Hz. Fahr-i Kâinat Efendimiz (s.a.a) Ebu Zer'i züht ve takvada Hz. İsa b. Meryem'e benzetmiş ve cennetin kendisine iştiyak duyduğu kişilerden saymıştır.
İmam Ali Efendimizin eliyle Müslüman olduktan sonra bulunduğu her ortamda son nefesine değin, Ehl-i Beyt'in faziletlerini dile getirmek ana ve baş vazifesi olmuştur. Yapılan haksızlık, kayırma ve yalancılığa karşı başta halifeler olmak üzere karşı durmuştur. Kınayıcıların kınaması onu alt edememiş; yönetici ve iktidar sahiplerinin gücü onu yıldıramamıştır.
Ebu Zer'in Hz. Peygamber ve Hz. Ali'ye olan bağlılık ve sevgisi eşsiz ve sonsuzdu… "Allah'a andolsun ki her ne kadar sizden ayrılsa ve hilafet hakkı gasp edilse de onda sükûnet ve huzur vardır" buyurmuşlardır.
Ebu Zer, İmam Ali'nin hilafeti gasp edildiği için velayetini savunmak adına Ebu Bekir'e biat etmemiştir.
Bir gün İmam Ali dostlarıyla otururken şöyle buyurdu: "Ebu Zer'in durumuna çok üzülüyorum, yüreğim yanıyor, Allah ona rahmet etsin. Sordular: "Neden Ya Ebel Hasan?" İmam Ali (as) buyurdular: Bir gece, Halife'nin emriyle memurlar Ebu Zer'in evine biat almak için gelmişlerdi. Halifeye biat etmesi için 4 kese altın verdiler. Ebu Zer hiddetlenip memurlara dedi ki; "siz bana iki hakarette bulundunuz. Birincisi, Ali'yi satacağımı düşünerek beni satın almaya çalıştınız. İkincisi; insafsızlar, Ali'nin değeri 4 kese midir? Siz bu 4 kese altını bana vererek Ali'yi satmamı istiyorsunuz. Dünyanın bütün servetini de verseniz Ali'nin saçının bir teline değişmem" diyerek memurları dışarı çıkarıp kapıyı kapattı. İmam Ali (a.s) gözlerinden yaş akar bir halde şöyle devam ettiler: "Ali'nin canını elinde bulunduran Allah'a and olsun ki, Ebu Zer'in halifenin memurlarının yüzüne kapıyı kapattığı o gece, üç gündür kendisi ve ailesi hiçbir şey yememişlerdi."
Şam'a sürgün edilişi
İbn-i Ebi'l-Hadid'in nakline göre, Ebu Zer'in Şam'a sürgün edilmesinin nedeni, üçüncü halife Osman'ın Beytülmal'ı Mervan b. Hakem, Zeyd b. Sabit ve başkaları arasında paylaştırmasına itirazından olduğunu belirtmiştir.
İbn-i Ebi'l-Hadîd şöyle nakletmiştir: Ebu Zer, cadde ve sokaklarda feryat etmekte ve itiraz etmekteydi. Sonunda Osman onu Medine'den kovarak, Şam'a sürgün etmiştir.
Şam'da da Muaviye'nin İslam'a aykırı davranışlarına itiraz etmekteydi. Bir gün Muâviye, Hz. Ebu Zer'e 300 dinar gönderdi. Ebu Zer, parayı getirene şöyle dedi: "Eğer bu pay benim Beytülmal'dan bu yılki hakkım ise, şimdiye kadar vermediniz, kabul ederim. Yok eğer hediye ise, ona ihtiyacım yoktur." Sonra parayı geri gönderdi. Muâviye, Demeşk'te yeşil sarayını yaptırdığında, Ebu Zer şöyle dedi: "Ey Muâviye! Eğer bu saray Allah'ın parasından ise, hıyanettir ve eğer kendi parandan ise, israftır."
Hz. Ebu Zer (r.a), bu şekilde her zaman Muâviye'ye şöyle derdi: "Allah'a yemin ederim ki benim kabul etmediğim işleri yapıyorsun. Allah'a yemin ederim ki bu işler ne Allah'ın kitabındadır ve ne de Peygamberinin sünnetinde. Ben, sönmekte olan hakkı görüyorum; diriltilmek istenen batılı görüyorum; yalanlanmakta olan doğruluk ve sadakati görüyorum…"
Yine bir gün böyle konuşunca Muaviye, Ebu Zer'in tutuklanmasını emretti ve Hz. Peygamber Efendimizin (s.a.a) en önde gelen büyük sahabesi Hz. Ebu Zer'i Allah ve Peygamberinin (s.a.a) düşmanı ilan etti! Ebu Zer de cevaben şöyle buyurdu: "Ben ne Allah'ın ve ne de Peygamberinin düşmanıyım. Bilakis sen ve senin baban (Ebu Sufyan) Allah ve Peygamberinin düşmanısınız. Görüntüde Müslüman oldunuz; küfür ve inkârınızı kalbinizde gizlediniz. Kesinlikle Peygamber sana lanet etti ve kaç kere doymaman için sana bedduada bulundu."
Muâviye şöyle dedi: "Ben o dediğin kişi değilim." Ebu Zer dedi ki: "Hayır, sen o kişisin. Resulullah (s.a.a) bana söyledi. Onun yanına gittiğim sırada şöyle dediğini duydum: Allah'ım ona (Muâviye'ye) lanet et ve onu topraktan başka bir şeyle doyurma." Bunun üzerine Muâviye Hz. Ebu Zer'in hapse atılmasını emretti.
Yine denildiğine göre Hz. Ebu Zer (r.a) Şam'da Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'inin (a.s) faziletlerini halka sürekli anlatırdı. Muâviye, onun toplantı ve oturumlara girmesini engelleyerek, yasak koydu. Sonunda üçüncü halife Osman'a bir mektup yazan Muâviye, Ebu Zer'in halka Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt'inin (a.s) faziletlerini ön plana çıkaran konuşma ve toplantılar yaptığına dair çalışmalarını bildirdi. Bunun üzerine Osman, Muâviye'nin Medine'ye geri gönderilmesini istedi. Böylece Hz. Ebu Zer yeniden Medine'ye geri gönderildi.
Rebeze'ye sürgün edilişi
Ebu Zer, Medine'de Osman ile görüştü. Halifenin verdiği dinarları kabul etmedi ve halifenin hükumetine yönelik eleştirilerini sürdürdü. Osman da Ebu Zer'in eleştirilerine tahammül edemeyerek, onu en kötü bir şekilde "Rebeze" denen çöle sürgün etti. Üçüncü halife Osman, Hz. Ebu Zer'in Rebeze'ye sürgün edilişinde kimsenin onunla görüşmemesi, eşlik etmemesi, konuşmaması ve Mervân b. Hakem tarafından Medine'den çıkarılması emrini verdi. Bu şekilde halifenin hışmından korkan hiç kimse onunla görüşüp, eşlik etmeye cüret edemedi. İmam Ali Efendimiz kardeşi Akil, oğulları Hz. Hasan/Hz. Hüseyin ve Ammâr b. Yâsir Ebu Zer'e eşlik ederek, onu yolcu ettiler.
Ebu Zer Muaviye'nin ve Halife Osman'ın haksız uygulamalarını eleştirdiği için Rebeze'ye sürgüne gönderilmişti. Orada yalnız başına vefat etmişti. Yanında sadece eşi vardı. Ebu Zer Rebeze'ye sürgüne gönderilirken Hz. Ali onu uğurlamış ve şöyle demişti: "Ey Ebu Zer sen Allah için kızdın. Kendisi için kızdığın kimseye ümit bağla. Bu kavim ise dünyası için senden korktu. Sana ancak hak arkadaş olur. Senden yalnız batıl kaçar."
Hz. Ebu Zer, Hicretin 32. yılında Zilhicce ayında Rebeze çölünde sürgün hayatı yaşarken yoksulluk içerisinde vefat etmiştir. Allah şefaatlerinden ayırmasın…
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025