Dün, "3 Aralık Dünya Engelli Hakları Günü"ydü. Ülkemizde yaklaşık 10 milyon engelli (özürlü) insanımız bulunmaktadır. Engelli kavramını genişleterek sosyal sorunları da nazara aldığımızda, bölünmüş ailelerin çocukları, devletten şiddet görenler, eşlerinden şiddet görenler, sokakta yaşayan çocuklar, uyuşturucuya teslim olmuş on binlerce çocuk, açlık sınırında yaşayanlar, bu sınırın da altında ve de toprağın altında iki lokma yemek için madenden yukarı çıkmalarına izin verilmeyenler? engelli değiller mi? Bu saymaya çalıştıklarımızı yani sosyal engellileri de hesaba kattığımızda engelli sayısının yukarılara tırmanacağı ortadadır.Engelli sorununa geniş açıdan bakmamız gerekiyor ki, sosyal devlet olmaktır bu, uygarca yaşamaktır bu. Uygar dünyada engellilerin tüm ihtiyaçlarının karşılanması, eşit yurttaş olarak toplumla bütünleşmeleri amaçlanmaktadır. Eğitim görmeleri, meslek edinerek hayatlarını kazanmaları, kültür ve sanat etkinliklerine katılmaları, spor yapabilmeleri, toplu taşıt araçlarına, asansöre ve bunun gibi vasıtalara ve mekânlara ulaşabilmeleri sağlanmalıdır.Yaşamın her alanında eşit vatandaşlık haklarına sahip, başı dik ve onurlu bir duruşun engelliler açısından ne kadar önemli olduğu bir gerçektir.Engellilerle ilgili derneklerin, federasyon ve vakıfların, baskı nedeniyle, hükümetin yan kuruluşu gibi davrandıklarına şahit olmaktayız. Oy dedik de, zihinsel engellilerin seçme hakkı olabilir mi? Bunu cevaplamadan önce engellileri gruplara ayırdığımızda:* Görme engelliler* İşitme engelliler* Ortopedik engelliler* Zihinsel engelliler* Süreğen hastalıklar (kas hastalığı gibi)Olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Gruplar içinde zihinsel engelliler, seçme hakkını kullanabilme noktasında tartışma konusu yapılabilir;"Venedik Komisyonu" ya da "Hukuk Aracılığıyla Demokrasi İçin Avrupa Komisyonu"nun seçimlere ilişkin temel ilkeleri tanımladığı 23 Mayıs 2003 tarihli ve 190/2002 sayılı Görüş'ünde, zihinsel yetersizlik seçme ve seçilme açısından meşru bir sınırlama sayılıyor. Ne var ki, bu sebebe dayalı olarak yapılacak sınırlamaların koşullarının bir yasal düzenlemeyle ve oranlılık ilkesi gözetilerek belirlenmesi gerektiği, zihinsel yetersizliğin tespitinin ancak bir mahkeme kararıyla mümkün olabileceği ifade ediliyor.Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi(AİHM), devletlerin zihinsel engellilerden hangilerinin hangi koşullarda oy hakkından mahrum bırakılacağını ayrıntılı olarak tespit etmeden, tüm bu kitleyi genel bir sınırlamayla seçmen olmaktan çıkarmayı hak ihlâli olarak değerlendiriyor.Ülkemizde zihinsel yetersizliği olmadığı halde yurttaşlarımızın baraja takılan seçme ve seçilme hakları ancak şimdilerde Anayasa Mahkemesi(AYM) tarafından ele alınabilmiştir. Oysa özgürlükler hukuku ve gerçek demokrasilerde ve de İnsan Hakları Yargısı'nda zihinsel engellilerin seçme hakları çoktan gündeme taşınmış bile.Engelsiz yurttaşlarımızın dahi oylarının çalındığı ileri demokrasi (!) çığırtkanlarının dikkatine sunulur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023