Galatasaray çok zorlandığı mücadelede rakibi Konyaspor'u 1-0 yendi.
Doğrusunu söylemek gerekirse Galatasaray'ın bütün 90 dakika boyunca üç dört pas yaparak rakip kaleye gittiği bir hücumu yok.
Galatasaray tek hücum seçeneği olarak Osimhen'e atılan uzun pasları kullandı.
Özellikle ikinci yarı Osimhen rakip sahada tek başına kendisine uzun ve havadan pas bekledi.
Dediğim gibi Galatasaraylılar uzun paslar ile Osimhen'i gördüler de.
Fakat birebirde rakiplerini geçme başarısı gösteremeyen Osimhen en az dört beş aksiyonda kaleci ile karşı karşıya şansını harcadı.
Galatasaray'ın hücumda tek alternatif olarak havadan Osimhen'i görmesi düşündürücü.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Galatasaray üçüncü bölgede çoğalamadı ve organize olamadı.
Hâl böyle olunca Galatasaray çok sıkıntı çekti. Galatasaray'da Sallai çok kötü bir performans gösterdi.
Dinamo Kiev maçında çok dağınık görüntü veren Jakobs nispeten daha derli toplu idi.
Sallai'nin açıklarını kapatmaya çalışan Yunus çoğu kez sağ bek gibi savunma yaptı.
Dinamo Kiev maçında da Jakobs'un açıklarını kapatmaktan iyi oynamayan Yunus işin açıkçası elinden geleni yaptı.
Yunus'ta eğer bir düşüş varsa bence bunun nedeni arkasındaki beklerin çok kötü performans segilemeleri.
Onların açıklarını kapatıp aynı zamanda hücumda etkili olmak biraz insanüstü bir çaba gerektiriyor.
Özellikle maçın başında Sallai geri dönmekte çok zorlandı.
İlerde çoğalamayan bir takım ve geri dönmekte zorlanan bekler ile arzu edilen oyunun oynanamayacağı aşikâr.
Osimhen'e geri dönersek şunları yazabiliriz. Osimhen çok hareketli ve üstelik pasör bir oyuncu.
Fakat her nedense Konya maçında birebirde etkili olamadı. Markajcısını geçebilse önünde çok geniş alanlar vardı.
12. dakikada Osimhen çok şık bir kafa vuruşu yaptı. Barış Alper'in havadan pasında topa yükselirken vücudu ile havada rakibine çalım atarak kafa şutu çıkardı.
Bu pozisyon ne kadar yetenekli olduğunu gösteriyor doğrusu.
Osimhen ayrıca takımına kazandırdığı penaltıdaki kıvraklığı ve çevikliği ile de övgüyü hak ediyor.
Rakibinin önünden topu kaparken rakibinin faul yapmasına neden oldu.
Karşılaşma hakkında söylenebilecek bir diğer olgu da şu.
Tempo genel olarak yüksekti. Fakat yüksek tempoda Galatasaray oyunu kontrol altına alamadı.
Sürekli yazıyorum Galatasaray yüksek tempolu takım değil.
Galatasaray'ın futbolunun yetersizliği bu açıdan da düşünülmeli.
Zira üst düzey takımlar için bile zor bir faktör olan yüksek tempolu oyun hiç şüphesiz Galatasaray'ın oyununu olumsuz yönde etkiliyor olmalı.
Mertens'in sürekli yaşından bahsediliyor. Yaşlandığı ve bu yüzden kolay yorulduğu söyleniyor.
Ne var ki Mertens çok olumlu işler yapıyor.
8. dakikada ofsayt nedeniyle iptal edilen golde Mertens'in, Osimhen'e attığı pas çok şıktı.
Sallai'nin çok kötü performans gösterdiğini söylemiştim.
67'de Davinson Sanchez taca bir pas attı. Neden top taca çıktı.
Çünkü Sallai beyefendi koşmaya tenezzül etmedi. Yine de şunu yazarak Sallai'nin olumlu bir aksiyonundan bahsedelim.
78'de Barış Alper'in kendisine ilettiği topu rakip ceza sahası içinde koşarak aldı ve kale çizgisinden Osimhen'e tehditkâr bir pas verdi.
Osimhen'in topa dokunuşu kalecide kaldı. Torreira özellikle ilk yarıda savunma anlamında başarılı idi.
Yalnız bir pozisyonda hemen ikinci yarının başında Torreira ayağındaki topu rakip 18 önünde Konyalı oyuncuya topu kaptırdı.
Şimdi sormak lazım. Bu şekilde taca atılan paslar ve ayağının önündeki topu arkandaki rakibe kaptıran oyuncular ile nasıl hücum organize edilebilir?
Bu hataları azaltmak gerekir. Yeni transfer Ahmet Kutucu'yu ilk maçı olması nedeniyle değerlendirmek zor.
Yalnız 89'da Osimhen'in ilersine hatalı bir pas attı. Osimhen'in önüne atabilse net bir gol pozisyonun oluşması işten değildi.
Mertens'e alternatif olacağı söylenen Ahmet Kutucu her hâlde ilerleyen maçlarda daha anlamlı ve tehditkâr paslar üretecektir diye düşünmek istiyorum.
Galatasaray zorlansa da kazandı. Galatasaray kritik bir süreçten geçiyor.
Olumsuz hususlar sürerse ilerleyen haftalarda istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.
Fakat Okan Buruk'un Sallai ve Jakobs gibi formsuz oyuncuları yeniden havaya sokup Galatasaray'ı yükselişe geçireceğini umabiliriz.
Bakalım hep birlikte izleyeceğiz.
Doğrusunu söylemek gerekirse Galatasaray'ın bütün 90 dakika boyunca üç dört pas yaparak rakip kaleye gittiği bir hücumu yok.
Galatasaray tek hücum seçeneği olarak Osimhen'e atılan uzun pasları kullandı.
Özellikle ikinci yarı Osimhen rakip sahada tek başına kendisine uzun ve havadan pas bekledi.
Dediğim gibi Galatasaraylılar uzun paslar ile Osimhen'i gördüler de.
Fakat birebirde rakiplerini geçme başarısı gösteremeyen Osimhen en az dört beş aksiyonda kaleci ile karşı karşıya şansını harcadı.
Galatasaray'ın hücumda tek alternatif olarak havadan Osimhen'i görmesi düşündürücü.
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Galatasaray üçüncü bölgede çoğalamadı ve organize olamadı.
Hâl böyle olunca Galatasaray çok sıkıntı çekti. Galatasaray'da Sallai çok kötü bir performans gösterdi.
Dinamo Kiev maçında çok dağınık görüntü veren Jakobs nispeten daha derli toplu idi.
Sallai'nin açıklarını kapatmaya çalışan Yunus çoğu kez sağ bek gibi savunma yaptı.
Dinamo Kiev maçında da Jakobs'un açıklarını kapatmaktan iyi oynamayan Yunus işin açıkçası elinden geleni yaptı.
Yunus'ta eğer bir düşüş varsa bence bunun nedeni arkasındaki beklerin çok kötü performans segilemeleri.
Onların açıklarını kapatıp aynı zamanda hücumda etkili olmak biraz insanüstü bir çaba gerektiriyor.
Özellikle maçın başında Sallai geri dönmekte çok zorlandı.
İlerde çoğalamayan bir takım ve geri dönmekte zorlanan bekler ile arzu edilen oyunun oynanamayacağı aşikâr.
Osimhen'e geri dönersek şunları yazabiliriz. Osimhen çok hareketli ve üstelik pasör bir oyuncu.
Fakat her nedense Konya maçında birebirde etkili olamadı. Markajcısını geçebilse önünde çok geniş alanlar vardı.
12. dakikada Osimhen çok şık bir kafa vuruşu yaptı. Barış Alper'in havadan pasında topa yükselirken vücudu ile havada rakibine çalım atarak kafa şutu çıkardı.
Bu pozisyon ne kadar yetenekli olduğunu gösteriyor doğrusu.
Osimhen ayrıca takımına kazandırdığı penaltıdaki kıvraklığı ve çevikliği ile de övgüyü hak ediyor.
Rakibinin önünden topu kaparken rakibinin faul yapmasına neden oldu.
Karşılaşma hakkında söylenebilecek bir diğer olgu da şu.
Tempo genel olarak yüksekti. Fakat yüksek tempoda Galatasaray oyunu kontrol altına alamadı.
Sürekli yazıyorum Galatasaray yüksek tempolu takım değil.
Galatasaray'ın futbolunun yetersizliği bu açıdan da düşünülmeli.
Zira üst düzey takımlar için bile zor bir faktör olan yüksek tempolu oyun hiç şüphesiz Galatasaray'ın oyununu olumsuz yönde etkiliyor olmalı.
Mertens'in sürekli yaşından bahsediliyor. Yaşlandığı ve bu yüzden kolay yorulduğu söyleniyor.
Ne var ki Mertens çok olumlu işler yapıyor.
8. dakikada ofsayt nedeniyle iptal edilen golde Mertens'in, Osimhen'e attığı pas çok şıktı.
Sallai'nin çok kötü performans gösterdiğini söylemiştim.
67'de Davinson Sanchez taca bir pas attı. Neden top taca çıktı.
Çünkü Sallai beyefendi koşmaya tenezzül etmedi. Yine de şunu yazarak Sallai'nin olumlu bir aksiyonundan bahsedelim.
78'de Barış Alper'in kendisine ilettiği topu rakip ceza sahası içinde koşarak aldı ve kale çizgisinden Osimhen'e tehditkâr bir pas verdi.
Osimhen'in topa dokunuşu kalecide kaldı. Torreira özellikle ilk yarıda savunma anlamında başarılı idi.
Yalnız bir pozisyonda hemen ikinci yarının başında Torreira ayağındaki topu rakip 18 önünde Konyalı oyuncuya topu kaptırdı.
Şimdi sormak lazım. Bu şekilde taca atılan paslar ve ayağının önündeki topu arkandaki rakibe kaptıran oyuncular ile nasıl hücum organize edilebilir?
Bu hataları azaltmak gerekir. Yeni transfer Ahmet Kutucu'yu ilk maçı olması nedeniyle değerlendirmek zor.
Yalnız 89'da Osimhen'in ilersine hatalı bir pas attı. Osimhen'in önüne atabilse net bir gol pozisyonun oluşması işten değildi.
Mertens'e alternatif olacağı söylenen Ahmet Kutucu her hâlde ilerleyen maçlarda daha anlamlı ve tehditkâr paslar üretecektir diye düşünmek istiyorum.
Galatasaray zorlansa da kazandı. Galatasaray kritik bir süreçten geçiyor.
Olumsuz hususlar sürerse ilerleyen haftalarda istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir.
Fakat Okan Buruk'un Sallai ve Jakobs gibi formsuz oyuncuları yeniden havaya sokup Galatasaray'ı yükselişe geçireceğini umabiliriz.
Bakalım hep birlikte izleyeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Şampiyonluk hayal değil / 27.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Uğursuz gün / 22.01.2025
- Fenerbahçe'de işler yolunda / 20.01.2025
- Muazzam ikinci yarı / 18.01.2025
- Dağılmadan ve sıkılmadan / 14.01.2025
- Kötü hava kötü futbol / 13.01.2025
- Tatmin etmez / 12.01.2025
- Dermansız Fenerbahçe / 06.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Uğursuz gün / 22.01.2025
- Fenerbahçe'de işler yolunda / 20.01.2025
- Muazzam ikinci yarı / 18.01.2025
- Dağılmadan ve sıkılmadan / 14.01.2025
- Kötü hava kötü futbol / 13.01.2025
- Tatmin etmez / 12.01.2025
- Dermansız Fenerbahçe / 06.01.2025