1/33 olan bu paya bile el koymak.
Ortadoğu devletçiklerinin sınırlarına bakarsanız hepsi de cetvelle çizilmiş durumda. Osmanlı'nın son zamanlarını hatırlayalım. İngiliz ajanları fitneler üreterek, Osmanlı'nın parçalanmasında çok aktif rol oynadılar. Osmanlı'yı emperyalist sayarak Muhammed bin Abdülvehhap, Şerif Hüseyin ve emsallerini kullandılar. Ayrılıkçı siyaset takımları ektiler. Böldüler, parçaladılar. Şimdi de yutuyorlar. İşte Filistin bu lokmalardan sadece bir tanesi.
Bu birlik bozulmamış olsaydı, Osmanlı Filistin'i kaybetmemiş olsaydı, acaba İsrail, bugünkü vahşetini icra edebilir miydi? Elbette hayır.
Aklın yolu birdir. ABD, AB gibi dev birlikler oluşturulurken, bizlerin ayrılık üzere politika üretmemiz ne kadar doğru olabilir?
Türkiye hiç zaman geçirmeden siyasî, iktisadî, kültürel diyaloglar kurmalı, bin yıllık tarihî birikimini iyi değerlendirmeli, Doğu ve Ortadoğu'da öncü olmalıdır. Birlikler kurmalıdır.
Batılılar, her ne kadar Türkiye'nin bu tip girişimlerini engellemek isteseler de yapılacak olan tek doğru iş budur.
Tarzı, üslubu, niteliği nasıl olursa olsun; Türkiye Doğu ve Ortadoğu ülkeleri ile işbirliği, güçbirliği, hatta siyasî birlikler kurmalıdır. Bunun da ilk aşaması projeyi gönüllerde ve beyinlerde hayata geçirmektir.
Yine bir karşı propaganda var; ABD, AB gibi devler müsaade etmez. Bu anlayış ancak mandacı bir anlayışıtır. Tarih daima tekerrür eder ve edecektir de. Yeter ki inançla, kararla, devamla yola çıkılsın. Bu irade fiile dönüşünce çıkılsın. Bu irade fiile dönüşünce işlerin rahmete dönüştüğünü hep birlikte göreceğiz.
Önceki gün Hakk'a vuslat eden Baki Bektaş hocamızın aziz hatırasına hürmeten son yazısını tekrar yayınlıyoruz.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002