4 kişilik bir ailenin açlık sınırı Türk-İş'in verilerine göre 6 bin 839 lira olup, asgari ücret de net 5 bin 500 lira olunca milyonlarca işçi ailesi borç batağına sürüklendi.
Yine yüksek enflasyon sebebiyle yoksulluk sınırının 22 bin 278 liraya yükseldiği ülkemizde en düşük memur maaşı 9 bin 105 lira olunca milyonlarca memur da borçla dönmeye çalışıyor.
Emeklilerden bahsetmeye gerek yok, zaten ülkemizin gerçeklerinde son derece uzak, harçlık mahiyetinde bir aylığa talim ediyorlar.
Görüldüğü gibi gelir giderden oldukça çok düşük olunca, vatandaşların çoğunluğu zorunlu olarak kredi kartlarına yükleniyor.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) haftalık verilerine göre 29 Temmuz itibarıyla bireylere ait kredi kartı kullanımı 294 milyar 611 milyon liraya ulaşmış durumda.
Bu tutar son bir yılda yüzde 70'lik hızlı bir artışa işaret ediyor.
Vatandaşların kartlara yüklenmesiyle 12 ayda borç yüküne 120 milyar 800 milyon lira daha eklendiği görülüyor.
Yine BDDK verilerine göre takibe düşen yani batak durumda olan bireysel kredi kartı borcu ise 6.9 milyar lirayı buluyor.
Batağa düşmeyen vatandaşların önemli bir bölümü de borçlarını zamanında ödeyemediği için sürekli erteleme yöntemini kullanıyor.
Tüketici Birliği Federasyonu'nun gerçekleştirdiği "Temmuz 2022 Cüzdanımızda Ne Var" araştırmasının sonuçları vatandaşın alarm veren kredi kartı harcamalarını gözler önüne serdi.
23-31 Temmuz 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmaya göre vatandaşların yüzde 33'ü kredi kartı borcunu zamanında ödeyemiyor.
Araştırmaya göre, her 100 kişiden 41'i aylık harcamalarının yüzde 75'inden fazlasını kredi kartı ile yaptıklarını söylüyor. Aylık harcamaların yüzde 50'sinden fazlasını kredi kartı ile yapanlarda ise bu oran yüzde 70'lere varıyor.
Araştırmaya göre, kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin yüzde 60'ı nakit avans çekiyor. Üstelik bir zamanlar nakit ödemenin tercih edildiği manav, bakkal, kasap ödemelerinde kredi kart kullanımının yüzde 20'lerden yüzde 70'lere çıktığı görülüyor.
Bu rakamlar sadece kredi kartlarıyla alakalı, diğer tüketici kredileri konusunda tablo çok daha vahim durumda.
Borçların batağa düşmesi ya da zamanında ödenememesi, elbette ki vatandaşların büyük bir faiz kıskacının içine düşmesi anlamına geliyor.
Ceza durumuna düşen borçlarda bildiğiniz gibi normal faiz oranları değil, çok daha yüksek faiz oranları geçerli.
Vatandaşlar birkaç borç etelemeden sonra, karşılarına, aldıkları borcun ana parasından kat kat fazla, ödenmesi imkansız bir faiz borcu çıkıyor.
Sonra da 24 milyona yakın bir icra dosyası tablosu…
Dikkat ederseniz, her şey vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir gelire sahip olmamasından kaynaklanıyor.
Bu, her geçen gün daha da kangrenleşen temel sorunun çözümü için fikir lazım, proje lazım, vatandaşlarımızın alım güçlerini artırmak için ceplerine para koymak lazım, gelir adaletinin sağlanması lazım, yerli üretimin canlandırılması lazım lazım lazım…
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, yapmış olduğu sosyal medya paylaşımlarında bakın bu gerçekleri nasıl dile getiriyor:
"Türkiye'nin kurtuluşu partizanlıkla değil, fikirle, idealle, projeyle olacak."
"Aylık kaç paraya çalıştığın önemli değil. 1 araba için, 1 ev için kaç ay çalıştığın önemli."
"Piyasayı düzeltmek için fiyatları düşürmek değil, insanımızın cebindeki parayı artırmak gerekiyor."
"Hayat pahalı değil, bizim paramız yok. Bize ait olan para başkalarının cebinde!"
"Normalde ülkeler kendilerinde olmayan ve üretemeyecekleri ürünleri ithal eder fakat Türkiye'de var olan ürünler ithal ediliyor. Akıl tutulması!"
Eğer doğru projelerle bunlar sağlanmazsa, BTP Lideri şu uyarıda bulunuyor:
"İlerde bugünlere bakıldığında, bugünleri kara günler olarak hatırlayacaklar ve bizim adımıza üzülecekler. Aynı bizim geçmişin kötü zamanlarına baktığımız gibi."
BTP, parti programında bulunan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ile, vatandaşların cebine nasıl para konulacağını, yerli üretimin nasıl canlandırılacağını bilimsel bir şekilde ortaya koyuyor.
Akıl tutulmasından acilen kurtulalım, partizanlıkları bir kenara koyalım, bu sefer çözümden ve projeden yana tercihimizi kullanalım.
Yoksa gidişat daha zifiri bir karanlık…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025