Bir ülkenin tam bağımsız olabilmesi için yalnızca siyasi ve askeri gücünün yeterli olduğu düşünülemez. Gerçek bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık ile mümkündür. Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra İzmir'de İktisat Kongresi'ni toplayarak milli bir ekonomi modeli ortaya koymuş ve Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını sağlamanın, siyasal bağımsızlık kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.
Günümüzde ise ekonomik bağımsızlık konusunda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Her ne kadar hükümetler değişse de ekonomi politikalarını belirleyen ve yönlendiren güçler genellikle aynı kalmaktadır. Atalarımızın dediği gibi, "Borç alan emir alır." Bugün Türkiye'nin ekonomik sistemine baktığımızda, büyük ölçüde dış borca dayalı bir yapı görüyoruz. Bu durum, karar alma mekanizmalarının bağımsız hareket etmesini zorlaştırmaktadır.
Kapitalist sistemin çıkmazı
Mevcut küresel ekonomik sistem kapitalizmdir ve bu sistemin temel varsayımı "insan ihtiyaçlarının sınırsız, kaynakların ise sınırlı olduğu" görüşüne dayanır. Bu anlayış, dünya çapında çatışmalara, krizlere ve sömürgeci politikalara yol açmaktadır. Ortadoğu'dan Afrika'ya, Ukrayna'dan Latin Amerika'ya kadar birçok coğrafyada yaşanan savaşların ve ekonomik krizlerin temelinde kaynakların kontrolü yatmaktadır.
Türkiye de bu sistemin bir parçası olarak küresel sermaye odaklarının yönlendirmesiyle hareket etmektedir. Merkez Bankası bağımsız gibi görünse de para basma yetkisi uluslararası finansal kurallar çerçevesinde sınırlandırılmıştır. Bu nedenle Türkiye ekonomisinin dış müdahalelere açık olduğu ve gerçek anlamda bağımsız olmadığı açıktır.
Prof. Dr. Haydar Baş ve Milli Ekonomi Modeli
Bu noktada Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu "Milli Ekonomi Modeli" dikkate değerdir. Haydar Baş, mevcut kapitalist sistemin Türkiye'yi ve dünyayı çıkmaza soktuğunu yıllar öncesinden öngörerek, alternatif bir ekonomik sistem geliştirmiştir. Bu model, ülkenin kendi kaynaklarını etkin bir şekilde kullanmasını, üretimi artırmasını ve dışa bağımlılığı en aza indirmesini hedeflemektedir.
Milli Ekonomi Modeli'nin temel unsurlarını şu şekilde özetleyebiliriz:
1. Merkez Bankası'nın Tam Bağımsızlığı: Para basma yetkisinin tamamen devlet kontrolünde olması ve dış borçlanmaya dayalı ekonomik politikaların terk edilmesi. Devletin senyoraj hakkını kullanması.
2. Kaynakların Millileştirilmesi: Yeraltı ve yerüstü kaynaklarının yabancı sermayeye peşkeş çekilmesi yerine devlet – millet ortaklığı ile işletilmesi.
3. Güçlü İç Pazarın Oluşturulması: Vergi yükünün azaltılması, tüketiciye alım gücü kazandıracak politikaların hayata geçirilmesi ve devletin doğrudan üretime destek vermesi.
4. Sosyal Devlet Anlayışı: Devletin, vatandaşına ekonomik refah sağlamak için doğrudan destekler vermesi, işsizliği azaltacak politikalar üretmesi ve adil bir gelir dağılımı sağlaması.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleme aldığı bu modelin dünyanın farklı yerlerinde uygulama alanı bulduğu görülmektedir. Özellikle Rusya, Çin ve Güney Amerika ülkelerinde çeşitli şekillerde hayata geçirilen bağımsız ekonomik politikaları örnek olarak gösterilebilir. Rusya'nın Prof. Dr. Baş'ı Devlet Duma'sına misafir ederek, Onu dinlemesi, ekonomi politikalarında değişiklik yapması, modelin ciddiyetini ve uygulanabilirliğini göstermektedir.
Türkiye ekonomik bağımsızlık yolunda ne yapmalı?
Türkiye'nin ekonomik bağımsızlığını sağlaması için mevcut sistem içinde "daha iyi borç almak" yerine, köklü bir değişiklik yaparak Milli Ekonomi Modeli'ne yönelmesi gerekmektedir. Aksi halde, hükümetlerin değişmesi sadece borçlanma biçimini değiştirir, ancak sistemin özünü değiştirmez.
Bugün TÜSİAD ve diğer büyük sermaye gruplarının hükümete karşı zaman zaman eleştirilerde bulunduğunu görüyoruz. Ancak burada gerçek bir sistem karşıtlığı yerine, kapitalist sistem içindeki farklı çıkar gruplarının mücadelesi söz konusudur. Eğer gerçekten halkın çıkarlarını savunan bir ekonomik model desteklenecekse, Haydar Baş'ın ortaya koyduğu bağımsız ekonomik politikalar gündeme alınmalıdır.
Türkiye'nin gelecekte tam bağımsız bir ülke olabilmesi için öncelikle ekonomik özgürlüğünü kazanması şarttır. Bu da ancak üretime dayalı, halkın refahını önceleyen ve dışa bağımlılığı azaltan bir ekonomik model ile mümkündür. Milli Ekonomi Modeli, bu noktada Türkiye için önemli bir çıkış yoludur.
- Gündem erken seçim mi anayasa değişikliği mi? / 21.02.2025
- Suriye sahnesinde Türkiye’nin rolü / 03.01.2025
- Asgari ücret ve sosyal devlet politikaları / 02.01.2025
- Göçmenlerin kalıcılık, uyum ve geri dönüş hayalleri / 01.01.2025
- Türkiye’nin göç politikası ve ekonomik bağımlılık / 31.12.2024
- Limanlarımızın özelleştirilmesi ekonomimize darbedir / 30.12.2024
- Hüseyin Baş ve gerçek muhalefetin önündeki engeller / 29.12.2024
- Ortadoğu ve elinde ateşle oynayan Türkiye / 17.12.2024
- Orta Doğu’da kurgulanan oyunlar ve Türkiye’nin geleceği / 16.12.2024