İstiklâl Savaşı'nı kazanmış milletimizin kurucu iradesini temsil eden ve 23 Nisan 1920'de Gazi Mustafa Kemal riyasetinde ulus devleti hayata geçiren Meclis'imiz "Gazi" dir.
15 Temmuz darbe girişiminde bombalar altında kalarak ağır yara aldı?
Peki, "Gazi Meclis"imiz bugün ne durumda? Bugün de siyaset bombardımanında unutulmuş gibi. Başkanlık rejimi tartışmalarının yoğunluk kazanması parlamentoyu gölgede bırakmış gözüküyor.
Parlamenter rejimi sonlandırmayı hedefleyen süreç, AKP ile MHP arasında kurulan yeni anayasa koalisyonu ile hız kazandı.
Tartışılan temel makam Cumhurbaşkanı iken, parlamento bu tartışmanın neresinde kalıyor? Yoksa unutulan bir kurum mu oldu?
Türkiye kamuoyunun parlamentosunu tartışmama nedeni, siyaset ve siyasetçiyi parlamentoyla eşdeğer görmesidir. Siyaset ve siyasetçinin her gün tartışıldığı bir ortamda, kurumsal olarak parlamento dikkati çekmemektedir.
Bu kertede "parlamentoya güven" konusunu yoklamak istiyoruz;
Dünya Değerler Araştırması çerçevesinde Türkiye'de parlamentoya duyulan güven 1990-1991 yıllarında %58 iken, 1996-1997 yıllarında %48 olarak ölçülmüştü. 2011 araştırmasında ise, parlamentoya tamamen güvenirim diyenlerin oranı %17.2, biraz güvenirim diyenlerin oranı %36.8, pek güvenmem diyenlerin oranı %27.9, hiç güvenmem diyenlerin oranı %13.9'dur.
İşin ilginç tarafı son yapılan araştırmalarda parlamentoya güven; sivil toplum kuruluşlarından, Silahlı Kuvvetlerden, imam ve müftülerden ve hükümetten daha düşüktür.
100 yaşını çoktan devirmiş ve de "Gazi" sıfatını taşıyan TBMM'ne duyulan güveni azaltanların günahını bu millet çekmemeli.
15 Temmuz darbe girişiminde bombalar altında kalarak ağır yara aldı?
Peki, "Gazi Meclis"imiz bugün ne durumda? Bugün de siyaset bombardımanında unutulmuş gibi. Başkanlık rejimi tartışmalarının yoğunluk kazanması parlamentoyu gölgede bırakmış gözüküyor.
Parlamenter rejimi sonlandırmayı hedefleyen süreç, AKP ile MHP arasında kurulan yeni anayasa koalisyonu ile hız kazandı.
Tartışılan temel makam Cumhurbaşkanı iken, parlamento bu tartışmanın neresinde kalıyor? Yoksa unutulan bir kurum mu oldu?
Türkiye kamuoyunun parlamentosunu tartışmama nedeni, siyaset ve siyasetçiyi parlamentoyla eşdeğer görmesidir. Siyaset ve siyasetçinin her gün tartışıldığı bir ortamda, kurumsal olarak parlamento dikkati çekmemektedir.
Bu kertede "parlamentoya güven" konusunu yoklamak istiyoruz;
Dünya Değerler Araştırması çerçevesinde Türkiye'de parlamentoya duyulan güven 1990-1991 yıllarında %58 iken, 1996-1997 yıllarında %48 olarak ölçülmüştü. 2011 araştırmasında ise, parlamentoya tamamen güvenirim diyenlerin oranı %17.2, biraz güvenirim diyenlerin oranı %36.8, pek güvenmem diyenlerin oranı %27.9, hiç güvenmem diyenlerin oranı %13.9'dur.
İşin ilginç tarafı son yapılan araştırmalarda parlamentoya güven; sivil toplum kuruluşlarından, Silahlı Kuvvetlerden, imam ve müftülerden ve hükümetten daha düşüktür.
100 yaşını çoktan devirmiş ve de "Gazi" sıfatını taşıyan TBMM'ne duyulan güveni azaltanların günahını bu millet çekmemeli.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023