Geçen hafta Ali Nezir'in daveti üzerine Meltem TV'de yıllardır yayınlanan "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" programının konuğu oldum.
Konu tabiatı ile Zilhicce ayında olduğumuz için hac idi. Hac ile ilgili konuşurken programın son bölümünde hac bedellerinin nisap miktarını geçtiği ile ilgili yorumlarımız oldu. Konuyu yazımızda sizinle de paylaşmak istedim.
Haccın farziyeti bilindiği gibi nisap miktarına ulaşan Müslümanlar için söz konusu oluyor.
Bir Müslüman alacağı ve vereceğini hesapladıktan sonra üzerinden bir yıl geçmiş olması kaydıyla 81 gram altın değerinde bir servete sahipse zengin sayılıyor ve hacca gitmesi kendisine farz oluyor.
Diğer taraftan hacca gitmesi gereken kişi sağlıklı olmak ve aynı zamanda bakmakla yükümlü olduğu kişilerin masraflarını karşılayacak parayı hacda bulunduğu sürede evinde bırakması gerekiyor.
Diyanet hac bedeli olarak 7.000 dolar gibi bir meblağ istiyor.
7.000 dolar 225 bin TL'ye denk geliyor.
Yani birinin hacca gitmesi için diyanete 225 bin lira yatırması gerekir.
Buna karşın nisap miktarı olan 81 gram altının bedeli 200 bin TL'yi ancak buluyor.
Şimdi buradan fakihlere, hocalara ve hususen Diyanet'e bir sorum var.
Hacca gitmek için ödenecek olan bedel nisap miktarından fazlaysa nisap miktarı mı yükseltilecek yoksa hac ücretleri mi düşürülecek?
Nisap miktarı düşürülemeyeceğine göre Hac masraflarının diyanet tarafından düşürülmesi gerekmez mi?
İslam, Müslümanın zenginlik ölçüsünü yani nisap miktarını ortaya koyduğuna göre hacca gidiş maliyetinin bunun çok altında olması gerekirdi.
Yani nisap miktarına ulaştığı ve dinen zengin sayılan bir mükellefin günümüzde pratik olarak hacca gitmesi mümkün değildir. Allah, nisap miktarına ulaşan Müslüman'a haccı farz kılıyor fakat Diyanet hac için nisap miktarından fazla bir meblağ istiyor.
Nisap miktarında problem yok ama diyanetin uyguladığı fahiş Hac fiyatlarında problem var.
Bunun başka izahı olamaz.
Aynı şekilde kurban kesmek birçok insan için hayal haline gelmiştir.
AKP'nin uyguladığı fakirleştirici ekonomi sistemi sayesinde İslam'ın birçok hükmünü yerine getirmek mümkün olamıyor.
Fakirleşen Müslüman hacca gidemiyor.
Fakirleşen Müslüman umreye gidemiyor.
Fakirleşen Müslüman kurban kesemiyor
Fakirleşen Müslüman zekât veremiyor
Fakirleşen Müslüman sadaka veremiyor
Fakirleşen Müslüman evlenemiyor.
Fakirleşen Müslüman din kardeşine yardım edemiyor
AKP'nin uyguladığı berbat ekonomi modeli sayesinde herkes alan el oldu. Veren el, alan elden üstün değil mi? Veren eli yok ettiler.
Daha önce İslam'ın birçok hükmünü kolaylıkla yerine getiren milyonlarca Müslüman için artık hacca gitmek, kurban kesmek, evlenmek, zekât vermek sadaka vermek ve hayır hasenat yapmak hayal oldu.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın sık sık ifade ettiği can emniyeti, mal emniyeti namus emniyeti, akıl emniyeti ile din vicdan emniyeti sıralamasında ikinci yeri tutan mal emniyeti tehlikeye girmiş durumdadır.
Makro ekonomi boyutunda milletimizin malını yabancıya veren mevcut ekonomi anlayışı mikro planda da Müslüman'ı sefalete sürüklediğinden dolayı Müslüman'ın İslam'ın emrettiği ve güzel gördüğü ibadetleri yapması imkânsız hale geldi.
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024