Sn. Ecevit, Türkiye'nin Başbakanı olarak ortaya koyduğu tespit, fevkalade doğru ve de isabetlidir. Sn. Ecevit, İsrail'in açık bir soykırım yaptığını söylüyor. Dünya kamuoyuna ülkemizin görüşünü bildiriyor. Kendisini takdir ediyor ve görüşlerine aynen katılıyoruz.
Her ne kadar bazı politikacılar ve gazeteciler katılmasa da, milli duruşumuz bu istikamettedir.
Fakat ABD'de yaşayan bir avuç Yahudi'nin oluşturduğu lobi, Sn. Ecevit'e karşı çıkıyor, bu ifadeyi reddediyor.
Şimdi durup soruyoruz; bu lobi kime karış tavır koymaktadır? Hele durup bir düşünsünler.
Yahudiler 500 yıl önce Avrupa'da katledilirken, onları koruyan ve onlara Türk yurdunu açan biz olduk. İşte 500 yıl vakfıyla bu hatıraya atıfta bulunan Yahudilerdir ve Yahudi sevenlerdir.
Bugün en büyük terör olan işgali gözardı ederek, zulme uğramış insanların tepkisini soyut bir şekilde karşılamak hiçbir akl-ı selim sahibi insanı tatmin etmez. Filistinli, yıllardan beri toprağından, bayrağından, devletinden, kimliğinden mahrum olarak yaşıyor.
İsrail'in uyguladığı proje en azından bir asimile projesidir. Tehcir, tehdit, zulüm, katil ve nihayet işgal. Zerre kadar insafla bakan herkes İsrail'in zalim olduğunu, asıl terörü İsrail'in çıkardığını rahatlıkla görür.
ABD ikinci haftasına giren saldırıya bir hafta daha mühlet tanımasıyla safını ve niyetini ortaya koydu. BM kararlarını ciddiye alan yok.
Türkiye'nin Başbakanı, çok doğru bir tespit yapıyor. Bir de ne görelim ABD'deki Yahudi lobisi bu gerçekten rahatsız oluyor.
Yahudiler'in daha iyi şeyler yapacağını beklemek belki de safdillik olur. Fakat hâlâ daha Yahudi lobileri üzerinden politika üretmeye çalışanları hiç ama hiç anlayamıyoruz. Bu taklitçi ve anlamsız tavır artık terkedilmelidir.
Türkiye-İsrail işbirliğine gelince, görülen o ki, bu işbirliği hiçbir Türk'ü tatmin etmiyor. 22 Arap devletini de Türkiye'nin karşısına geçiriyor.
Türkiye teslimiyetçi, tek taraflı politikaları gözden geçirmelidir. Başkalarının dümensuyunda politika, millî kimliğimize uygun değildir.
İşte Yahudiler, bunca fedakârlığa rağmen bunca tavize rağmen, en küçük bir sebeple, Türkiye Başbakanına karşı çıkabilmektedir.
Arz-ı Mev'ud (Yahova'nın vâdettiği toprak) ideali olan Yahudi haritasında, Harran da var. Türkiye, İsrail ilişkilerine fevkalade dikkat etmelidir. Özellikle askerî hassasiyet arzeden konular yeniden gözden geçirilmelidir.
Evet 1923-38 dönemi gibi bir dış politika gerek. Millî kimliğe gölge düşürecek her durumdan kaçınmak lazım. Hele bir lobi asla muhatap kabul edilemez. Sn. Başbakan'ın cevabını yetersiz bulduğumuzu da ifade etmek isteriz.
Her ne kadar bazı politikacılar ve gazeteciler katılmasa da, milli duruşumuz bu istikamettedir.
Fakat ABD'de yaşayan bir avuç Yahudi'nin oluşturduğu lobi, Sn. Ecevit'e karşı çıkıyor, bu ifadeyi reddediyor.
Şimdi durup soruyoruz; bu lobi kime karış tavır koymaktadır? Hele durup bir düşünsünler.
Yahudiler 500 yıl önce Avrupa'da katledilirken, onları koruyan ve onlara Türk yurdunu açan biz olduk. İşte 500 yıl vakfıyla bu hatıraya atıfta bulunan Yahudilerdir ve Yahudi sevenlerdir.
Bugün en büyük terör olan işgali gözardı ederek, zulme uğramış insanların tepkisini soyut bir şekilde karşılamak hiçbir akl-ı selim sahibi insanı tatmin etmez. Filistinli, yıllardan beri toprağından, bayrağından, devletinden, kimliğinden mahrum olarak yaşıyor.
İsrail'in uyguladığı proje en azından bir asimile projesidir. Tehcir, tehdit, zulüm, katil ve nihayet işgal. Zerre kadar insafla bakan herkes İsrail'in zalim olduğunu, asıl terörü İsrail'in çıkardığını rahatlıkla görür.
ABD ikinci haftasına giren saldırıya bir hafta daha mühlet tanımasıyla safını ve niyetini ortaya koydu. BM kararlarını ciddiye alan yok.
Türkiye'nin Başbakanı, çok doğru bir tespit yapıyor. Bir de ne görelim ABD'deki Yahudi lobisi bu gerçekten rahatsız oluyor.
Yahudiler'in daha iyi şeyler yapacağını beklemek belki de safdillik olur. Fakat hâlâ daha Yahudi lobileri üzerinden politika üretmeye çalışanları hiç ama hiç anlayamıyoruz. Bu taklitçi ve anlamsız tavır artık terkedilmelidir.
Türkiye-İsrail işbirliğine gelince, görülen o ki, bu işbirliği hiçbir Türk'ü tatmin etmiyor. 22 Arap devletini de Türkiye'nin karşısına geçiriyor.
Türkiye teslimiyetçi, tek taraflı politikaları gözden geçirmelidir. Başkalarının dümensuyunda politika, millî kimliğimize uygun değildir.
İşte Yahudiler, bunca fedakârlığa rağmen bunca tavize rağmen, en küçük bir sebeple, Türkiye Başbakanına karşı çıkabilmektedir.
Arz-ı Mev'ud (Yahova'nın vâdettiği toprak) ideali olan Yahudi haritasında, Harran da var. Türkiye, İsrail ilişkilerine fevkalade dikkat etmelidir. Özellikle askerî hassasiyet arzeden konular yeniden gözden geçirilmelidir.
Evet 1923-38 dönemi gibi bir dış politika gerek. Millî kimliğe gölge düşürecek her durumdan kaçınmak lazım. Hele bir lobi asla muhatap kabul edilemez. Sn. Başbakan'ın cevabını yetersiz bulduğumuzu da ifade etmek isteriz.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002