Ülkemizin ekonomisi uçurumdan aşağıya doğru uçuşta…
Açıklanan her bir veri kırmızı alarmı işaret ediyor.
Ekonomik sorunlar acil çözümler bekliyor ama iktidarıyla muhalefetiyle siyasiler hem çözümü bilmiyorlar hem de çözümün önüne engeller koyuyorlar.
Ekonomideki zifiri karanlığı tasvir eden güncel verileri paylaşalım:
* Merkez Bankası yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 46.44'ten, yüzde 57.92'ye yükseltti. TÜİK'in en son açıkladığı enflasyon yüzde 70, ENAG'ınki ise yüzde 157 idi. Görünen o ki, MB'nin yılsonu tahminleri her ay yukarıya doğru revize olmaya devam edecek.
* MB'nin yılsonu dolar kuru beklentisi de sürekli artıyor. Bir önceki ankette 16.85 TL olan dolar kuru, son ankette 17.57 TL olarak açıklandı. 12 ay sonrası dolar/TL beklentisi ise 17.84'ten 18.47'ye çıktı. Doların, ithalata ve borca bağımlı ülkemiz için önemli bir maliyet unsuru olduğu bir gerçek. Dolayısıyla bu kur artışı enflasyonun artmaya devam edeceğini gösteriyor.
* Hazine ve Maliye Bakanlığı, 30 Nisan itibarıyla merkezi yönetim brüt borç stoku verilerini açıkladı. Buna göre, Merkezi yönetim brüt borç stoku, Nisan sonu itibarıyla 3 trilyon 125.3 milyar lira olarak belirlendi. Borç stokunun 1 trilyon 74.3 milyar lira tutarındaki kısmı Türk lirası, 2 trilyon 51 milyar lira tutarındaki bölümü ise döviz cinsi borçlardan oluştu. Döviz borcunun TL borcundan iki kat fazla olması dikkat çekti. Merkezi yönetim brüt borç stoku, 2020 yılı Aralık sonu itibarıyla 1 trilyon 812.1 milyar lira idi. Gördüğünüz gibi, borç artmaya devam ediyor.
* MB verilerine göre, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan, kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 181.4 milyar dolarla rekor kırdı. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 20.2, Merkez Bankası'nın yüzde 16.4, özel sektörün ise yüzde 63,4 oranında paya sahip olduğu gözlendi. Sürekli cari açık veren, bu sebeple yeni borçlar bulması gereken ülkemizde, bu kısa vadeli borçlar büyük tedirginlik oluşturuyor.
* Merkez Bankası, dolar kurunun artışını dizginleyebilmek için emanet paraları piyasaya sürmeye devam ediyor. 13 Mayıs ile biten hafta doları 15 lirada tutmaya çalışmanın Merkez Bankası'na maliyeti 5.7 milyar dolar oldu. Brüt rezervler 101.9 milyar dolara inerken, o hafta kur 14.86 lira seviyelerinden 15.56 liraya kadar yükseldi. Swap hariç bakıldığında ise net rezervler eksi 52.2 milyar dolar oldu. Merkez Bankası'nın 63.7 milyar dolara çıkan swap portföyünün toplam rezervlerine oranı yüzde 63'e çıktı. Bildiğiniz gibi, swap yani takasla elde edilen döviz emanet para oluyor.
* Hükümet doların sert dalgalanmalarını engelleyebilmek için kur korumalı TL mevduat sistemini devreye koydu ama bu da işe yaramadı. Bu sistem TL'nin değer kaybını engelleyemezken, bir de Hazine'nin sırtına ekstra yük bindirdi. Bu, milletin vergilerinin sermaye sahiplerine aktarılması anlamına geliyor. Rakamlar dikkat çekici… Bankaların Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında 849 milyar TL'ye ulaşan tasarruf stokunun devlete maliyeti döviz yükseldikçe artıyor. Mart ve nisan aylarında ortaya çıkan kur farkı sebebiyle KKM sahiplerine Hazine'den 16 milyar 255 milyon TL ödeme yapıldı. Finans uzmanlarının hesaplamalarına göre dolar 15 lira iken devlete 35 milyar lira maliyet yaratan sistemin faturası, dolar 16 liraya dayandığında 88 milyar liraya çıktı. Yani, 1 liralık kur artışı KKM'nin kamuya maliyetinin 53 milyar lira artmasına yol açtı. Artış önlenemezse maliyet, dolar 17 liraya çıktığında 149 milyar liraya, 18 lira seviyesinde ise 206 milyar liraya yükselebilir.
* Bir veri de tarım sektöründen… TÜİK'in Mart ayı verilerine göre, gübre fiyatları bir ayda yüzde 44.65 artış gösterdi. Gübrede fiyat artış oranı son bir yılda ise yüzde 228.2 oldu. TÜİK'in, tarımsal üretimdeki maliyet artışını gösteren tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE), yıllık bazda yüzde 105.7, aylık bazda yüzde 15.16 artış gösterdi. Maliyet unsurlarındaki bu artışlar açıkça gösteriyor ki, gıda fiyatları aşağıya düşmeyecek.
Ülkemizin ekonomik tablosu bu. Bütün veriler endişe veriyor.
Ülkemizde ekonomi konusunda tek olumlu gelişme, Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP), ekonomik sorunların dünyada tek çözüm modeli olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'ni en güçlü bir şekilde haykırmasıdır, gündemde tutmasıdır.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın talimatıyla başlatılan ilki İstanbul'da, ikincisi de geçtiğimiz Pazar günü Ankara'da gerçekleşen "Mevzu Ekonomi" toplantıları büyük yankı buldu.
BTP'nin ekonomi kurmaylarının bilimsel gerçeklerle ortaya koyduğu mükemmel sunumlar ve BTP Lideri'nin muhteşem kapanış konuşmaları, ekonomik sorunların ve çözüm yollarının ülkemizde yeniden gündemin merkezine gelmesine vesile oldu.
BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın şu cümlelerini yeniden hatırlayalım:
* "Bütün dünya, 'Gıda krizi geliyor' diye konuşuyor. Nedir bu gıda krizi? Bu gıda krizi çiftçinin ihtiyacı olan parayı çiftçiye vermemektir. Bu parayı alamayan çiftçinin yeterli üretim yapamamasıdır. Kriz dediğin budur. Verirsin parayı çiftçiye kriz çözülür."
* "Türkiye turistine, yatırımcısına, sığınmacısına çok ucuz. Patır patır ev satın alıyorlar, patır patır toprak satın alıyorlar. Çarşıları, pazarları, avmleri bunlar dolduruyorlar ama biz uzaktan seyrediyoruz, çünkü bizim paramız yok."
* "Dünya seni kıskanmıyor, dünya şu anda seninle dalga geçiyor. Bu ülkeyi öyle bir hale getirdiniz ki, bugün dünya bu milletle dalga geçer hale geldi. Görüyorsunuz Afgan bile seninle dalga geçiyor, Suriyeli bile seninle dalga geçiyor ve buna müsaade eden bir hükümet yapısı var, bu olacak iş değil."
* "5 kişi düşünün, yan yana dursunlar ve birbirlerine 200'er lira borcu olsun, buna da piyasa diyelim. 5 kişilik piyasanın toplam borcu bin liradır. Peki son halkaya bir tane 200 lira verelim ve para elden ele geçsin. Şimdi piyasanın ne kadar borcu kaldı? Sıfır lira. Kaç parayla çözdüm bu işi 200 lirayla. Yani sen piyasaya gerekli parayı verirsen bu piyasada ne borç kalır, ne zorluk kalır, ne üretimsizlik kalır."
Ve daha niceleri, Mevzu Ekonomi programlarını izleyin, izletin.
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025