Şu şu olaylar siyasete alet edilmez… Şu şu başlıklar siyasetin konusu olamaz, diyen tek parti iktidarı her olaydan her olaydan, acıdan, gözyaşından nemalanmayı, siyasileştirmeyi, ranta çevirmeyi gerçekten çok iyi yapıyor.
Zaten tek parti iktidarlarının sırrı da bu! 20 yıldır olayların aslını unutturup, teferruatı gündem edip, muhalefeti gaza getirip vatandaşın takdirini almak. Gerçekten çok iyi yaptılar!
Son iki ana gündeme bakın! İBB başkanına verilen cezayı getirip 6'lı masanın adayına bağladılar.
Hele 6 yaşındaki çocuğun dramını getirip 28 Şubat sürecine bağlamaları ise vicdanları bile çatlattı.
Şimdi gündemde bir çocuğa ve çocuklara ilk değil bilmem kaçıncı tecavüz olayı var.
Sokaktaki sakallı-cübbeli şövalyeler yaşanan olayları 'azgın azınlığın baskısı' olarak tanımlıyor.
Sayın Erdoğan, 'kabul edilemez' diyor ama Kandil'e gönderilen çocukları öne atıp, 'Bay Kemal Diyarbakır annelerini neden ziyaret etmiyorsun, diye soruyor.
'Bir siyasi partinin teşkilatlarında ve belediyelerinde yaşanan onlarca istismarın üzerine aynı kararlılıkla gitmesini bekliyoruz' diyor.
'Siz benim bakanıma ders veremezsiniz' diyor.
'Böyle bir meseleyi milletimizin inancı ve kurumlarıyla irtibatlandırmak ahlaki olmayan çarpıtmadır' diyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise TBMM Genel Kurulu'nda; "Belli inanç gruplarına yönelik suçlayıcı ifadelerle genellenmek suretiyle yapılmaya çalışılanı da görüyoruz… 28 Şubat sürecine benzer bir oyunun başlatılması girişimlerine asla göz yummayacağız' diyor.
Kim, ne görüyor? Kimi, ne ile irtibatlandırıyor, ortada! Ama olayın faillerini neden görmek istemiyor ve de böylesi adi bir olay ile 28 Şubat sürecini hangi mantık ile eşleştirdiğini de herkes görüyor!
Sayın Oktay'a soruyorum
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay! Bizzat Cübbeli Ahmet isimli şahıstan dinledim. Şöyle diyordu:
"Tarîkat-ı Nakşibendiyye-i Hâlidiyye'nin ve bu kolun başında bulunan Mevlânâ Hâlid el-Bağdâdî Hazretleri'nin faziletine dair tertip edilmiş olan bir sohbette, Mahmud Efendi Hazretleri kanalıyla, Ali Haydar Ahıshavî Hazretleri'nden şöyle bir nakilde bulunuluyor:
"Yarın ahirette kabirden çıkan bir adamı, azap melekleri azaba götürürlerken yakalasa, azaba götürürlerken yaka paça bir hâldeyken o adam: 'Ben, Nakşibendî tarikatının Hâlidî kolundanım.' dese, bırakırlar."
İzleme linkiniz: https://www.youtube.com/watch?v=nNKeLVskQ_g
Şimdi soruyu soruyorum:
Ben buna inandım ve gittim her türlü yolsuzluğu yaptım, yedim, içtim, gezdim, yattım, kalktım, pudra şekeri bile çektim, kendimden geçtim, Uzakdoğularda kumar masalarına ve pembe alemlere daldım.
Vakit geldi, öldüm. Hesabım kesildi. Azap melekleri nasıl becerdilerse beni yakaladılar ve cehenneme götürüyorlar. 'Dur hemşerim, nereye götürüyorsunuz? Ben, Nakşibendî tarikatının Hâlidî kolundanım' dedim ve 'kusura bakma efendi, bir yanlışlık yaptık' diyerek beni bıraktılar.
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, buyurun birde siz yorumlayın.
2. soru
28 Şubat'ın kazananı kimdir?
Başka sorum yok.
- 6 Şubat afeti sürpriz miydi? / 06.02.2025
- AKP 6 Şubat’a hazır / 05.02.2025
- Devlet Bahçeli’ye göre 'kimden cumhurbaşkanı olamaz' / 03.02.2025
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025