logo
24 KASIM 2024

İCMA VE İCTİHAD

26.10.2022 00:00:00

İslam sadelik dinidir. Temizlik ve güzel ahlaktır. Bugün tüm coğrafyalarda farklı mezhep ve tarikatler her biri kendi dini anlayışının Hak olduğu konusunda ısrar eder olmuşlardır. Bir diğerini tekfir etmeye varan radikalleşmeler başlamış en iyi halde kendi fırkasından başkasını beğenmeme duygusu oluşmuştur.

Bu halden asgari müştereklerimizle hareket etmeliyiz diyerek iyi niyetlerini ortaya koyanlarda yok değildir. Ancak bu konuda bir çözüm üzerine henüz NESNEL geçerli metotta bulunmuş değildir. Bu asgari müşterekler nedir? diye sorulduğunda hemen herkes Kuran ve sünnet diyecektir. Ancak bize göre bunlar azami müştereklerdir zira bunlardan başka diğer her şey teferruattır. 

İslam toplumlarında o kadar çok tarikat cemaat ve fırka oluşmuş ve bunların fetvaları o kadar çok farklılaşmıştır ki toplumlarda zamanla adeta bir içtihat enflasyonu oluşmuştur. Evet, içtihat gereklidir zira İslam'ın dinamik yönüdür Ve evrensel hukukudur. Ancak içtihat, içtihat taassubu halini alınca özü kaybolmuş ve bu özü anlamak güçleşmiştir. Bu yüzden öze dönüş şarttır. Yani İcma'ya. Çünkü İslam âlimlerinin Kuran ve sünnetten çıkan hükümlerde ittifak ettikleri konular gerçek bir kaledir. Sapasağlam ve dimdiktir. Kanaatimce nesnel ve geçerli olan metod İCMADIR.

İcmâ, Sözlükte "birleştirmek, derleyip toparlamak, bir işi sağlam yapmak, azmetmek, bir konuda fikir birliği etmek" gibi anlamlara gelir. İslam hukukuna göre ise, herhangi bir çağ veya dönemde yaşamış İslam bilgini ve müctehidlerin kitap (Kur'an-ı Kerim), Sünnet ve bazı mezheplere göre kıyasın delillerine dayanarak, şeriatın (İslami hükümlerin) konuları hakkında hüküm vermeleri veya benzer diğer hükümler arasında birleşmeleridir. 

İcmâ, Kur'an'da yer almamakla birlikte bu mastardan türetilmiş kelimeler dört yerde sözlük mânasıyla geçer (Yûnus 10/71; Yûsuf 12/15, 102; Tâhâ 20/64) Nitekim İcma, KURAN VE SÜNNET delillerinden otaya çıkan İslam bilginlerinin ittifak ettikleri YORUMLARA DENİR. Özellikle ''Sarih İcma'' (ifade edilen, alimlerin tamamı tarafından açıklanan ittifaklar) konuları Kur'an ve fiili sünnet delilleri ile sabittir. Ve bu delillerinden çıkan yorum sonucunda İslam bilginlerince ittifak vardır.  Namaz, oruç, zikir, zekat hac gibi ibadetlerde ''İcma'' vardır. Ve yorumu ve çıkan sonucu da kale gibidir. Ancak 'İctihat'' ile ''İcma''' zaman zaman karıştırılmaktadır. İcma olmayan konularda ictihad ile yetineblir miyiz? Temel sorun budur. 

Bu anlamda İctihad, sözlükte "çaba göstermek, bütün gücünü kullanmak, ısrarlı olmak, zahmet çekmek" anlamındaki cehd kökünden türeyen bir kelimedir.  İctihâd bir konuda elden gelen çabayı sarfetmek, bir şeyi elde edebilmek için olanca gücü harcamak" demektir. İctihad yetkin bir alimin muğlak bir konuda ayet ve hadisin hükmünden çıkan sonuç veya ayet ve hadisin hükmünün olmadığı yerde kıyas ederek yorum çıkarmasıdır. 

Bu sebeple ictihad geneli bağlamaz. İcma umumidir. Kuran ve Sünnetten çıkan ittifak edilen hükümdür. Nastır.

Ama ictihadi bilgilerden yararlanmak bireysel olarak kolaylıktır. Gereklidir genel değildir. İctihad edebilecek bir ilme sahip olmak ya da ictihad eden birinin fıkhına uymak bireyi bağlar ancak diğer insanlar için bunu uygulama zorunluluğu yoktur. Din imandan gelir, iman Allah'ın sonsuz güç sahibi olduğunu kabul eder ve sonsuz güç sahibi olan Tanrı, sonsuz ilim sahibidir ve mükemmel yaratıcıdır. Bu yüzden iman inandığı şeyi sorgular ama bu sorgunun sınırını bilir zira mükemmel yaratıcılık her şeyde mükemmellik getirir. Akıl bu sınırı da idrak edecek yetidedir. Bilim bu varlık alemini inceler o halde Allah'ın yarattığı bu varlık aleminde kusur yoksa bilim bize doğru verileri verecektir. Bunu idrak sürecinde eksik ve hata da akıldan kaynaklı bir hata olur ki akıl bunu da yineleyecek yetidedir. Buna rağmen aklın tabulaştırılması 'akıl ve zeka'yı bu muhakemeden bireyi mahrum bırakır. Sanırım bu konularda çok daha ince düşünmek gerektir. Bu yazılanlarda ictihadi konudur. Aklına yatanı alır yatmayanı atarsın. Bu kadar kolaydır. Bireyi bağlar. Bu düşün sayesinde toplumların özgürlüğü, refahı, mutluluğu, merhameti, adaleti, düzeni ve eşitliği artar. Zira bireyin mutluluğu da bu düşün ve akılda saklıdır.

İlahi vahye tabi olabilmek, vahyin üstünlüğünü kabul edebilmek, mesajını kavrayabilmektir akletmek. Peygamberin Kur'an'ı açıklamasını, örnek olmasını ve mesajını tasdik etmektir akletmek.  Ve bu akletmek vahiy- sünnet ilişkisindeki bilgidir. Bu bilginin(vahyin)   kullanımı sünnet iledir  ve vahiy bilginin kendisidir. Ama hangi sünnet? Nasıl kavrayacağız? Nelerin sünnet olduğunu nasıl anlayacağız?  Burada çözüm olarak ''icma'' dan metod olarak nasıl  faydalanabiliriz?

Müslüman bakış açısıyla aslında Kur'an dan yapılan bilimsel çıkarımlar, bu anlamda yapılan çalışmalar dini doğrulamak için yapılmaz. Bunlar ancak yeni bilimsel verileri doğrulamak, belki bilimsel veriler bulmak için yapılır. Çünkü Kur'an inananlar için mutlak doğru ve kesin bilgidir zira ilahi kaynaklıdır. İnsanlık içinde belge ve tarihi gerçeklik açısından ilmi bir belge/değerdir. Bu bakımdan bilimin veriler ilerlemeci ve beşeri, Kur'an'ın verileri mutlak ve ilahidir. 

Kur'an'ı incelerken Arapçayı bilmek hatta Arapçanın ana dili olması ve sadece Kur'an'ı referans alarak yorumlamak İlahi muradı kavramak için yeterli değildir. Bunun ilk ve yegane çözümü Kur'an'ı yani İlahi vahyi bize ulaştıran Peygamberde saklıdır. Çünkü vahyi akletmeyi öğreten, ulaştıran Peygamberin kendisidir. Kur'an'ın ilk tefsiri Peygamberin hayatıdır. Asıl güncel soru Kur'an da ve peygamberin hayatında bulamadığımız konulardır. İcma olmayan bir konuda ictihat nasıl yapılır? Burada ictihat nasıl gerekir? Ancak Kur'an ve sünnet tüm zamanlara hitap gücünü her olayı örneklemesinden değil bunlara yön verecek metodu öğretmesinden de geçmektedir. Burada VECİZ BİR ÖRNEKLE anlatılan çözüm Peygamberimiz'in Muaz'ı Yemen'e gönderirken metodu öğretmesinde yatar. 

''Muâz'ın Yemen'de kadılık yaparken nasıl hüküm vereceğiyle ilgili olarak Resûl-i Ekrem ile aralarında geçen konuşma meşhurdur. Resulullah'ın sorularına cevap veren Muâz önce Allah'ın kitabına göre hükmedeceğini, aradığı delili Kur'an'da bulamazsa Resûl-i Ekrem'in sünnetini dikkate alacağını, aradığını orada da bulamazsa kendi kanaatine göre hüküm vereceğini söyleyince Hz. Peygamber memnun oldu ve Resulullah'ın elçisine Resulullah'ı hoşnut edecek şekilde cevaplar verdiren Allah'a hamdetti'' 

Ayet ve hadis hükmünün olmadığı yerde bu hükme teslim bir aklın ictihadı  ancak mümkündür. Ve  ancak selim akıl ile ictihat yapabilir. Buna rağmen bu bireyi sorumlu kılar. Ancak ayet ve hadis ile desteklenen bir hükmün ''icma'' halini alması bağlayıcıdır. Kesindir.

Bu anlamda Akıl- vahiy- sünnet ilişkisinde sünnet bilgidir. İcmayı meydana getirir. Hüküm içerir. İçtihat ise hüküm değil yorumdur.

Zira akıl insanın gönlündedir.

 
 
Arda Karani / diğer yazıları
Göztepe'nin ilk deplasman galibiyeti şaşalı oldu
Beşiktaş'ın galibiyet haseti 4 maça çıktı
Gazze'de durum vahim
Şimdi de çadırları su bastı
Eğitime kar engeli
İşte okulların tatil edildiği kentler
Öğretmenler Günü kutlanıyor
BTP liderinden 24 Kasım mesajı
Balık tutmak için sahile geldiler
Sarıyer'de 2 kişi denizde kayboldu
İsrail ordusunda kayıplar olduğu bildirildi
Hizbullah askeri üssü vurdu
İç Anadolu kar altında
Bu yıl kış erken geldi
81 ilden gelen öğretmenlerle buluştu
Bakan Tekin Anıtkabir'i ziyaret etti
İşte tarihte bu hafta
Latin harflerinin kullanımı başladı
Erbaş yine Atatürk'ü anmadı
Atatürksüz öğretmenler günü mesajı
Ankara beyaz örtüyle kaplandı
Kar başkentte etkili oldu
Gazze-Ukrayna karşılaştırması
Gazze'de katledilenlerin sayısı kat kat fazla
Kim öldürdü bu bebekleri?
Pişkin pişkin savunma yaptılar
AB'den 'Netanyahu' kararını desteklemeyen ülkelere tepki
"Üye ülkeler karara uygulamakla yükümlü"
Yenidoğan çetesi hakim karşısında
Davanın 6. duruşması yapılıyor
Göztepe'nin ilk deplasman galibiyeti şaşalı oldu
Beşiktaş'ın galibiyet haseti 4 maça çıktı
Gazze'de durum vahim
Şimdi de çadırları su bastı
Eğitime kar engeli
İşte okulların tatil edildiği kentler
Öğretmenler Günü kutlanıyor
BTP liderinden 24 Kasım mesajı
Balık tutmak için sahile geldiler
Sarıyer'de 2 kişi denizde kayboldu
İsrail ordusunda kayıplar olduğu bildirildi
Hizbullah askeri üssü vurdu
İç Anadolu kar altında
Bu yıl kış erken geldi
81 ilden gelen öğretmenlerle buluştu
Bakan Tekin Anıtkabir'i ziyaret etti
İşte tarihte bu hafta
Latin harflerinin kullanımı başladı
Erbaş yine Atatürk'ü anmadı
Atatürksüz öğretmenler günü mesajı
Ankara beyaz örtüyle kaplandı
Kar başkentte etkili oldu
Gazze-Ukrayna karşılaştırması
Gazze'de katledilenlerin sayısı kat kat fazla
Kim öldürdü bu bebekleri?
Pişkin pişkin savunma yaptılar
AB'den 'Netanyahu' kararını desteklemeyen ülkelere tepki
"Üye ülkeler karara uygulamakla yükümlü"
Yenidoğan çetesi hakim karşısında
Davanın 6. duruşması yapılıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.