Bir taziyede, Rami Gıda Toptancıları Derneği Başkanı Günay Kotil'le karşılaştık. Hoş beşten sonra söz döndü dolaştı, siyasi konulara geldi. Sayın Günay Kotil, siyasetin yoğun yaşandığı bir aile geleneğinden geliyor. Aile içerisinden çıkan tanınmış siyasetçilerden birisi de Rahmetli Aytekin Kotil'dir. Aytekin Kotil'i orta yaş kuşağı, İstanbul belediye başkanlığı yaptığı dönemden çok iyi tanırlar. Rahmetli Aytekin Kotil belediye başkanlığından sonra milletvekilliği ve TBMM Başkan Vekilliği görevinde de bulunmuştur. Kotil ailesi, son döneme kadar daha ziyade CHP içinde "ortanın solu" politikasının temsilcilerinden olmuşlardır. Günay beyin bir özelliği de son söyleyeceği sözü, hemen işin başında söylemesidir. Sayın Kotil bir hatırasını anlattı. Değişik partilerden oluşan bir grupla biraraya gelmişler. Günay Kotil hemen söze başlamış ve "herkes partisini bıraksın"demiş. "Türkiye'de Haydar Baş'tan başka lider kalmadı, boş yere vakit kaybetmenize gerek yok" diye devam etmiş. Sayın Günay Kotil tam da kitabın ortasından konuşuyor. "Teferruatla uğraşmaya, kenarda dolaşmaya, orta sahada top koşturmaya ne gerek var. Gelin işin başını, esasını konuşalım" diyor. Sol gelenekten gelen bir ailenin neredeyse bütün mensupları çözümün ancak Prof. Dr. Haydar Baş beyle mümkün olacağını ifade ediyorlar.
Düşündüğümüzde, hakikaten Türkiye'deki bütün genel başkanlarının şu veya bu şekilde denendiğini görüyoruz. Bu zevatın eline millet tarafından yetki verilmesine rağmen, Türkiye'nin sorunlarına çözüm getirememişler. Şunu kabul etmek gerekir ki, ülkemizde sorunlar müzminleşmiş ve yumak oluşturmuş. Bu sorunlar kaş yapayım derken, göz çıkartılmış cinsten sorunlar. Dünyadaki artan oranda yaşanan krizler, ülkemizdeki sorunları içinden çıkılmaz hale getirmiş durumda.
Gelinen noktada sorunları çözmek için ulusal çözümler üretmek, dışarının tahakkümünden kurtulmak ve bağımsız duruşu elde etmek şart. Öteye gitmeye gerek yok; bir tek ekonomide yaşanan çöküntü bile Prof. Dr. Haydar Baş beye ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Dünyanın doğusunda ve batısında yaşanan ekonomik krizlerin haddi hesabı yok. Ekonomik kriz dalgaları, ard arda geliyor. Serbest piyasa ekonomisi kapsamında ne kadar tedbir alınırsa alınsın, çözüm gelmiyor. Serbest piyasa ekonomisi, sistem olarak iflas etmiş durumda. IMF deseniz, bugüne kadar kim bu kuruma dayanmışsa, hep duvar gibi üzerine yıkıldığını görüyoruz. Tam da bunlar yaşanırken Prof. Dr. Haydar Baş beye ait olan Milli Ekonomi Modelinin ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezinin çözüm adresinin kendisi olarak Türkiye ve dünya gündemine geldiğini görüyoruz. Bu bilgiler ışığında, Türk siyasetini değerlendirdiğimiz zaman maalesef BTP'den başka hiçbir partinin bir çözüm paketine sahip olmadığını görüyoruz. Ekonomik bunalımı serbest piyasa ekonomisi içerisinde, IMF talimatları ile çözmenin mümkün olmadığı görülmesine rağmen diğer siyasi partilerin, hala bu kapsamda ısrarcı davranması zaten siyasi bir iflas anlamına gelmektedir. Temmuz 2007 tarihinde yapılan genel seçim çalışmalarında, bir çok parti genel başkanının Haydar Baş beyin projelerini aşırmaya çalıştığına da şahit olduk.Bir diğer değerlendirme kriteri, siyasi liderde olması gereken geleceği okumak ve gereken tedbiri almaktır. Maalesef siyasi parti genel başkanlarına baktığımız zaman dün dündür bu bugündür geleneğinden geldiğini görmekteyiz. Bırakınız yüz yıl, on yıl, bir yıl ötesini çok zaman ayaklarının dibini bile görememektedirler. Prof. Dr. Haydar Baş beyin tespitlerini ise gelişen sosyal, siyasi, ekonomik, dış politik hadiseler hep haklı çıkarmıştır.Gel de sayın Günay Kotil'e hak verme.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025