İnançlara değişik bakış açıları
Öte yandan Balkanlar'daki 20 bin Türk-Osmanlı eserine neler oldu? Onları yıkan ve harap eden kimlerdir?
Yüzlerce yıl Türk ve İslam düşmanlığı ile beslenen bu Hıristiyan alemi acaba daha on yıl önce, Bosna'da 250.000 kişiyi katletmedi mi? O zamanları Papa kimdi sorarsanız; tabii ki 2. Jean Paul'dü. O katliamlar esnasında acaba Papa Hazretleri ne yapmıştı? Neden forsunu kullanarak Hıristiyanlığın bir Papası olarak, 3.5 yıl devam eden bu katliamları önlemedi, önleyemedi veya hiç olmazsa kitle şeklinde devam toplu katliamları azaltamadı!?
Şu anda da dünyada ve özellikle Irak'ta- Filistin'de ve dünyanın birçok yerinde, masum insanların ve özellikle Müslümanların üzerine, yıllar boyunca baskı, zulüm ve tepeden inme savaşlar yapılmadı mı? Halen de yapılmıyor mu? Neden Papa hazretleri bunlara karşı da tedbirlerini almadı veya alamadı. Madem ki, milyonlarca halk kitleleri etrafında toplayabiliyordu ve onlara ve hatta sayısız devlet adamları arasında bu kadar sevgisi ve saygısı vardı da, bunu niye insaniyet namına bu kullanmadı veya kullanamadı? Eğer din adamlılığı ile birlikte devlet adamlılığı da var idiyse, o zaman bu kadar muazzam gücünü niye kullanmadı?
Eğer ben sadece din adamıyım dediyse o zaman neden bu devlet törenleri yapılmaktadır?
İşte bu sorular ve buna benzer daha bir çokları kafamızı kurcalamaktadır. Ama tüm bu sorulara cevap verebilecek olan Papa hazretleri, şimdi iyi taraflarıyla da kötü taraflarıyla da dünyadan göç etmiş bulunmaktadır. O belki de Hıristiyanlar için çok iyi idi. Ama dünyanın hallerine bakınca onun devresinde bazı Hıristiyanların İslam'a karşı yaptıkları pek iyi sayılmazdı, hatta FECİYDİ! Halen de aynen öyle devam etmektedir. Onun için arkasından her şeye rağmen tek diyeceğimiz söz: "Toprağı bol olsun"dur.
Papalık, Papa seçimi,
kardinaller ve kadınlar
Bütün cenaze törenleri ne kadar görkemli yapılırsa yapılsın sonunda ölü olan kişi toprağa verilmektedir. Mesela Papa'nın cenaze törenine katılan 4 Kral ve 4 Kraliçe ve 70 kadar en yüksek mevkideki devlet adamlarına rağmen, ölenin naşı yine de toprak altına girmiş, törendeki konuşmalar ve görkemli özellikler ise toprağın üstünde kalmış bulunmaktadır. Bunun dışında bazı konular var ki şu anda bile, AB ve ABD'den Ortadoğu'ya doğrudan doğruya dikte edilmektedir. Bu konular adeta dayatmalar şeklinde gerek bize, gerekse tüm Ortadoğu ülkelerine tepeden inme şeklinde sanki emredilmektedir. Tabii ki konuların içinde en önde gelen "demokratik hakları", "insan hakları" ve "kadın hakları" olmaktadır. Kendilerine gelince ise bu haklardan bazen uzak bazen yakın durmaktadırlar.
Şimdi siz bana diyeceksiniz ki bu kadın hakları da bir Papa yazısıyla ne ilgisi var? Evet var, hem de fazlasıyla var sayın okuyucularım. Çünkü Papa'yla-Kardinallerle ve Papa seçiminde kadınların adı bile anılmamaktadır. Onlara bu seçimlerde kesinlikle hiçbir hak tanınmamaktadır. Bu haklar sadece erkeklere aittir. Ama dünyadaki Hıristiyanların ve Katoliklerin yaklaşık olarak yarısından fazlası kadındır. Fakat onlara Papa seçimde herhangi bir hak tanımamaktadır. Üstelik Papa hem dini lider hem de Vatikan'ın Devlet başkanıdır. Devlet başkanlarının seçiminde ise kadınların da seçim hakları bulunmaktadır. Diyeceksiniz ki Papa'yı zaten halk değilakardinaller seçmektedir. Ama "kadın kardinal" de dünyada henüz olmamıştır. Olması da mümkün değildir. Katoliklerdeki din kuralları o kadar serttir ki bunu kimse zorlayamaz ve onun dışına çıkamaz!
Hatta Papa seçilecek olanın testislerinin sağlıklı olup olmadığına bile bakılmaktadır. Kısacası seçilen kişinin hakikaten erkek olup olmadığına bile fiilen bakıldığını medya bildirmektedir. Demek ki Papa'nın erkekoğlu erkek olması istenmektedir. Sonuç olarak kendileri istediklerinde kendi kurallarına uygun olarak hareket etmektedirler. Öte yandan Türkiye dahil tüm dünyaya kadın haklarını ön plana koyarak yoğun bir propaganda yapmaktadırlar.
Öte yandan Balkanlar'daki 20 bin Türk-Osmanlı eserine neler oldu? Onları yıkan ve harap eden kimlerdir?
Yüzlerce yıl Türk ve İslam düşmanlığı ile beslenen bu Hıristiyan alemi acaba daha on yıl önce, Bosna'da 250.000 kişiyi katletmedi mi? O zamanları Papa kimdi sorarsanız; tabii ki 2. Jean Paul'dü. O katliamlar esnasında acaba Papa Hazretleri ne yapmıştı? Neden forsunu kullanarak Hıristiyanlığın bir Papası olarak, 3.5 yıl devam eden bu katliamları önlemedi, önleyemedi veya hiç olmazsa kitle şeklinde devam toplu katliamları azaltamadı!?
Şu anda da dünyada ve özellikle Irak'ta- Filistin'de ve dünyanın birçok yerinde, masum insanların ve özellikle Müslümanların üzerine, yıllar boyunca baskı, zulüm ve tepeden inme savaşlar yapılmadı mı? Halen de yapılmıyor mu? Neden Papa hazretleri bunlara karşı da tedbirlerini almadı veya alamadı. Madem ki, milyonlarca halk kitleleri etrafında toplayabiliyordu ve onlara ve hatta sayısız devlet adamları arasında bu kadar sevgisi ve saygısı vardı da, bunu niye insaniyet namına bu kullanmadı veya kullanamadı? Eğer din adamlılığı ile birlikte devlet adamlılığı da var idiyse, o zaman bu kadar muazzam gücünü niye kullanmadı?
Eğer ben sadece din adamıyım dediyse o zaman neden bu devlet törenleri yapılmaktadır?
İşte bu sorular ve buna benzer daha bir çokları kafamızı kurcalamaktadır. Ama tüm bu sorulara cevap verebilecek olan Papa hazretleri, şimdi iyi taraflarıyla da kötü taraflarıyla da dünyadan göç etmiş bulunmaktadır. O belki de Hıristiyanlar için çok iyi idi. Ama dünyanın hallerine bakınca onun devresinde bazı Hıristiyanların İslam'a karşı yaptıkları pek iyi sayılmazdı, hatta FECİYDİ! Halen de aynen öyle devam etmektedir. Onun için arkasından her şeye rağmen tek diyeceğimiz söz: "Toprağı bol olsun"dur.
Papalık, Papa seçimi,
kardinaller ve kadınlar
Bütün cenaze törenleri ne kadar görkemli yapılırsa yapılsın sonunda ölü olan kişi toprağa verilmektedir. Mesela Papa'nın cenaze törenine katılan 4 Kral ve 4 Kraliçe ve 70 kadar en yüksek mevkideki devlet adamlarına rağmen, ölenin naşı yine de toprak altına girmiş, törendeki konuşmalar ve görkemli özellikler ise toprağın üstünde kalmış bulunmaktadır. Bunun dışında bazı konular var ki şu anda bile, AB ve ABD'den Ortadoğu'ya doğrudan doğruya dikte edilmektedir. Bu konular adeta dayatmalar şeklinde gerek bize, gerekse tüm Ortadoğu ülkelerine tepeden inme şeklinde sanki emredilmektedir. Tabii ki konuların içinde en önde gelen "demokratik hakları", "insan hakları" ve "kadın hakları" olmaktadır. Kendilerine gelince ise bu haklardan bazen uzak bazen yakın durmaktadırlar.
Şimdi siz bana diyeceksiniz ki bu kadın hakları da bir Papa yazısıyla ne ilgisi var? Evet var, hem de fazlasıyla var sayın okuyucularım. Çünkü Papa'yla-Kardinallerle ve Papa seçiminde kadınların adı bile anılmamaktadır. Onlara bu seçimlerde kesinlikle hiçbir hak tanınmamaktadır. Bu haklar sadece erkeklere aittir. Ama dünyadaki Hıristiyanların ve Katoliklerin yaklaşık olarak yarısından fazlası kadındır. Fakat onlara Papa seçimde herhangi bir hak tanımamaktadır. Üstelik Papa hem dini lider hem de Vatikan'ın Devlet başkanıdır. Devlet başkanlarının seçiminde ise kadınların da seçim hakları bulunmaktadır. Diyeceksiniz ki Papa'yı zaten halk değilakardinaller seçmektedir. Ama "kadın kardinal" de dünyada henüz olmamıştır. Olması da mümkün değildir. Katoliklerdeki din kuralları o kadar serttir ki bunu kimse zorlayamaz ve onun dışına çıkamaz!
Hatta Papa seçilecek olanın testislerinin sağlıklı olup olmadığına bile bakılmaktadır. Kısacası seçilen kişinin hakikaten erkek olup olmadığına bile fiilen bakıldığını medya bildirmektedir. Demek ki Papa'nın erkekoğlu erkek olması istenmektedir. Sonuç olarak kendileri istediklerinde kendi kurallarına uygun olarak hareket etmektedirler. Öte yandan Türkiye dahil tüm dünyaya kadın haklarını ön plana koyarak yoğun bir propaganda yapmaktadırlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006