Milli Futbol Takımımız dünya şampiyonu oldu. Tam da Futbol Federasyonu'nun tepesinde fırtınanın koptuğu, Fatih Terim'in görevine son verildiği şu sıralarda işitme engelli çocuklarımızın futbolda bize dünya şampiyonluğunu hediye etmesi, ilaç gibi geldi doğrusu.
Evet, İşitme Engelli Milli Futbol Takımımız dünya şampiyonu oldu!
Toplum sancılı günler geçiriyor;
Her sancı bir doğum habercisidir. İşte engelli çocuklarımızın zaferi sancıyı bir doğuma, umuda ve mutluluğa dönüştürmüştür.
Kendilerini tebrik ederken Türkiye'de engellilerin durumunu da yoklamak istiyoruz;
Dünyada ve ülkemizde engelliler hiç kuşkusuz çok ciddi bir sorun oluşturuyorlar! Türkiye'de 10 milyona yakın engelli olduğu hesaplanıyor.
Ama eğer engelli tanımına daha yakından bakarak sosyal unsurları da dikkate alacak olursak o zaman bu rakam çok daha yukarılara çıkacaktır. Sosyal sakatlıktır demek istediğim. Ülkemizin önemli gerçeği bu. Aile baskısı altında ezilmiş, eğitim görememiş, sokaklara teslim edilmiş, uyuşturucuya bulaşmış on binlerce çocuğumuzu engelli saymayacak mıyız?
Kocasından dayak yiyen, cehennem hayatı yaşayan kadınlarımız engelli değiller mi? Açlık sınırında yaşayan insanlarımızı nereye koyacaksınız?
Engelli sorununa böyle bakmamız gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde olaya böyle bakılıyor ve engellilerin hiçbir şeyden mahrum kalmamaları, topluma entegre olmaları amaçlanıyor. Beşikten mezara sloganı ile? Onlar eğitim görmeli, bir meslek edinmeli ve iş bularak hayatlarını kazanmalılar. Her yer, her bina, her okul, her otel, her asansör ve her tuvalet onlar için ulaşılabilir olmalı.
Şehirlerin, mekânların erişilebilir hale getirildiğinde engelleri kaldırıldığında, engellilerin fiziki engelleri önlenmiş olacak.
Gerçi 1 Temmuz 2005 tarih ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun kabul edilerek, engellilere teoride kimi hak ve imkânlar tanındıysa da, uygulamada yaya kalınmıştır.
Şehirde yaşamak bir kültürdür. Bu toplu yaşam içinde, diğer bireylerin haklarına tecavüz etmemeyi, kamusal alanların, kamu mallarının nasıl kullanılacağını öğretmek artık kamu görevleri arasındadır.
Yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana 12 yıl geçti. Yasanın gerekli çalışmaların yapılması için tanıdığı süre çoktan tükendi de engelliler için etkili çalışmalar bir türlü yapılmadı.
Toplumu bilinçlendirme ödevi olan medya bunu unutmuşa benzer.
İdareye gelince;
Belediyelerin şimdiye kadar engellilerin erişebileceği çevreyi oluşturması gerekirdi. Kamu hizmetinde asıl olan toplumsal yarardır, kamu menfaatidir. Ve bu yararı en üst seviyeye çıkarmaktır.
İdare kâr amacı güden şirket değildir. Verilecek hizmetin bedeli vergilerimizle ödenmektedir.
Kimse "kaynak yok" demesin, kaynak var. Soru şu: O kaynağı ne yaptınız? Nasıl ve nereye kullandınız?
İdarenin o yüksekten bakan gözleri, engellileri ayakaltında istemiyor, her türlü bürokratik zorluğu gösteriyor. Vicdanlar engelli, zihinler engelli. Dahası ahlaki engel de var maalesef.
Tüm bu engelleri yıkarak dünya şampiyonu olan engelli çocuklarımız, zaferinizle asıl engelli olanlara ders verdiniz.
Evet, İşitme Engelli Milli Futbol Takımımız dünya şampiyonu oldu!
Toplum sancılı günler geçiriyor;
Her sancı bir doğum habercisidir. İşte engelli çocuklarımızın zaferi sancıyı bir doğuma, umuda ve mutluluğa dönüştürmüştür.
Kendilerini tebrik ederken Türkiye'de engellilerin durumunu da yoklamak istiyoruz;
Dünyada ve ülkemizde engelliler hiç kuşkusuz çok ciddi bir sorun oluşturuyorlar! Türkiye'de 10 milyona yakın engelli olduğu hesaplanıyor.
Ama eğer engelli tanımına daha yakından bakarak sosyal unsurları da dikkate alacak olursak o zaman bu rakam çok daha yukarılara çıkacaktır. Sosyal sakatlıktır demek istediğim. Ülkemizin önemli gerçeği bu. Aile baskısı altında ezilmiş, eğitim görememiş, sokaklara teslim edilmiş, uyuşturucuya bulaşmış on binlerce çocuğumuzu engelli saymayacak mıyız?
Kocasından dayak yiyen, cehennem hayatı yaşayan kadınlarımız engelli değiller mi? Açlık sınırında yaşayan insanlarımızı nereye koyacaksınız?
Engelli sorununa böyle bakmamız gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde olaya böyle bakılıyor ve engellilerin hiçbir şeyden mahrum kalmamaları, topluma entegre olmaları amaçlanıyor. Beşikten mezara sloganı ile? Onlar eğitim görmeli, bir meslek edinmeli ve iş bularak hayatlarını kazanmalılar. Her yer, her bina, her okul, her otel, her asansör ve her tuvalet onlar için ulaşılabilir olmalı.
Şehirlerin, mekânların erişilebilir hale getirildiğinde engelleri kaldırıldığında, engellilerin fiziki engelleri önlenmiş olacak.
Gerçi 1 Temmuz 2005 tarih ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun kabul edilerek, engellilere teoride kimi hak ve imkânlar tanındıysa da, uygulamada yaya kalınmıştır.
Şehirde yaşamak bir kültürdür. Bu toplu yaşam içinde, diğer bireylerin haklarına tecavüz etmemeyi, kamusal alanların, kamu mallarının nasıl kullanılacağını öğretmek artık kamu görevleri arasındadır.
Yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana 12 yıl geçti. Yasanın gerekli çalışmaların yapılması için tanıdığı süre çoktan tükendi de engelliler için etkili çalışmalar bir türlü yapılmadı.
Toplumu bilinçlendirme ödevi olan medya bunu unutmuşa benzer.
İdareye gelince;
Belediyelerin şimdiye kadar engellilerin erişebileceği çevreyi oluşturması gerekirdi. Kamu hizmetinde asıl olan toplumsal yarardır, kamu menfaatidir. Ve bu yararı en üst seviyeye çıkarmaktır.
İdare kâr amacı güden şirket değildir. Verilecek hizmetin bedeli vergilerimizle ödenmektedir.
Kimse "kaynak yok" demesin, kaynak var. Soru şu: O kaynağı ne yaptınız? Nasıl ve nereye kullandınız?
İdarenin o yüksekten bakan gözleri, engellileri ayakaltında istemiyor, her türlü bürokratik zorluğu gösteriyor. Vicdanlar engelli, zihinler engelli. Dahası ahlaki engel de var maalesef.
Tüm bu engelleri yıkarak dünya şampiyonu olan engelli çocuklarımız, zaferinizle asıl engelli olanlara ders verdiniz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023