Hatırlayın, yılbaşı akşamı Meltem TV ekranlarında 2011 yılı değerlendiriliyordu.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, AKP hükümetini, Rusya’nın Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı’nın inşasına vize vermesi sebebiyle tebrik etmiş, hükümet hayırlı bir adım atmıştır, demişti.
Güney Akım’ın, Suriye meselesi ile ne alakası var, demeyin.
Suriye konusunu, Rusya’dan bağımsız olarak değerlendirmenin mümkün olmadığını âlem biliyor.
Türkiye’yi, Suriye ile kapıştırmak isteyenler; aynı anda Güney Akım Boru Hattı Projesi’ni de bombardımana tabi tutuyorlar.
Suriye üzerinden Türkiye’yi Rusya ile dalaştırıp, projeyi baltalamak peşindeler!
F-4 savaş uçağımıza Suriye hava sahası ihlal ettirilip uçaksavarla düşürüldüğü esnada, Rusya’da Doğu’nun “Davos’u“ olarak nitelendirilen “St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu-SPIEF“ gerçekleştiriliyordu.
Söz konusu zirvenin “Rusya-Türkiye İş Dünyası Diyaloğu“ oturumunda, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Alman enerji firması RWE adına Türkiye temsilcisi Cüneyd Zapsu konuşmacıydı.
Gündem elbette, Güney Akım Projesi ve Rusya tarafından Türkiye’de inşa edilecek nükleer santrallerdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg'daki bu forumda, AB ülkeleri temsilcilerine "Türkiye hükümeti son günlerde kendi ekonomik sahasından Güney Akım doğalgaz boru hattının geçişi ile ilgili izni verdi. Türk ortaklarımıza teşekkür ediyoruz" açıklaması yapıyordu.
Güney Akım Projesi, stratejik önemi haiz…
Güney Akım projesi, Hazar bölgesinden Avrupa'ya yılda 63 milyar metreküp doğalgaz taşıması ve 2015'te hizmete girmesi planlanan bir proje…
Aralık 2012’de temelinin atılması bekleniyordu.
Güney Akım Projesi’nin en büyük günahı, Batılı ve Türkiyeli AB hayalperestlerinin yılan hikayesine dönen NABUCCO projesini saf dışı bırakmasıydı.
Amerika ve AB lobilerinin, Türkiye’yi Suriye üzerine salmada söz birliği içinde olmalarının ana sebeplerinden biri; NABUCCO’yu safdışı bırakan Rusya’nın Güney Akım Projesi’nin temellerini Aralık’ta attırmamak üzere, Türkiye ile Rusya’yı Suriye ekseninde kapıştırmak olsa gerektir.
Amerika’nın Malatya’ya sapladığı füze kalkanı sebebiyle Türkiye-Rusya arasında yaşanan soğuk diplomasi, Güney Akım Projesi ile yumuşamıştı. Hatta Putin, Güney Akım'ın imza töreninde, Türkiye'ye sattığı doğalgazda yüzde 15'e varan oranda indirim açıklıyordu.
Türkiye’nin Rusya ile olan bu stratejik ve sıcak ilişkileri, Türkiye’yi Suriye’nin üzerine sebepsizce salan Amerika ve FBI bağlantılı küreselleştirilmiş F tipi cemaat lobilerince gerildi.
Böylece Türkiye, komşularıyla kârlı alış-veriş ve ticaret devşireceği süreçte, kendi bölgesinde savaş ve terör devşiriyor.
Ankara, Büyük Ortadoğu ve Akdeniz Enerji havzasında gözü olan işgalcilerin senaryosunda figüran olarak komşularıyla dalaşmak ve savaş devşirmek yerine; kendi mahallesinde komşularıyla ilkeli ve kârlı ilişkileri esas almalıdır.
Diplomasi, barış içinde kârı elde etmeye denir.
Yoksa Amerika ve Haçlı adına lejyonerliğe soyunmayı veya kapı komşularımızla “kanlı demokrasi oyunu” oynamayı, Türk milletine yutturmanın adına diplomasi denemez.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, AKP hükümetini, Rusya’nın Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı’nın inşasına vize vermesi sebebiyle tebrik etmiş, hükümet hayırlı bir adım atmıştır, demişti.
Güney Akım’ın, Suriye meselesi ile ne alakası var, demeyin.
Suriye konusunu, Rusya’dan bağımsız olarak değerlendirmenin mümkün olmadığını âlem biliyor.
Türkiye’yi, Suriye ile kapıştırmak isteyenler; aynı anda Güney Akım Boru Hattı Projesi’ni de bombardımana tabi tutuyorlar.
Suriye üzerinden Türkiye’yi Rusya ile dalaştırıp, projeyi baltalamak peşindeler!
F-4 savaş uçağımıza Suriye hava sahası ihlal ettirilip uçaksavarla düşürüldüğü esnada, Rusya’da Doğu’nun “Davos’u“ olarak nitelendirilen “St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu-SPIEF“ gerçekleştiriliyordu.
Söz konusu zirvenin “Rusya-Türkiye İş Dünyası Diyaloğu“ oturumunda, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Alman enerji firması RWE adına Türkiye temsilcisi Cüneyd Zapsu konuşmacıydı.
Gündem elbette, Güney Akım Projesi ve Rusya tarafından Türkiye’de inşa edilecek nükleer santrallerdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, St. Petersburg'daki bu forumda, AB ülkeleri temsilcilerine "Türkiye hükümeti son günlerde kendi ekonomik sahasından Güney Akım doğalgaz boru hattının geçişi ile ilgili izni verdi. Türk ortaklarımıza teşekkür ediyoruz" açıklaması yapıyordu.
Güney Akım Projesi, stratejik önemi haiz…
Güney Akım projesi, Hazar bölgesinden Avrupa'ya yılda 63 milyar metreküp doğalgaz taşıması ve 2015'te hizmete girmesi planlanan bir proje…
Aralık 2012’de temelinin atılması bekleniyordu.
Güney Akım Projesi’nin en büyük günahı, Batılı ve Türkiyeli AB hayalperestlerinin yılan hikayesine dönen NABUCCO projesini saf dışı bırakmasıydı.
Amerika ve AB lobilerinin, Türkiye’yi Suriye üzerine salmada söz birliği içinde olmalarının ana sebeplerinden biri; NABUCCO’yu safdışı bırakan Rusya’nın Güney Akım Projesi’nin temellerini Aralık’ta attırmamak üzere, Türkiye ile Rusya’yı Suriye ekseninde kapıştırmak olsa gerektir.
Amerika’nın Malatya’ya sapladığı füze kalkanı sebebiyle Türkiye-Rusya arasında yaşanan soğuk diplomasi, Güney Akım Projesi ile yumuşamıştı. Hatta Putin, Güney Akım'ın imza töreninde, Türkiye'ye sattığı doğalgazda yüzde 15'e varan oranda indirim açıklıyordu.
Türkiye’nin Rusya ile olan bu stratejik ve sıcak ilişkileri, Türkiye’yi Suriye’nin üzerine sebepsizce salan Amerika ve FBI bağlantılı küreselleştirilmiş F tipi cemaat lobilerince gerildi.
Böylece Türkiye, komşularıyla kârlı alış-veriş ve ticaret devşireceği süreçte, kendi bölgesinde savaş ve terör devşiriyor.
Ankara, Büyük Ortadoğu ve Akdeniz Enerji havzasında gözü olan işgalcilerin senaryosunda figüran olarak komşularıyla dalaşmak ve savaş devşirmek yerine; kendi mahallesinde komşularıyla ilkeli ve kârlı ilişkileri esas almalıdır.
Diplomasi, barış içinde kârı elde etmeye denir.
Yoksa Amerika ve Haçlı adına lejyonerliğe soyunmayı veya kapı komşularımızla “kanlı demokrasi oyunu” oynamayı, Türk milletine yutturmanın adına diplomasi denemez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019