Yaratılış bakımından temiz ve günahsız olarak doğan insanoğlu, buluğ çağına ermesi ile kötülüğe ve mâsivaya sürüklenir.
İnsanın şerre olan meyli, topraktan olan beden kalıbına ve buna bağlı olarak hayvanî benliğine dayanır. İslam dini; madde-mana, beden-ruh, dünya-âhiret dengesini kabul eder.
Dünya ise, âhiret merkezlidir. Hz. Peygamber (sav) Efendimiz, dünya için: "Dünya mel'un, dünyalık her şey mel'undur; yalnız Allah için olanları müstesna" buyurmuştur.
Bu bağlamda, yaşadığımız dünya hayatına, "âhiretin tarlası" olarak bakmak ve ona sadece hakettiği kadar bağlanmak esastır. Bâki olan âhiret, fâni olan dünyalıklara tercih edilmelidir.
Dünya nefse hoş gelir, onu celbeder. Şeytan, onu cazip gösterir, ona meylettirir. Bunu aşmak, ancak Allah'ı hatırlamakla çözülür.
Ayet-i Kerîmede: "Şeytan onlara galebe çaldı ve Allah'ı unutturdu" (Mücadele, 19) buyrulmuştur.
Hakk'ı unutan insan, ister dünyaya meyletmiş olsun, ister küskün olsun: aldanmıştır.
Aldanmanın esası, Allah'ı zikirden uzak kalmakladır.
Kötü ahlâkın temeli ise bu aldanış, Allah'ı unutmak ve dünyaya meylin artmasıdır.
Bu hâl üzere âhirete rıhlet ise, dünyada hayal edilemeyecek acılara sebeptir.
Kötü ahlâkın izalesi için şüphesiz sürekli bir mücadele ve gayret gereklidir. Bu mücadele, kalpte başlar, amelî çirkinliklerden insanın arınmasına kadar uzanır, ta ki güzel vasıflarla donatılana değin...
Hz. Peygamberin (sav) sahabesine uygulattığı metod da budur.
İnsanın şerre olan meyli, topraktan olan beden kalıbına ve buna bağlı olarak hayvanî benliğine dayanır. İslam dini; madde-mana, beden-ruh, dünya-âhiret dengesini kabul eder.
Dünya ise, âhiret merkezlidir. Hz. Peygamber (sav) Efendimiz, dünya için: "Dünya mel'un, dünyalık her şey mel'undur; yalnız Allah için olanları müstesna" buyurmuştur.
Bu bağlamda, yaşadığımız dünya hayatına, "âhiretin tarlası" olarak bakmak ve ona sadece hakettiği kadar bağlanmak esastır. Bâki olan âhiret, fâni olan dünyalıklara tercih edilmelidir.
Dünya nefse hoş gelir, onu celbeder. Şeytan, onu cazip gösterir, ona meylettirir. Bunu aşmak, ancak Allah'ı hatırlamakla çözülür.
Ayet-i Kerîmede: "Şeytan onlara galebe çaldı ve Allah'ı unutturdu" (Mücadele, 19) buyrulmuştur.
Hakk'ı unutan insan, ister dünyaya meyletmiş olsun, ister küskün olsun: aldanmıştır.
Aldanmanın esası, Allah'ı zikirden uzak kalmakladır.
Kötü ahlâkın temeli ise bu aldanış, Allah'ı unutmak ve dünyaya meylin artmasıdır.
Bu hâl üzere âhirete rıhlet ise, dünyada hayal edilemeyecek acılara sebeptir.
Kötü ahlâkın izalesi için şüphesiz sürekli bir mücadele ve gayret gereklidir. Bu mücadele, kalpte başlar, amelî çirkinliklerden insanın arınmasına kadar uzanır, ta ki güzel vasıflarla donatılana değin...
Hz. Peygamberin (sav) sahabesine uygulattığı metod da budur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Kibarlı / diğer yazıları
- Başlıksız... / 19.01.2003
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002