Gerçekten çok zor. Yıllarca MHP lider, yönetici ve medyasının söylemlerini sokaklarda yüksek sesle, kimseden korkmadan dile getir. Sonra öyle bir zaman gelsin ki, insanlar bu söylediklerini sana hatırlattıklarında verecek cevabın olmasın.
MHP'li arkadaşlarımdan, akrabalarımdan iktidar partisinin AB imzası ile milli bütünlüğümüze tehlikeye attığını ifade ederlerdi.
Kopenhag Kriterlerini milli ve manevi değerlerimize aykırı olduğunu söylerlerdi.
Hele Büyük Ortadoğu Projesinin, 1 Mart tezkeresinin tam bir işgal projesi olduğunu, dile getirip iktidar için bizlerin kurmadığı cümleleri kurarlardı.
O zamanlar MHP'li arkadaşlara göre AKP, Türkiye'yi satarak bitiriyordu. Türk kavramına, Türklüğe karşı aleni bir açılmıştı ve bu kabul edilemezdi.
MHP'li arkadaşlara göre Haliç eskisinden de çok kirlenmiş, koku etrafını değil Türkiye'yi sarmıştı. Kirliliğin adı yolsuzluktu, rüşvetti, torpildi. Bütün deterjan markalarıyla yıkanılmadan çıkmayacak cinsten bir kokuydu, pislikti bu.
Hele PKK başlığı tam bir atom bombasıydı. 'Kandilin havarisi, İmralı'nın hizmetkarı' gibi nice açılış cümleleri ile söze başlanır, Tanrı Dağı büyüklüğünde laflar edilirdi.
Bilmeyen herkese 'Andımız' ezberletilecekti. T.C harflerinden rahatsız olanların kapılarına T.C harfleri takılacaktı.
Beştepe'ye yapılan saraya, 'Kara Saray' diyorlardı.
Saatlerinin 17-25'e ayarlı bırakmışlardı.
Hele o sloganlar yok muydu (!) dağı taşı inletiyordu!
'Terör örgütüyle görüşen şerefsizdir'… Aynen katılıyoruz.'
'Zalimlerle hesabımız var. Sen açıldıkça analarımız ağlıyor'
'Ülken için bir hayır yeter'
15 Temmuz
Türkiye için son sihirli tarih 15 Temmuz. Yatsı vakti ordu içindeki solucanlar darbe başlatmış! O gece ve geçen 6 yılda neler yaşandığını, neler yapıldığını ve nelerinde yapılmadığını çok iyi biliyorsunuz.
Gerçek şu ki 15 Temmuz AKP'nin önünü açmış, MHP'nin ise rayını değiştirmişti. Artık MHP, AKP ile paralel yol alıyordu. Geldiğimiz nokta ortada.
Vatandaş boyutuna bakarsak! Düşünsenize kendinizi Türk milliyetçi olarak tanımlıyorsunuz ama artık andımızı gündem edemiyorsunuz.
Kendinizi Türk milliyetçi olarak tanımlıyorsunuz ama Diyanet bile camilerden T.C ibarelerini kaldırmaya başladı. Laf edemiyorsunuz.
Kendinizi Türk milliyetçi olarak tanımlıyorsunuz ama enflasyondan, hayat pahalılığından şikayet edemiyorsunuz. Zamları eleştiremiyorsunuz.
Kendinizi Türk milliyetçi olarak tanımlıyorsunuz ama iktidarın, mülteci aşkını eleştiremiyor, yolsuzlukları sorgulayamıyor, çok maaşlı kişilerin kimlerin hizmetkarlığını yaptığını anlatamıyorsunuz.
Kendinizi Türk milliyetçi olarak tanımlıyorsunuz ama 15 Temmuz'un finansörü ilan edilenlerle verilen pozlara göz kapatıyor, Herzog'un ziyaretini yorumlayamıyorsunuz.
Kendinizi Türk milliyetçi olarak tanımlıyorsunuz ama Ege'de işgal edilen adları gündem olmasından çekiniyorsunuz. ABD'nin bölgedeki yığınağından bahsedemiyorsunuz.
Paşinyan ile Miço ile Maço ile Şeyh Şirret ile Herzog ile ama Esad ile görüşmüyorsun. Neden, sorusunu bile soramıyorsun.
Gerçekten zor.
Böyle saça böyle tarak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomik zorluklar üzerinden milletimizin moralini bozacak, siyasi mühendislik hesaplarıyla ülkenin rotasını değiştirecek her türlü oyunu sergiliyorlar." dedi.
Devlet Bahçeli: "Türkiye'nin zora girmesini siyasal rant olarak görenler, bu suretle bir iktidar devşireceklerini zannedeler tek kelimeyle kifayetsiz muhterislerdir. Bunlar Türk milletinin ekmeğine, erdemine, enerjisine, emeğine ve emanetlerine hasım olmuş meymenetsizlerdir.'
Tarım ve Orman Bakanı Kirişçi: "Bu ülkede 5 milyon mülteci var 'Biz açız' dediklerini duydunuz mu?
(Öğrenci evine misafir olan AKP grup başkanvekili) Mahir Ünal: 'Menemenin içine sucuk katmışlar, az önce şikayet etmiyorlar mıydı?
Gençlere seslenen İçişleri Bakanı Soylu: "Sizin Türkiye'niz dünyanın en büyük 10 ekonomisinden birisi olacak".
Yaşadığımız şu koşullarda eğer bu ve daha fazlası cümleler alkış alıyorsa 'böyle saça böyle tarak' atasözümüz güncellenmiş demektir.
Halkın adamı
"Seçmenin hassasiyetlerine saygımız sonsuz. Ancak öncelikli sorunumuz ekonomi olduğu halde, nasılsa ekonomi çözülemez mantığı ile göçmen sorununa odaklanıyoruz. Ekonomi çözülür, hem de babalar gibi çözülür hiç merak etmeyin. Göçmen meselesi ise işin en kolay tarafı…
Her şeyi özelleştirenler T.C. pasaportunu da bir nevi özelleştirdiler. Ne vatandaşlığımızı ne fabrikamızı ne cumhuriyetimizin kazanımlarını kimseye kaptırmayacağız. Sorun ekonomi, sorun özelleştirme kafası. Bunu çözersek her şeyi çözeriz. Çözüm de belli "Milli Ekonomi Modeli"…
Türkiye'de bu kadar yoksulluk varken bir gözlük takıyoruz ve bir sarayın içindeyiz ve bu sarayın içinde öyle bir hayat yaşıyoruz ki, zannediyoruz Türkiye'nin her yeri böyle. Hepimiz zengin, hepimiz iyiyiz. Bugün bizi yönetenlerin yaşadığı hayat ve bize gösterdiği şey metaversenin ta kendisi…" BTP Lideri Hüseyin Baş
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025