Dua alan bir ceddin, beddua alan bir nesli olmamalıyız

"İstanbul mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onun askerleri, ne güzel askerdir"Peygamber Efendimiz (SAV) bin 400 yıl önce bu müjdeyi vermiş ve Allah'a binlerce kere hamdolsun ki bu övgüye bizim ceddimiz layık olmuştur.Dün İstanbul'un fethinin 556. yıldönümüydü. O övülen tarih, o gün yaşananlar, Türk milletine bu gururu yaşatanlar yeniden gözümüzde canlandı. Onlar canla başla mücadele ederek bir tarih yazdılar.Onlar İstanbul'a hak ve adaleti getirdiler.Onlar İstanbul'a Allah'ın rahmetini, bereketini, muhabbetini, nurunu getirdiler.Onlar Peygamber Efendimizin (SAV) ruhaniyetini İstanbul'a taşıdılar.Onlar fethin ne olduğunu bizzat gösterdiler.Onlar fethin sonrasında Müslüman-Türk'ün merhametini gösterdiler.İstanbul'un manevi fatihi Akşemseddin'i, O'nun izinden en ufak bir sapma göstermeyen, Türk milletine fetih onurunu yaşatan Fatih'i ve onun vefakar, cefakar askerlerini ne kadar yâd etsek azdır.Onları, bütün insanlığın efendisi Peygamber Efendimiz (SAV) methetmiş, biz ne desek azdır.Bu gerçekleri ifade ettikten sonra bugünün bir muhasebesini yapmak da mutlaka gereklidir.Onlar üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptılar ve bize mükemmel bir emanet bıraktılar; bizler onların evladı olarak, torunu olarak bu emanete sahip çıkabiliyor muyuz?Görünen o ki, bu soruya olumlu cevap verebilmek mümkün değil.Onlar İstanbul'da bâtılı, yanlışı, zulmü sildiler, Müslüman-Türk'ün imzasını attılar, bizimkiler ise maalesef bugün tam tersine, bu imzayı silip yeniden Bizans'ı canlandırmanın mücadelesini veriyor.Ceddimizin tarihe altın harflerle kazıdığı fethin ruhunu anlamak ve de nesillerimize anlatmak yerine "Avrupa ya da Dünya Kültür Başkenti", "Medeniyetler arası ittifak", "Diyalog ve hoşgörü" gibi safsatalarla, yutturmacalarla tarihe gömdüğümüz Bizans'ı yeniden hortlatmaya çalışıyoruz."Kültür Başkenti", ama hangi kültürün başkenti?Türk-İslam kültürünün başkenti ise eyvallah, ama o zaman sur içinde AB fonlarıyla yapılan düzenlemeler neyin nesi oluyor?Sur içinde Haçlı kültürünü, Bizans kültürünü yeniden canlandırmaksa İstanbul'un kültür başkenti olmasının bize ne faydası var?Bu tarihimize, ceddimize, Fatih'e, hatta onları metheden Peygamber Efendimize (SAV) büyük bir ihanet değil midir?Daha doğrusu kendimize ihanet değil midir?Binlerce şehit vererek fethettiğimiz İstanbul'u, üç kuruş girecek, Batılılar bizi methedecek, onlara şirin gözükeceğiz diye yeniden Constantinapolis ya da yeni ifadesiyle "Yeni Roma" mı yapacağız?Ceddine ihanet eden bir neslin iki yakası bir araya asla gelmez.Özellikle de Peygamber Efendimizin (SAV) methine mazhar olan fatih'in, İstanbul'u yeniden Haçlı'ya teslim edenlere yaptığı bedduaya muhatap olursa?