Kur'an-ı Kerim'den anlaşılacağı üzere ilahi ilke ve kanunlar gereği yani sünnetullah gereği nimetlere nankör olmanın bir takım acı bedelleri vardır. Nimet her ne kadar büyük ve önemli olursa nankör olunduğu takdirde bedelleri de bir o kadar ağır olur. Allah-u Teâlâ'nın insanlığa sunmuş olduğu sayısız nimetlerden bir tanesi ve önemlisi Hz. Peygamber efendimizden sonra insanlığın hidayetçileri olan Ehl-i Beyt imamlarıdır.
İmam Musa Kazım (a.s) şöyle buyuruyor: "İki mü'min bir araya gelerek Allah'ı ve sonrasında biz Ehl-i Beyt'in faziletlerini zikrettiklerinde İblisin yüzünün etleri dökülür ve yüzünde et kalmaz ve bundan dolayı o kadar rahatsız olur ki onun bu rahatsızlığını semadaki melekler ve cennetin hazinedarları hissederler ve ona lanet ederler."
İnsanlık âlemi model ve metoda muhtaçtır. İnsanlık içerisinde en güzel ve kusursuz metot peygamberler, vasileri, Ehl-i Beyt imamları ve evliyaların metotlarıdır. Dolayısıyla insanlık için mutlak kâmil olan modeller enbiya ve Ehl-i Beyt imamlarıdır. Kusursuz olan her ilahi model insanlık için ilahi bir nimettir.
Ehl-i Beyt imamlarının model ve ilahi bir nimet olmaları hususunda birçok delil bulunmaktadır. Zira onlar, haklarında yüzlerce ayet nazil olan, Hz. Peygamber'in (s.a.a) binlerce hadislerinde övgüye mazhar olan ilahi şahsiyetlerdir.
Ehl-i Beyt imamlarının bıraktıkları ilmi ve manevi miraslara bakıldığı zaman onların ilahi bir nimet olduğu her Müslüman tarafından anlaşılır.
Bu ilahi nimetlere Allah Resulünden sonra yapılanlara bir bakınız Allah aşkına. Ehl-i Beyt'i insanların gözünden gönlünden çıkarmak için onlar hakkında aslı ve hakikati olmayan düzmeceler uydurdular, onların muhaliflerinde, düşmanlarında olmayan faziletleri yazdılar, anlattılar. Ehl-i Beyt'e karşı alternatifler ortaya attılar. Ehl-i Beyt imamlarının faziletlerini, hizmetlerini konuşmadılar, konuşturmadılar. Ehl-i Beyt imamlarına, sevenlerine karşı karalama, iftira, zulüm kampanyaları başlattılar. Bu ilahi nurları sürgünlere gönderdiler, yurtlarından sürdüler, derbeder ettiler. İmam Ali'den (a.s) İmam Hasan Askeriye (a.s) kadar tüm Ehl-i Beyt imamlarını ve Hz. Fatıma'yı (s.a) şehit ettiler. İmam Ali'yi (hâşâ) kâfirlikle suçladılar, İmam Hüseyin'i haricilikle itham ettiler… Pak neslin evlatlarını darlara astılar, mübarek cenazelerini yıllarca darağacında asılı bıraktılar. Şehit Zeyd ve oğlu Yahya buna tarihte en açık bir delildir. Aziz pak neslin evlatları olan seyyitler canlarını kurtarmak için kendi evlatlarından bile kimliklerini sakladılar, seyyit olduklarını kendi ailelerine bile söylemeden dünyadan gittiler.
Yazımızın baş bölümünde de belirttiğimiz gibi İlahi nimetlere nankörlüğün acı ve ağır bedelleri vardır. Allah'u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Derken Allah'ın nîmetlerine nankörlük ederler de Allah onları açlık ve korku elbisesine bürür, onlara açlığı ve korkuyu tattırır işledikleri işler yüzünden." (Nahl-112) "Kim Allah'ın nîmetini, ona nail olduktan sonra tebdil ederse yok mu? Şüphesiz ki Allah'ın azâbı ve mihneti pek çetindir." (Bakara-211)
Bütün Müslümanlar İslam tarihinde Ehl-i Beyt imamlarına yapılanlara ve bu iki ayete bakarak kendilerini, düşüncelerini, ne yapmaları gerekir konularını tekrar gözden geçirmeli ve Ehl-i Beyt nimetlerine sahiplenmelidirler. Aksi takdirde dünyada açlık ve korku elbisesi ve ahirette ise şiddetli azap bu nimetin kıymetini bilmeyip bu nimete nankör olanları kuşatacaktır.
İmam Musa Kazım (a.s) şöyle buyuruyor: "İki mü'min bir araya gelerek Allah'ı ve sonrasında biz Ehl-i Beyt'in faziletlerini zikrettiklerinde İblisin yüzünün etleri dökülür ve yüzünde et kalmaz ve bundan dolayı o kadar rahatsız olur ki onun bu rahatsızlığını semadaki melekler ve cennetin hazinedarları hissederler ve ona lanet ederler."
İnsanlık âlemi model ve metoda muhtaçtır. İnsanlık içerisinde en güzel ve kusursuz metot peygamberler, vasileri, Ehl-i Beyt imamları ve evliyaların metotlarıdır. Dolayısıyla insanlık için mutlak kâmil olan modeller enbiya ve Ehl-i Beyt imamlarıdır. Kusursuz olan her ilahi model insanlık için ilahi bir nimettir.
Ehl-i Beyt imamlarının model ve ilahi bir nimet olmaları hususunda birçok delil bulunmaktadır. Zira onlar, haklarında yüzlerce ayet nazil olan, Hz. Peygamber'in (s.a.a) binlerce hadislerinde övgüye mazhar olan ilahi şahsiyetlerdir.
Ehl-i Beyt imamlarının bıraktıkları ilmi ve manevi miraslara bakıldığı zaman onların ilahi bir nimet olduğu her Müslüman tarafından anlaşılır.
Bu ilahi nimetlere Allah Resulünden sonra yapılanlara bir bakınız Allah aşkına. Ehl-i Beyt'i insanların gözünden gönlünden çıkarmak için onlar hakkında aslı ve hakikati olmayan düzmeceler uydurdular, onların muhaliflerinde, düşmanlarında olmayan faziletleri yazdılar, anlattılar. Ehl-i Beyt'e karşı alternatifler ortaya attılar. Ehl-i Beyt imamlarının faziletlerini, hizmetlerini konuşmadılar, konuşturmadılar. Ehl-i Beyt imamlarına, sevenlerine karşı karalama, iftira, zulüm kampanyaları başlattılar. Bu ilahi nurları sürgünlere gönderdiler, yurtlarından sürdüler, derbeder ettiler. İmam Ali'den (a.s) İmam Hasan Askeriye (a.s) kadar tüm Ehl-i Beyt imamlarını ve Hz. Fatıma'yı (s.a) şehit ettiler. İmam Ali'yi (hâşâ) kâfirlikle suçladılar, İmam Hüseyin'i haricilikle itham ettiler… Pak neslin evlatlarını darlara astılar, mübarek cenazelerini yıllarca darağacında asılı bıraktılar. Şehit Zeyd ve oğlu Yahya buna tarihte en açık bir delildir. Aziz pak neslin evlatları olan seyyitler canlarını kurtarmak için kendi evlatlarından bile kimliklerini sakladılar, seyyit olduklarını kendi ailelerine bile söylemeden dünyadan gittiler.
Yazımızın baş bölümünde de belirttiğimiz gibi İlahi nimetlere nankörlüğün acı ve ağır bedelleri vardır. Allah'u Teâlâ şöyle buyuruyor: "Derken Allah'ın nîmetlerine nankörlük ederler de Allah onları açlık ve korku elbisesine bürür, onlara açlığı ve korkuyu tattırır işledikleri işler yüzünden." (Nahl-112) "Kim Allah'ın nîmetini, ona nail olduktan sonra tebdil ederse yok mu? Şüphesiz ki Allah'ın azâbı ve mihneti pek çetindir." (Bakara-211)
Bütün Müslümanlar İslam tarihinde Ehl-i Beyt imamlarına yapılanlara ve bu iki ayete bakarak kendilerini, düşüncelerini, ne yapmaları gerekir konularını tekrar gözden geçirmeli ve Ehl-i Beyt nimetlerine sahiplenmelidirler. Aksi takdirde dünyada açlık ve korku elbisesi ve ahirette ise şiddetli azap bu nimetin kıymetini bilmeyip bu nimete nankör olanları kuşatacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012