Ehl-i Beyt'i yaşamak ve yaşatabilmek

Önceki yazı dizimizde Hz. Hatice annemizi birçok yönüyle kaleme aldık. Gerçekten de hayatı sayfalarca anlatılamayacak kadar dolu dolu geçmiş olan sevgili annemiz o kadar mübarek bir yaşam sürmüştür ki son nefesini Allah ve Resûlü'nün rızasıyla vermiş, dünyaya gözlerini o şekilde kapatmıştır. 
Aslında gerek Hz. Hatice annemiz, gerek Hz. Fâtıma (a.s.), gerekse Hz. Zeyneb (a.s.), Hz. Masume (a.s.) ve ismini zikredemediğimiz Peygamber evlatları olan annelerimiz muhakkak ki bizler için rehber kabul edeceğimiz eşsiz örneklerdir.
Peki bizler onları nasıl örnek almalıyız?
Tabii ki en başta hayatlarını okuyarak, içimize sindirerek ve yaşamımıza geçirerek. Günümüzde maalesef hele de hanımlar olarak okuma alışkanlığımızın çok zayıf olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Ama okumadan ve öğrenmeden hiçbir şey yapılamaz. 
"Elhamdülillah Müslümanım" diyerek ve yapabildiğimiz kadar ibadet edip dünya telaşıyla hayatımızı sürdürmek ne kadar da yeterli geliyor bizlere. Ama acaba öyle mi? Hep "son nefes anımız için" deriz ya... İşte o son nefes anı... Ne yapmalıyız acaba? Hayatımızı Allah, Resûlü ve Ehl-i Beyt'inin rızası doğrultusunda geçirebilmek için ne yapabiliriz? 
Evet bütün bu soruların cevabı basit. 
Çağın bilgesi Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın, binlerce kaynaktan süzerek oluşturduğu, doyurucu bilgileri, sade ve akıcı üslubu ve günümüz meselelerine yol gösteren muhtevasıyla tam bir ilim hazinesi olan Ehl-i Beyt Külliyatı'nı (Rahmete'n-lil Alemin Hz. Muhammed (s.a.v.) c.1-2, Hz. Fâtıma (a.s.), İmam Ali (a.s.), İmam Hasan (a.s.), İmam Hüseyin (a.s.), İmam Zeynelâbidîn (a.s.), İmam Muhammed Bâkır (a.s.), İmam Ca'fer (a.s.), İmam Musâ Kâzım (a.s.), İmam Rıza (a.s.), İmam Muhammed et-Takî (a.s.), İmam Hâdî (a.s.), İmam Hasan el-Askerî (a.s.), İmam Muhammed Mehdi (a.s.), Hz. Zeyneb (a.s.), Hz Masume) ve yine fıkhî/ilmî konularda kaleme almış olduğu onlarca eserini hemen temin edip tek tek, satır satır okuyarak ilk adımımızı atmalıyız.
Bu adımı öyle hızlı atmalıyız ki; bu eşsiz eserleri içimize sindire sindire okumalıyız. Allah Resûlü'nün ve evlatlarının hayatlarını okudukça direkt o hali yaşayıp, dertleriyle dertlenip gözyaşı akıtıp, sevinçleriyle sevinip mutlu olmalıyız. Yani Ehl-i Beyt'in, evlatlarının ve onların manevi mirasçıları olan evliyaullahın hayatıyla hallenmeliyiz.
Onların yaşamlarını örnek almalıyız. Onlar gibi Rabbimizin bizlere bahşettiği İslam'a yani Allah'ın, Resûlullah Efendimiz'in ve Ehl-i Beyt'in davasına sahip çıkmalıyız. Onlar gibi malımızı ve canımızı Hak yolda infak etmeliyiz. Hak ile bâtıl ayrımını Ehl-i Beyt tasarrufuyla ayırt etmeliyiz.
Bunu neden mi yapmalıyız? 
Hem dünya hem de ahiret saadetimiz için. 
Eğer şu ana kadar gerçekten sadece biz hanımlar olarak bile Prof. Dr. Haydar Baş Bey'i okuyup anlamış olsaydık, anladıktan sonra da anlatmış olsaydık, tüm millet olarak günümüz sorunlarının hiçbirisini yaşamıyor olup, ahiret saadetimizden önce de dünya saadetimizi yaşıyor olurduk.