Milli mücadelemizin ilk zaferi 6-10 Ocak tarihleri arasında yapılan 1. İnönü Savaşı'dır.
10 Ocak sabahı Türk ve Yunan kuvvetleri İnönü'de karşılaşmış ve 10 Ocak'ı 11 Ocak'a bağlayan gece Yunan Kuvvetleri geri çekilmek zorunda kalmıştı.
Tarihte 1. İnönü Savaşı olarak geçen bu savaş Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın batı cephesindeki ilk büyük zaferidir.
Bu savaş ve zafer için Mustafa Kemal Paşa'nın Garp cephesi kumandanı İsmet beye gönderdiği telgrafta dediği gibi "milletin makus talihi yenilmişti."
Savaşın zaferi ile, resmi daireler, okullar bütün çarşı ve evler bayraklarla donanmıştı.
"O gün askeri birliğin mızıkası ile geçit töreni başladı. En başta sancak-ı şerif onun arkasında din adamları, hocalar ve dervişler yürüyorlar ve ilahiler söylüyorlardı.
Mustafa Kemal'e "din adamlarını kullandı" diyenler canıyla mücadelede yer alan bu mümtaz kader arkadaşlarını, zafer kutlamalarında da önde tuttuğunu hatırlasınlar.
1. İnönü Zaferi'nin en önemli gelişmelerinden biri de hiç şüphesiz, Cumhuriyet fikrinin Teşkilat-ı Esasiye'ye girmesidir.
Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Anayasası maddelerine göre
1) Egemenlik sınırsız ve koşulsuz olarak ulusundur. Yönetim yöntemi halkın kendi alın yazısını eylemli olarak kendinin yönetmesi ilkesine dayanır.
2) Yürütme gücü ve yasama yetkisi ulusun tek ve gerçek temsilcisi olan Büyük Millet Meclisi'nde belirir ve toplanır.
Görüldüğü üzere 1. madde 29 Ekim 1923'te ilan edilecek olan Cumhuriyet'ten 2 yıl önce bu anayasaya konulan madde ile fiili olarak Cumhuriyeti işaret etmiştir.
Burada da görüyoruz ki Mustafa Kemal Atatürk'ün en baştan beri verdiği mücadelenin en temel ilkesi tam bağımsız ve demokratik bir ülke kurma mücadelesidir.
26 Ağustos Malazgirt Meydan Muharebesi'nin zafer günü ve Türkiye'nin düşman işgalinden temizlenmesinde önemli bir dönüm noktası olan Büyük Taarruz'un başlangıç tarihidir.
Büyük Taarruz'a geçmeden her iki zaferde de Ehl-i Beyt nefesi olması münasebeti ile ikisinden de bahsederek başlayalım.
Bizans İmparatoru Romen Diyojen, Ayasofya Kilisesi'nde düzenlenen bir törenle 13 Mart 1071'de Selçuklulara karşı savaşmak üzere 200 bin kişilik bir ordu ile yola çıkmıştır.
Bu esnada Fatimi vezirinin daveti üzerine Mısır'ı almak için sefere çıkan Selçuklu Sultanı Alparslan, Diyojen'in büyük bir ordu ile Erzurum yönünden Anadolu'yu işgal ettiği haberini alınca Mısır seferini yarıda keserek, Anadolu'ya döndü.
50 bin kişilik Selçuklu ordusu 26 Ağustos 1071 günü cuma namazından sonra taarruza geçti.
Alparslan'ın zafere ulaşmasında Diyojen'in ordusunun sağ kanadını oluşturan Tamiş isimli Türk komutanın askerlerinin Selçuklu tarafına geçmesi etkili olmuştur.
Aynı zamanda Diyarbakır ve Silvan yöresinde 983 senesinde kurulmuş olan Müslüman Mervani Kürt Devleti de 10 bin askerle Alparslan'a katılarak zafere katkıda bulunmuştur.
Özellikle burada, Anadolu'da Kürt, Türk, Keldani Yezdani vesair etnik grupları Hacı Bektaş'ın ve İrşat ekibinin Müslüman Türk kimliğinde birleştirdiğini hep hatırlıyor ve hatırlatıyoruz.
İşte Selçuklu ordusu Anadolu'ya girdiğinde 10 bin askerle ona yardım eden Mervani Kürt devleti de zaferden yaklaşık 40 sene evvel Horasan, Türkistan ve Nişabur'dan gelerek burada irşad vazifesini icra eden Horasan erenlerinin etkilediği devletlerdendir.
Yesevi-Ahi dervişleri Gaziyan-ı Rum, Ahiyan-i Rum ve Alperen olan bu Horasan erenleri, Anadolu'daki medeniyetin görünmez yapı taşları olmuşlardır.
Aynı yapı taşı Mustafa Kemal'in başında bulunduğu Kurtuluş mücadelesinde de etken güçtür.
Kuvva hareketi Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkmasından evvel İzmir'in işgali öncesinde ve sonrasında din adamları ve hocaların manevi sohbetleri ile bölgesel olarak başlamış; Sivas Kongresi sonrasında Mustafa Kemal'in başkanlığında vatan sathında Kurtuluş Savaşı'na dönüşmüştür.
(Devam edecek...)
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020