Ekonomide tehlike çanları bütün gücüyle çalmaya devam ediyor, ama şu sıralarda seçim düellolarıyla uğraşan iktidar ve ana muhalefetin bu gündemle uğraşacak pek zamanları yok.Dolar 1.82 TL'lere çıkmış, rekor üstüne rekor kırmış, kur sebebiyle oturduğumuz yerden borçlarımız, artmış bu onlar için hiç önemli değil.Sanayi üretimimiz Ocak ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 21.3 azalmış, bu onlar için önemli değil.İç talepteki yetersizlik ve ihracattaki daralma sebebiyle Şubat ayında kapasite kullanım oranı geçen senenin aynı ayına göre 15.5 puan düşüşle yüzde 63.8'e gerileyerek dip yapmış, bu da önemli değil.Şubat ayında İŞKUR'a işsizlik başvuruları yüzde 7.39 oranında artarak 140 bin kişiye dayanmış, işe yerleştirme oranı ise yüzde 29.83 azalmış, bunlar da onlar için önemli değil.Otomotiv sanayinin kalbi Bursa'da geçtiğimiz yıl 56 bin 700 kişi işten çıkarılmış, bu yılın daha ilk iki ayında işten çıkarılanların sayısı 13 bin 773 kişiye ulaşmış, işten çıkarılanların çoğu yetişmiş kalifiye elemanlar, bunların da onlar için önemi yok.Tüketiciler Birliği'nin açıkladığı rakamlara göre, kredi kartı borçlarını ödeyemedikleri gerekçesiyle "kara liste"ye alınanların sayısı 2 milyon 300 bine ulaşmış, meblağ olarak 37 milyar TL'yi bulmuş, toplam 44.5 milyon kredi kartının ise yüzde 50'si sorunlu hale gelmiş, bunlar da onlar için önemli değil.Dünyanın bütün ünlü ekonomistleri büyük bir likidite darlığından bahsediyorlar, IMF gibi kuruluşların kaynak sıkıntısı var, sürdürülebilir borçlanma eskisi gibi kolay değil, ama bizimkiler için bu da önemli değil.Dünyanın en büyük ekonomileri yaşanan son krizin talep darlığı sebebiyle olduğunu fark ettiler ve önlem olarak da 45 ülke başta ABD, Rusya, İngiltere, Almanya, hatta Vatikan olmak üzere Türkiye'den çıkan Milli Ekonomi Modeli'nden istifade ederek tüketimi teşvik paketleri açıkladılar, bu da bizimkilerin umurunda değil.İktidarla ana muhalefet ve diğer meclis içi muhalefet partileri varsa yoksa yerel seçim deyip duruyorlar.Ne dünyada olup bitenlerin ne de ülkemizden yükselen feryatların onlar için hiçbir önemi yok. Sizce de bu işte bir gariplik yok mu?İktidar koltuğu demek, yukarıda bahsettiğimiz bütün problemlerin çözüm mercii demektir.Bugüne kadar bütün bu problemleri biriktiren ve ekonomiyi içinden çıkılmaz hale getiren iradelerin ve de hiçbir çözüm ortaya koymayanların hala o koltuğa talip olmalarına anlam vermek oldukça zor.Bir anlamı var da biz bilmiyormuş gibi yapalım.Genelde devlet imkanlarına sahip olmalarına rağmen hiçbir projesi olmayanların yerel yönetimlerde ne yapabilecekleri ise ayrıca merak konusu.Aslında problemler belli çözüm de belli, ama çözmek isteyenler için?Kredi kartlarındaki korkunç tablo talepteki daralmayı göstermektedir. Talebin daraldığı bir ülkede elbette ki sanayi üretimi ve kapasite kullanımı da düşecektir.Sanayi üretiminin düştüğü bir ekonomide insanların hatta kalifiye olanlarının işsiz kalması kaçınılmazdır.İşsizlerin arttığı bir ekonomide talep daha da daralacaktır ve bu kısırdöngü böylece devam edecektir. Sonuç hem işsizliğin arttığı hem de fabrikaların kapandığı stagflasyondur.Bu tehlikeli ekonomik hastalıktan çıkış yolunu gösteren tek siyasi lider, dünyada tek tüketim yanlı model olan Milli Ekonomi Modeli'ni ortaya koyan, yüzlerce bilim adamının hayran kaldığı ve Nobel'e aday gösterdiği Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Prof. Dr. Baş, ülkemizin yaşadığı bu olumsuz tabloyu tamamen tersine çevirebilecek, Modele, bilgiye, tecrübeye ve de kadroya sahiptir.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘Resmi’ işsizlik azalıyor, ‘hissedilen’ işsizlik artıyor / 11.06.2024
- Buğday üreticisiyle resmen dalga geçiliyor! / 08.06.2024
- Hem AB, hem BRICS olabilir mi? / 07.06.2024
- AB sürecinde sorun bekletende değil, bekleyende! / 01.06.2024
- ABD’nin BM’de veto hakkı iptal edilmelidir / 31.05.2024
- Hükümetin ‘yeni anayasa’dan maksadı nedir? / 29.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024
- Reisi’nin ölümü ve dünyayı bekleyen tehlike / 22.05.2024
- Buğday üreticisiyle resmen dalga geçiliyor! / 08.06.2024
- Hem AB, hem BRICS olabilir mi? / 07.06.2024
- AB sürecinde sorun bekletende değil, bekleyende! / 01.06.2024
- ABD’nin BM’de veto hakkı iptal edilmelidir / 31.05.2024
- Hükümetin ‘yeni anayasa’dan maksadı nedir? / 29.05.2024
- Açlık sınırı ‘ulaşılamayan’ hedef oldu / 28.05.2024
- Şimşek’in programı vatandaşa zarar! / 25.05.2024
- Dünya savaşa sürükleniyor Türkiye ne yapmalı? / 24.05.2024
- Reisi’nin ölümü ve dünyayı bekleyen tehlike / 22.05.2024