Hicret, İslâm ve dünya tarihinde çok büyük bir olaydır. İslâm'ın kurtuluşu ve İslâm inkılâbının başlangıcı olmuştur. Hz. Muhammed (s.a.v.), İslâm'ın Mekke'de durumunu tehlikede görüp, Medine'de de kök salacağı bir ortam bulunca, doğup büyüdüğü vatanını terk etmiş, yakınlarını mal ve mülkünü bırakarak, amacını gerçekleştirmeye daha elverişli yeni bir yere hicret etmiştir.
Peygamberimizle birlikte hicret eden sahâbileri karşılayan Medine ahalisine Ensar denilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) hicretle, zaman, mekân gibi bütün şartların sadece Allah (c.c.) rızası ve İslâm'ın başarısı için değerlendirilmesi gerektiği noktasında unutulmaz bir örnek vermiştir. Ensar da, İslâm'da kardeşliğin ne olduğunu göstermiştir.
Bugüne gelirsek, Suriye'den ülkemize sığınanları dışlamadan kabul etmemiz güzel bir harekettir. Ancak, insan onuruna ters düşen siyasi çıkarlar uğruna bu kardeşlerimizi kullanmaya kalkışmanın ne dinde ne de insanlık hukukunda yeri vardır.
Düğün mutluluktur ama düğünlerini bile siyasi ve stratejik olarak kullananlar da var. Görkemli düğün aileyi ilgilendirir ise de, söz konusu ailenin reisi Türk siyasetinin önemli yerinde oturuyorsa işin rengi değişir.
Ensar konusu dillendiriliyor şimdilerde. Anladık her şeyi her fırsatı siyasi propaganda için kullanıyorsunuz, Ensar'ı da mı siyasi rant için güncellediniz? Suriyelileri Avrupa'ya karşı pazarlık konusu yaparken Ensar aklınızın köşesinden dahi geçmezken, duvara toslayınca mı aklınız başınıza geldi?
Bir AKP iktidarından çok, Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarıdır söz konusu olan. Ensar etiketi arkasında oy devşirme çabası yatmaktadır.
Seçmen olmanın yolu vatandaşlıktan geçmektedir. Sığınmacıların vatandaş yapılması konusunda İçişleri Bakanlığı'nın çalışma başlattığı resmen açıklanmıştır.
Mülteci statüsü bile sağlayamayan beceriksiz yönetimin vatandaşlık konusunda yaya kalacağı ortadadır.
Yap yasa-boz yasa yöntemiyle vatandaşın bile başını torbaya sokan bu iktidar Suriyelileri de torbaya soktu diyelim;
Seyreyle curcunayı. Seçmenimizde bile iyiyi kötüden ayırabilme ehliyeti kuşku uyandırıyorken, büyük adam, kurtarıcı, başkan ve benzeri saplantıları demokrasiye gölge düşürürken;
1- Sonradan olma vatandaş Suriyeli, kimi seçeceğini bilebilecek mi?
2- Devşirilen oy sahibi Suriyeli, "milli irade" de ne kadar milli?
Genelde, ahalinin seçmen olarak tercihini belirleyen etkenler için çok şey söylenebilir. Ancak sağduyu bir yana, asıl belirleyici faktörün merhamet ve inanç gibi kavramlar toplamında insan psikolojisi olduğu bir gerçek.
Bunu çok iyi yoklayanlar Ensar kavramını, siyasi çıkarlar uğruna propagandalarına alet etmektedirler.
Efendiler!
Yaptığınız bir din ayıbıdır.
Peygamberimizle birlikte hicret eden sahâbileri karşılayan Medine ahalisine Ensar denilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) hicretle, zaman, mekân gibi bütün şartların sadece Allah (c.c.) rızası ve İslâm'ın başarısı için değerlendirilmesi gerektiği noktasında unutulmaz bir örnek vermiştir. Ensar da, İslâm'da kardeşliğin ne olduğunu göstermiştir.
Bugüne gelirsek, Suriye'den ülkemize sığınanları dışlamadan kabul etmemiz güzel bir harekettir. Ancak, insan onuruna ters düşen siyasi çıkarlar uğruna bu kardeşlerimizi kullanmaya kalkışmanın ne dinde ne de insanlık hukukunda yeri vardır.
Düğün mutluluktur ama düğünlerini bile siyasi ve stratejik olarak kullananlar da var. Görkemli düğün aileyi ilgilendirir ise de, söz konusu ailenin reisi Türk siyasetinin önemli yerinde oturuyorsa işin rengi değişir.
Ensar konusu dillendiriliyor şimdilerde. Anladık her şeyi her fırsatı siyasi propaganda için kullanıyorsunuz, Ensar'ı da mı siyasi rant için güncellediniz? Suriyelileri Avrupa'ya karşı pazarlık konusu yaparken Ensar aklınızın köşesinden dahi geçmezken, duvara toslayınca mı aklınız başınıza geldi?
Bir AKP iktidarından çok, Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarıdır söz konusu olan. Ensar etiketi arkasında oy devşirme çabası yatmaktadır.
Seçmen olmanın yolu vatandaşlıktan geçmektedir. Sığınmacıların vatandaş yapılması konusunda İçişleri Bakanlığı'nın çalışma başlattığı resmen açıklanmıştır.
Mülteci statüsü bile sağlayamayan beceriksiz yönetimin vatandaşlık konusunda yaya kalacağı ortadadır.
Yap yasa-boz yasa yöntemiyle vatandaşın bile başını torbaya sokan bu iktidar Suriyelileri de torbaya soktu diyelim;
Seyreyle curcunayı. Seçmenimizde bile iyiyi kötüden ayırabilme ehliyeti kuşku uyandırıyorken, büyük adam, kurtarıcı, başkan ve benzeri saplantıları demokrasiye gölge düşürürken;
1- Sonradan olma vatandaş Suriyeli, kimi seçeceğini bilebilecek mi?
2- Devşirilen oy sahibi Suriyeli, "milli irade" de ne kadar milli?
Genelde, ahalinin seçmen olarak tercihini belirleyen etkenler için çok şey söylenebilir. Ancak sağduyu bir yana, asıl belirleyici faktörün merhamet ve inanç gibi kavramlar toplamında insan psikolojisi olduğu bir gerçek.
Bunu çok iyi yoklayanlar Ensar kavramını, siyasi çıkarlar uğruna propagandalarına alet etmektedirler.
Efendiler!
Yaptığınız bir din ayıbıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023