logo
24 KASIM 2024

Geylani Okulu

29.07.2022 00:00:00

Asıl soru şu herkesin aklında. Dinimiz mükemmel, evrensel ve son din. Efendimizin hayatı âlemlere destan. Tarihimiz hep iyi insanlarla ve iyiliklerle dolu. Öğretilerimiz de çağlara ışık tutmuş. Peki, madem neden asırlardır bu haldeyiz?  Neden çıkamıyoruz bu kokuşmuşluktan? Sevgimiz mi az, samimiyetimiz mi? Yeterince İslam'ı anlamadık mı, yoksa anlatamadık mı? Yaratıcının muradını doğru kavrayamadık mı? Neden düzgünce yaşamıyoruz İslam'ı? 

Bu sorulara asırlardır cevaplar aranmış, eleştiriler yapılmış, alternatif sistemler denenmiş durmuş. Ancak şimdiye kadar ne dişe değer bir çözüm bulundu, ne de kayda değer henüz bir uygulama. Yanlış teşhislerle de bulunmayacak gibi duruyor. Çünkü teşhis bunların tamamından farklı. Ve doğru teşhisi yapamazsanız asla tedaviniz müspet bir sonuç vermez, veremez. 

Oysa Geylani'nin okulunda yetişen milyonlar Anadolu'yu, Hindistan'ı, Avrupa'yı,  Balkanlar'ı, Kuzey Afrika'yı ve dahi neredeyse tüm dünyayı sardığı halde bugün neden dilenci durumundayız. Demek ki teşhisi ve tedaviyi doğru yaptığımız zamanlar olmuş ve bu zamanlar hiç de az değil. Peki ya şimdi? Yunus gibi samimi olamamakla mı alakalı her şey. Mevlana gibi düşünememekle mi? Yoksa Hacı Bektaş gibi sevmemekle mi? Ya da hep dışardan müdahaleler yüzünden mi? Keşke çözüm bu kadar basit olsa. Samimi çözümler ve samimi düşüncelerle aşılsaydı her şey. "Dış mihraklar"ı ayıklayabilsek ve her şey düzelseydi. Ama olmadı, olamadı. 

Teşhis sanırım kendimizle alakalı. Kanaatimce ilk olarak bilimsel metodolojiyi kaybettik. Geylani'nin sistematiğini yitirdik. İkinci olarak da kavramlar üzerinde düşünmeyi bıraktık, böylelikle de kavramları unuttuk. Bildiklerimizi de yanlış yorumladık ve nihayetinde kavramlara doğru anlamlar veremedik. Zira bir şairi/yazarı yaşatan da öldüren de kelime ve kavramlardır. Sonuncusu ve en önemlisi soru ve sorgulama düşüncesini bırakmamızdır. Eleştirel bakış açısından mahrum kaldıkça birilerinin yönlendirmesi bize akletmeyi unutturdu.

Konumuz özelinden öncelikle kavramları ele alalım. Örneğin "tasavvuf ve tarikat" ayrı kavramlardır. Evvela bu ayrımı yapmak gerekir. Sünnet ile hadis kavramlarını ayıramadığımız gibi bunu da karıştırdık. Tasavvuf belirli usül/metodolojisi olan bir bilim dalıdır. Geçen yazımızda Platonun Akademisi gibi kural ve kaideleri vardır dedik. Mesela Geylani'nin tasavvuf okulunun başlangıcı/doğumu "velayet" KAVRAMI üzerinedir. O da Hz. Ali'nin ve evlatlarının öğretisinin devam ettirilmesi için belirli usül, erkân ve kurallar belirlenerek KURULMUŞTUR. 

Konuyu çok dağıtmadan Gadr-i Hum'da Hz. Ali'ye verilen "vasilik veya velilik" yolunun (hangisini kabul ederseniz fark etmez) 12 imamdan sonraki vekaletidir, Tasavvuf. Tarikat ise özel anlamda bunlara ulaştıran yol veya yollardır. Bu anlamda bozulan ilmin kendisi değil usülleridir. Başka bir deyişle tasavvuf değil tarikatlardır. Mesela günümüzde bu usül hatasından kaynaklanan tarikatları ayıklayamamamız ya da tasavvufun içinde belki de fark edemediğimiz Kur'an'da ve sünnette yer almayan uygulamaların olmasıdır.

İslam içiresinde kabul edilen ve 12.yy'dan sonra kurulan bazı tarikat ekolleri silsilelerini Hz. EBUBEKİR'E bağlıyorlar ki bu durumun Hz. Ebubekir'le alakası yoktur. Zira Ebubekir efendimizin tarihin hiçbir kaydında böyle bir iddiası dahi olmamıştır. Ve bu tarikat yolunu Selman-i Farisi'den  (İslam'dan) Hz. Ebubekir'e bağlamaları ilmi açıdan metodolojik bir cinayettir. Zira Hz. Selman, Hz. Ali'ye bağlı bir numaralı sahabedir. Ve onu Hz. Ebubekir'e isnad etmek her ikisine de iftiradır.

Bir diğer husus da yine tarikatlarda görülen ve büyük bir metodoloji hatası olarak karşımızda duran silsilede kopukluklar/boşluklar olmasıdır. Mesela, hadis ilminde "isnad" metodu vardır. Yani Peygamberden gelen rivayeti bir raviye daha sonra başka bir raviye zincir olarak dayandırma. Bu yöntem metodoloji tarihi açısından bilimsel bir devrimdir. Dünyada ilk defa İslam ilim adamlarının mükemmel bir disiplinle çalışmasının ürünüdür. Tasavvufta da buna benzer "silsile" metodu vardır. Bu yolla kurulan ve devam eden zincir ile kurulan silsile. Yani yaşayan kâmil ve erdemli bir hocadan icazet alarak, 12 imamdan birine ve oradan da Peygambere kadar devam ede gelen ilmi bir metot. Ancak zamanla bazı tarikat ekollerinde 200 yıllık boşluklar oluşmuş mezardan ders alma veya rüyadan yetki alma usulleri konmuş, Nakşibendilik (nakşı bende) gibi yakın ve sevecen isimler verilmiş ve maalesef Geylani'nin metodolojisi uygulanmamıştır. 200 yıl değil 2 gün bile olsa böyle bir metot Geylani okulunda yoktur. Bu durum usül ve erkân tanımayan yeni ekoller doğurmuş ve adeta tasavvufa da zamanla olmayan usüller bazen de batıl tarikatlar olarak yamanmıştır.

Dolayısıyla yanlış teşhis yanlış tarikatlar doğurunca meşrep ve mezhep taassubu kör etmiştir bizleri. Bırakın evrensel dini, yöresel kabile dinleri gibi zamanla katletmişizdir birbirimizi. Veya "falan tarikat kolunun falan şubesinden iseniz" diyerek sorgusuz cenneti parsellemişizdir. Tabi ki bir anda olmadı hiçbir şey. Asırlar içinde bu okulların içine kilise siyaseti, manastır usulleri, Hıristiyan doktrinleri ve Yahudi fanatizmi girdi. Ehl-i Beyt'in usül ve ahlakı, yerini zamanla Şii veya Sünni taassubuna bıraktı.

Devam edecek…

 
Arda Karani / diğer yazıları
Göztepe'nin ilk deplasman galibiyeti şaşalı oldu
Beşiktaş'ın galibiyet haseti 4 maça çıktı
Gazze'de durum vahim
Şimdi de çadırları su bastı
Eğitime kar engeli
İşte okulların tatil edildiği kentler
Öğretmenler Günü kutlanıyor
BTP liderinden 24 Kasım mesajı
Balık tutmak için sahile geldiler
Sarıyer'de 2 kişi denizde kayboldu
İsrail ordusunda kayıplar olduğu bildirildi
Hizbullah askeri üssü vurdu
İç Anadolu kar altında
Bu yıl kış erken geldi
81 ilden gelen öğretmenlerle buluştu
Bakan Tekin Anıtkabir'i ziyaret etti
İşte tarihte bu hafta
Latin harflerinin kullanımı başladı
Erbaş yine Atatürk'ü anmadı
Atatürksüz öğretmenler günü mesajı
Ankara beyaz örtüyle kaplandı
Kar başkentte etkili oldu
Gazze-Ukrayna karşılaştırması
Gazze'de katledilenlerin sayısı kat kat fazla
Kim öldürdü bu bebekleri?
Pişkin pişkin savunma yaptılar
AB'den 'Netanyahu' kararını desteklemeyen ülkelere tepki
"Üye ülkeler karara uygulamakla yükümlü"
Yenidoğan çetesi hakim karşısında
Davanın 6. duruşması yapılıyor
Göztepe'nin ilk deplasman galibiyeti şaşalı oldu
Beşiktaş'ın galibiyet haseti 4 maça çıktı
Gazze'de durum vahim
Şimdi de çadırları su bastı
Eğitime kar engeli
İşte okulların tatil edildiği kentler
Öğretmenler Günü kutlanıyor
BTP liderinden 24 Kasım mesajı
Balık tutmak için sahile geldiler
Sarıyer'de 2 kişi denizde kayboldu
İsrail ordusunda kayıplar olduğu bildirildi
Hizbullah askeri üssü vurdu
İç Anadolu kar altında
Bu yıl kış erken geldi
81 ilden gelen öğretmenlerle buluştu
Bakan Tekin Anıtkabir'i ziyaret etti
İşte tarihte bu hafta
Latin harflerinin kullanımı başladı
Erbaş yine Atatürk'ü anmadı
Atatürksüz öğretmenler günü mesajı
Ankara beyaz örtüyle kaplandı
Kar başkentte etkili oldu
Gazze-Ukrayna karşılaştırması
Gazze'de katledilenlerin sayısı kat kat fazla
Kim öldürdü bu bebekleri?
Pişkin pişkin savunma yaptılar
AB'den 'Netanyahu' kararını desteklemeyen ülkelere tepki
"Üye ülkeler karara uygulamakla yükümlü"
Yenidoğan çetesi hakim karşısında
Davanın 6. duruşması yapılıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.