Başlarken hemen belirtmem lazım ki Galatasaray lehine verilen iki penaltı bana inandırıcı gelmedi.
62'de kaleci Tarık ile Gomis hava topu mücadelesinde Tarık'ın elleri Gomis'e çarpıyor. Bunu faul olarak yorumlamak bence çok zorlama bir karar.
Aynı şekilde 67'de kale sahası civarında kaleci Tarık ile Kerem'in ayakları çarpışıyor. Bunu faul olarak yorumlamak aşırı bir zorlama.
Kerem sahanın dışında bence kendini bilerek yere atıyor ve bu şekilde pozisyonu süslüyor.
Ayrıca pozisyonda kaleci Tarık kendini mümkün olduğunca küçültüyor. Bu durum da Kerem'in bileğine temas faul olarak yorumlanamaz.
Evet benim gözlemlediğim Galatasaray gerek Göztepe maçında gerekse bu Rizespor maçında zorlanarak kazandı.
Peki bunda temel sebep ne? Bence Galatasaray bu sene takım olamadı. Yani takım oyunu oynama becerisi gösteremedi.
Bunda en önemli neden kadro istikrarsızlığı. Bu istikrarsızlık Torrent ile zirve yaptı.
Galatasaray'ın başına geçtiği Hatay maçından başlayarak her maçta en az üç rotasyona giden Torrent kadro istikrarını yakalayamadı.
Bir önceki Göztepe maçında 5 tane rotasyon yapan Torrent bu maçta da rotasyona gitti.
Söylediği enteresan bir şey var. Torrent'e göre rotasyon Avrupa'da sıklıkla uygulanırmış.
Ben Torrent'in hala takımı ve Türk futbolunu tanımaya çalıştığını düşünüyorum. Bunu yaptığı rotasyonlardan anlamak mümkün.
Mesela van Aanholt. Bence rahatlıkla ilk 11 oyuncusu. Hatalar yapmadı mı? Yaptı ama katkısı bence daha önemli. Sol bek ve o pozisyon için oldukça pas oyunu oynayan bir futbolcu. Niçin ilk 11'e giremez. Anlamak mümkün değil. Uyum ancak istikrarlı kadrolarla olur.
Maçı değerlendirirsek. Galatasaray maça çok istekli başladı. Galatasaray maçın hemen başında ön alan baskısı yaparak Rize'yi bunalttı.
Emre Kılınç bu tip baskı sonucu fırsat yakalayıp topu auta yolladı.
8. dakikada Rize bir şans golü buldu. Gedson Fernandes orta yapmak isterken doğrudan kaleye giden topla golü buldu.
Bu gol Galatasaray'da şok etkisi yaptı. Zaten çok organize futbol oynama becerisi olmayan Galatasaray bir panik haline girmiş gibiydi.
Bir örnek. 13'te Berkan tuhaf bir sürat ile dripling yaparken topu bir 20 metre ileri vurarak taca gönderdi.
Neyse ki 25 gibi Galatasaray yine kendine geldi ve oyuna hükmetmeye başladı. Ne var ki bunu organize ataklar ile yapamadı.
Galatasaray'da herkesin bir yere telaş içinde koşturduğu görülüyordu. Fakat Galatasaray'ın 40'ta yaptığı basit bir ceza alanı civarı organizasyonu ile golü bulması futbolun nasıl oynanması hakkında bir fikir veriyor.
Berkan'ın Aanholt'a akılcı asisti her türlü övgüyü hak ediyor. Hemen 45'te de güzel bir Galatasaray organizasyonunu sonuçlandıramayan Berkan’dı.
50'de Galatasaray'ın yediği ikinci gol ise bir dizi defans hatası içeriyordu. Fakat en kötüsü Omar Boyd'a buyur geç gibi bir hareket yaptı.
Yani topa ve rakibine müdahale etmedi. 53'te Marcao cansiperane bir şekilde Rizeli rakibinin önüne yatması ile Galatasaray'ı ipten aldı.
Kerem bu maçta savruk ve şuursuz hareketler yapmasının yanında güzel işlere de imza attı.
İlk golde asist yapan Berkan'a topu iletmesi tüm övgüleri hak ediyor.
Taylan için söylenebilecek pek bir şey yok ama bunda kabahat genelde takım arkadaşlarında.
Taylan'ı pasları ile desteklemiyorlar.
Galatasaray Taylan'ı yeterince kullanamıyor. Hadi Taylan ilk 11'e giriyor ama Feghouli için ne demeli. O ilk 11'e bile giremiyor.
Zaten bu savrukluk içinde onların pasa dayalı oyunları kayboluyor. Galatasaray'ın geçiş hücumu ile gelen son golünde asisti zarif bir dokunuş ile Feghouli'nin yapması herhalde bazı şeyler söylüyor.
Galatasaray üst üste iki maç alarak Barcelona maçları öncesi moral buldu. Şimdi yine Torrent ile bitirelim.
Torrent dedi ki en kötü kurayı çektik. Sayın Torrent burası Galatasaray. Galatasaray için kötü kura yok.
Böyle iddiasız açıklamalar doğru değil. Hedef turu geçmek dışında bir amaç olamaz.
62'de kaleci Tarık ile Gomis hava topu mücadelesinde Tarık'ın elleri Gomis'e çarpıyor. Bunu faul olarak yorumlamak bence çok zorlama bir karar.
Aynı şekilde 67'de kale sahası civarında kaleci Tarık ile Kerem'in ayakları çarpışıyor. Bunu faul olarak yorumlamak aşırı bir zorlama.
Kerem sahanın dışında bence kendini bilerek yere atıyor ve bu şekilde pozisyonu süslüyor.
Ayrıca pozisyonda kaleci Tarık kendini mümkün olduğunca küçültüyor. Bu durum da Kerem'in bileğine temas faul olarak yorumlanamaz.
Evet benim gözlemlediğim Galatasaray gerek Göztepe maçında gerekse bu Rizespor maçında zorlanarak kazandı.
Peki bunda temel sebep ne? Bence Galatasaray bu sene takım olamadı. Yani takım oyunu oynama becerisi gösteremedi.
Bunda en önemli neden kadro istikrarsızlığı. Bu istikrarsızlık Torrent ile zirve yaptı.
Galatasaray'ın başına geçtiği Hatay maçından başlayarak her maçta en az üç rotasyona giden Torrent kadro istikrarını yakalayamadı.
Bir önceki Göztepe maçında 5 tane rotasyon yapan Torrent bu maçta da rotasyona gitti.
Söylediği enteresan bir şey var. Torrent'e göre rotasyon Avrupa'da sıklıkla uygulanırmış.
Ben Torrent'in hala takımı ve Türk futbolunu tanımaya çalıştığını düşünüyorum. Bunu yaptığı rotasyonlardan anlamak mümkün.
Mesela van Aanholt. Bence rahatlıkla ilk 11 oyuncusu. Hatalar yapmadı mı? Yaptı ama katkısı bence daha önemli. Sol bek ve o pozisyon için oldukça pas oyunu oynayan bir futbolcu. Niçin ilk 11'e giremez. Anlamak mümkün değil. Uyum ancak istikrarlı kadrolarla olur.
Maçı değerlendirirsek. Galatasaray maça çok istekli başladı. Galatasaray maçın hemen başında ön alan baskısı yaparak Rize'yi bunalttı.
Emre Kılınç bu tip baskı sonucu fırsat yakalayıp topu auta yolladı.
8. dakikada Rize bir şans golü buldu. Gedson Fernandes orta yapmak isterken doğrudan kaleye giden topla golü buldu.
Bu gol Galatasaray'da şok etkisi yaptı. Zaten çok organize futbol oynama becerisi olmayan Galatasaray bir panik haline girmiş gibiydi.
Bir örnek. 13'te Berkan tuhaf bir sürat ile dripling yaparken topu bir 20 metre ileri vurarak taca gönderdi.
Neyse ki 25 gibi Galatasaray yine kendine geldi ve oyuna hükmetmeye başladı. Ne var ki bunu organize ataklar ile yapamadı.
Galatasaray'da herkesin bir yere telaş içinde koşturduğu görülüyordu. Fakat Galatasaray'ın 40'ta yaptığı basit bir ceza alanı civarı organizasyonu ile golü bulması futbolun nasıl oynanması hakkında bir fikir veriyor.
Berkan'ın Aanholt'a akılcı asisti her türlü övgüyü hak ediyor. Hemen 45'te de güzel bir Galatasaray organizasyonunu sonuçlandıramayan Berkan’dı.
50'de Galatasaray'ın yediği ikinci gol ise bir dizi defans hatası içeriyordu. Fakat en kötüsü Omar Boyd'a buyur geç gibi bir hareket yaptı.
Yani topa ve rakibine müdahale etmedi. 53'te Marcao cansiperane bir şekilde Rizeli rakibinin önüne yatması ile Galatasaray'ı ipten aldı.
Kerem bu maçta savruk ve şuursuz hareketler yapmasının yanında güzel işlere de imza attı.
İlk golde asist yapan Berkan'a topu iletmesi tüm övgüleri hak ediyor.
Taylan için söylenebilecek pek bir şey yok ama bunda kabahat genelde takım arkadaşlarında.
Taylan'ı pasları ile desteklemiyorlar.
Galatasaray Taylan'ı yeterince kullanamıyor. Hadi Taylan ilk 11'e giriyor ama Feghouli için ne demeli. O ilk 11'e bile giremiyor.
Zaten bu savrukluk içinde onların pasa dayalı oyunları kayboluyor. Galatasaray'ın geçiş hücumu ile gelen son golünde asisti zarif bir dokunuş ile Feghouli'nin yapması herhalde bazı şeyler söylüyor.
Galatasaray üst üste iki maç alarak Barcelona maçları öncesi moral buldu. Şimdi yine Torrent ile bitirelim.
Torrent dedi ki en kötü kurayı çektik. Sayın Torrent burası Galatasaray. Galatasaray için kötü kura yok.
Böyle iddiasız açıklamalar doğru değil. Hedef turu geçmek dışında bir amaç olamaz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Adana Demirspor'un çekilmesi bir şovdu / 10.02.2025
- Gabriel Sara neden var / 04.02.2025
- Curcuna / 03.02.2025
- Mahalle maçında olmaz / 31.01.2025
- Şampiyonluk hayal değil / 27.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Uğursuz gün / 22.01.2025
- Fenerbahçe'de işler yolunda / 20.01.2025
- Muazzam ikinci yarı / 18.01.2025
- Gabriel Sara neden var / 04.02.2025
- Curcuna / 03.02.2025
- Mahalle maçında olmaz / 31.01.2025
- Şampiyonluk hayal değil / 27.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Uğursuz gün / 22.01.2025
- Fenerbahçe'de işler yolunda / 20.01.2025
- Muazzam ikinci yarı / 18.01.2025