Kitlesel 5 yok oluştan sonra içinde bulunduğumuz 6. evredeki canlılar âlemi 65 milyon yıl boyunca yeniden gelişti. Bizim bu dönemimize Holosen denir. İstikrarlı dengeli dönem. Canlılık ve insanlık için yaşam dengesinin en kusursuz ve mükemmel dönemi. 10 bin yıldır sıcaklık değişimi 1 C dereceden fazla olmadı. Bunun en temel sebebi ise muhteşem biyolojik çeşitliliğimizdir.
Doğa, insan gibi evcilleşmemeli. İnsan evcilleştikçe çevresini de vahşi doğayı da evcilleştirdi. Ancak doğayı evcilleştirdikçe çeşitliliğimiz azalmaya başladı. Oysa varlığımızı çeşitliliğimize borçluyuz. Üstelik bu tüm canlılar için geçerlidir. Yaşamın döngüsel kuralı. Büyük bir canlı türü yok olduğunda insanlık yok olabilir. Kendi sonumuzu hazırlıyor olabiliriz. Yılda 15 milyar ağaç kesiyoruz. Balık nüfusunun % 30'unu avlayarak kritik sevilere indirdik. Dünyadaki nehirlere barajlar yaparak ya da sularını çekerek tatlı su nüfusunun % 80'ni kuruttuk. Oysa medeniyetimizi doğuran ve hayatta tutan şey canlılar âlemidir. Sadece okyanuslardaki canlılık çeşitliliği azaldığında dahi okyanusun atmosferdeki karbon emilimi zayıf kalır ve bu insan yaşamının sonu olabilir.
1937de dünya nüfusu 2.3 milyar iken atmosferdeki bir milyon gaz molekülündeki karbon oranı 280 ppm'dir (İdeal oran 275 ppm) Dünyada kalan yabani doğa alanı % 66 iken günümüzde bu oran maalesef % 35'lere düşmüş, dünya 8 milyara ulaşmış, atmosferdeki bir milyonda gaz molekülüne karbon oranı 415 ppm'e ulaşmıştır.
Ünlü belgesel yayıncısı David Attenborough'un anlatımına göre eğer bu hızda gidersek 2030'larda amazon yağmur ormanları yeterli nem üretemez hale gelecek ve birçok yer kurak çayırlara dönüşecek. Kurak bir bozkıra dönen yerlerde de türlerin felaketi gerçekleşecek. Kutuplar buzsuz kalacak ve güneşin ışınları daha az yansıyacağı için küresel ısınma daha hızlı artacak. 2040'larda kuzeye doğru yayılan donmuş topraklar eriyerek metan yayacak ki bir sera gazı karbondioksitten çok daha güçlüdür. Bu da iklim değişikliğini dramatik şekilde tetikleyecek. 2050'lerde okyanuslar ısınarak daha asidik olacağı için tüm mercan resifleri ölecek ve balık nüfusu çok azalacak. 2080'lerde aşırı yüklenmeden topraklar yorulacak ve daha az verim verecek nihayetinde gıda krizi yaşanacak. Polen yayan böcekler yok olacağı için hava durumu tahmin edilemez hale gelecek. 2100'lerde gezegenimiz 4 C derece daha ısınacak dünyanın çok büyük bir bölümü yaşanamaz hale gelecek. Böylece milyonlarca insan evsiz kalacak ve 6. büyük yok oluş tamamlanacak.
Sanırım insanlığın yeni neslimize "Z" kuşağı adlandırması bu ve buna benzer bilimsel öngörülerden geliyor. Bizden sonraki yaşamın son nesil olabileceği maalesef konuşulan bir gerçek. Bir sonraki bir ömürlük süre de yaşam yok olabilir. Harekete geçmezsek doğal dünyamız yok olabilir. Ama tüm bunların aksi de mümkün. Aslında her şey insanoğlunun elinde. Biyolojik çeşitliliği artırabiliriz. Bunu yapmak da mümkün. 100 yıl sonra gezegenimiz tekrar vahşi bir doğa halini alabilir. BİYOLOJK ÇEŞİTLİLİĞİ artırabilir isek dünyadaki bütün türler maksimum nüfusa ulaşabilir. Bunun doğal bir sınırı ebette vardır ve bu sınıra elbet ulaşacaktır. Çünkü bu doğal sayıya ulaşılabilinir ve bu doğal kaynaklarla sınırlıdır. Bu kaynaklar bir türün ne kadarlarına yetiyorsa doğal sınırı o kadar olur.
Oysa bu durum insan için farklıdır. Bu hızla giderse 2100'lerde insan nüfusunun 11 milyara ulaşacağı ön görülüyor. Kanaatime göre insanoğlunun nüfusu da doğal sınırlarına ulaşmak üzere. Son birkaç nesildir doğum oranları azalmasına rağmen şuan ki artışın sebebi insan ömrünün uzaması. Bazı uzmanlar bunun 9 buçuk milyar da sabitleneceğini öngörüyorlar. Her sene dünya çapında doğum oranı azalıyor. Bu oranın azalması nüfusun sabitlenmesini sağlayabilir. Şuan ki sorun bizim kaynakları hoyratça tüketmemiz ve yenilenebilir enerjiyi devreye sokmamamız. Aksi hali tüm dünyayı ve tüm canlıları yaşanabilir bir hale getirir. Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modelindeki "Kaynakların sınırsız ihtiyaçların sınırlı olması" tezinin sebebi bu yenilenebilir enerjinin sınırsız olmasıdır. Rüzgar ve güneş enerjisi gibi. Okyanuslar çeşitlendikçe karbon salınımı azalır ve yenilenebilir enerji sonsuz bir kaynak haline gelir. Dünyayı mavi cennet haline getirmek yine insanın elinde.
İnsanın bu çeşitliliği kendi türü içinde geçerlidir. Renk, ırk, cinsiyet farklılıkları aslında varoluşumuzun garantörleri. Çekik ve yuvarlak gözlüler, kızıl ve sarı saçlılar, beyaz, kırmızı ve siyah tenliler, renkli ve kara gözlüler hepsi tamamen hepsi varlık sebebimiz. İnsan tek tip olsaydı yaşam tek nesilden devam etseydi yaşam döngüsü kısa bir sürede son bulurdu. Bu yüzden birbirimize her zamanınkinden çok daha fazla muhtacız. Zira Churcil'in tezi çökmüş, Hitler'in üstün gen hayali kabusa dönüşmüş, Kapitalizm insanın sonunu hazırlamıştır.
Holosen, tamamen yeni anlamına da gelir. Dünyadaki bütün bu dengenin istikrarla devam eden dengenin adıdır. İnsanlığın hayatı yaşam destek ünitesinde biyolojik çeşitliliğe ve döngüsel dengeye bağlıdır. Holosen bizim cennet bahçemizdir. Dünyayı, çevreyi, okyanus ve ormanları kendi haline bıraksak dahi kendini yenileyebiliyor. İnsanın burada ortak aklı kullanma zorunluğu var. Doğadan kopmak yerine onun parçası olmak. Mesele dünyayı kurtarmak değil insanın kendini kurtarması. Zira yeryüzü biz olmadan bunu çok daha hızlı yapabilir.
- Elbise Kuramı-2 / İnsan elbisesinde saklıdır / 10.05.2024
- İCMA VE İCTİHAD / 26.10.2022
- Geylani okulunda Ehl-i Beyt ekolü / 10.08.2022
- Geylani Okulu / 29.07.2022
- Bir tasavvuf anatomisi / 22.07.2022
- Antroposen Çağı / 30.06.2022
- Holosen / Mavi Cennet / 09.06.2022
- Bir Deniz Masalı/ Günebakan Şiiri / 09.05.2022
- Sakız orucu bozar mı? -2- / 19.04.2022