Sevgi emek ister fakat en çok da ispat ister.
Hayatımız boyunca birçok kişiyi severiz değil mi?
Annemizi, babamızı, kardeşimizi, çocuğumuzu, eşimizi, arkadaşımızı... diye liste uzar da uzar.
Sevdiklerimize ise sevgimizi birçok yolla gösterir ve hissettiririz tabi ki. Bunu yaparken de bazen emek veririz, bazen fedakârlık ederiz ve bazen de bazı bedeller öderiz fakat bütün bunları yaparken ki tek gayemiz aslında karşımızdakine onu ne kadar çok sevdiğimizi ispatlamaktır.
Peki, dünyada en çok kimi seviyorsunuz, diye soracak olsak cevap ne olurdu acaba?
"Tabi ki Allah'ı seviyoruz" diyenleri duyar gibiyim.
Peki, bizi yaratan ve kulu olduğumuz (yerlerin ve göklerin yegâne ve tek sahibi) Allah'a olan sevgimizi nasıl gösteririz ya da nasıl ispatlarız?
Bunu hiç oturup da etraflıca düşündük mü acaba?
Evet, Müslüman biri olarak Allah'a taat ve ibadette bulunuyoruz. Fakat bunlar iman etmiş bir kişinin, Müslümanlığını ispatlaması için yapması gereken kulluk vazifeleri.
Ne demiştik, Rabbimize olan sonsuz sevgimizi ispatlamak için nasıl bir çaba gösteriyor, ne gibi fedakârlıklarda bulunuyoruz acaba?
Evet, aslında sorunun cevabı çok basit…
Rabbimize olan sevgimizi ispatlamanın bir yolu var aslında.
O'nun sevdiklerini sevmek ve onlarla bir ve beraber olmak…
Peki, bu nasıl olur?
Resûlullah Efendimizi (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'ini, Ehl-i Beyt'ini sevenleri sevmekle olur.
Allah'ın ipine sımsıkı sarılarak ve İslâm'a sahip çıkarak olur.
Gerçekten sahip çıkanlarla bir ve beraber olmakla, onları gönülden sevmekle olur.
Hakk'ın yanında olup, Hakk'ı savunmak, Hakk'ı konuşmakla olur.
Hakk'ı konuşanlarla birlikte olmakla olur.
Yani sözün özü, Allah'a sevgimizi ispatlamanın yolu, Rabbimizin sevip seçtiklerini sevmek, Onlara sahip çıkmak ve sahip çıkanlarla bir ve beraber olmaktan geçer.
"Allah için sevmek ve Allah için buğz etmek." İşte gerçek olan budur aslında. Her adımımızda Allah'ın rızasını gözetirsek, o zaman Allah'a olan sevgimizi ispatlamış oluruz.
Allah için sevmek
Allah için yapmak
Allah için gitmek
Allah için gelmek...
Enes bin Malik (r.a)'dan rivayet edildiğine göre; Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: "Bir kimsede üç özellik tam olarak bulunursa imanın tadını tadar. Allah ve Resûlünü herkesten fazla sevmek, sevdiğini Allah için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi istememek, tehlikeli görmek." (Buhari, Müslim, Hadis no:376)
Ayet-i kerimede de bildirildiği gibi tercihimiz her durumda ve her koşulda bu yönde olmalıdır.
"Sabah akşam Rab'lerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya hayatının ziynetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini Bizi anmaktan gafil kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme." (Kehf, 28).
Sonuç olarak Allah'ın rızası için Hakk yolda olanlarla, Hakk'a hizmet edenlerle birlikte olalım, onların safında yer alalım. Onların yanlarında olmamız gerektiği zamanlarda, her ne koşulda olursa olsun yanlarında olalım. Madden ve manen desteğimizi hiç bir zaman esirgemeyelim ve bu sayede Allah'a, Ehl-i Beyt'ine ve dostlarına da olan sevgimizi ispatlamış olalım.
Rabbim, tam bir teslimiyetle bu hali yaşayabilmeyi ve Hakk'ın ve Hakk'ı savunanların safında yer alabilmeyi bizlere lütfeylesin.
Hocamın bir sözüyle bitirmek istiyorum.
"Hakk'a koşun, Hakk'la olun, haklı ile olun, haklı olun. Hepiniz Hakk'a emanet olun." (Prof. Dr. Haydar Baş)
- 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun -1- / 28.08.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-IV / 23.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-III / 22.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-II / 19.02.2021
- Üç ayların fazileti ve önemi-I / 18.02.2021
- Sevgi ispat ister / 12.10.2020
- Muharrem ayı ve oruç / 23.08.2020
- Prof. Dr. Haydar Baş ve ulusal egemenlik / 25.04.2020
- O, herkesten farklıydı / 23.04.2020