Dinlerarası diyaloğun dünya distribütörü Papa'dan Avrupa birliğiyle ilgili dua aldıktan saatler sonra, Büyük Ortadoğu Projesi'nin mimarı ABD başkanı Bush'la görüşen Erdoğan için, aslında gün güzel başlamıştı. Letonya'nın başkenti Riga'daki NATO zirvesinde Türkiye'den istenen asker talebine -Büyükanıt Paşa'nın aksine- gayet yumuşak bir edayla "neden olmasın" tavrı takınan Erdoğan, ABD'nin hizmetine verilmesi taahhüt edilen 300 askerin gururunu(!) tam yaşayacaktı ki, kötü haber gecikmedi. Avrupa Birliği daha önce 6 Aralık olarak belirlediği tavsiye kararları gününü acil bir toplantıyla öne aldığını açıkladı. Toplantı sonrası Brüksel'de basın açıklaması yaparak alınan kararları deklare eden genişlemeden sorumlu üye Olli Rehn, "Türkiye Kıbrıs konusunda yükümlülüğünü yerine getirene kadar, müzakereler kısmen askıya alınsın" dedi. Açık gerekçe Kıbrıs'tı?Ve haberi Riga'da alan Erdoğan, Avrupa Birliği'ne bir kez daha rest çekmek(!) zorunda kaldı. Halbuki, Türkiye'de hükümet adına konuşan vekillerin söyledikleri hiç de öyle değildi. Çünkü konuşanlar, Kıbrıs'ın AB için bir ön şart olmadığını ve bu yüzden müzakerelerin askıya alınmasının olanaksızlığını hemen her konuşmalarında söylüyorlardı. Peki, ne oldu da Türkiye'nin AB hayalleri bir kez daha yıkıma uğradı?Olan şu, deniz bitti!Yani sadece imza atarak verilebilecek tavizlerin sonuna gelindi. Sıra atılan imzaların icrasına ve toprak taleplerine geldi. Her ne kadar Türk halkına dönülerek "dikleşmiyoruz, dik duruyoruz" sloganları atılsa da, ek protokole atılan imzaların fiili kısmı, hiç de dik durduğumuzun bir kanıtı gibi değildi. Ve kendisine göre haklı olan Avrupa Birliği, Kıbrıs'ı gözümüzün içine baka baka bir kez daha istedi. Talep çok açık olmasına rağmen, aynı saatlerde AB ile ilgili görüşlerini dile getiren Başmüzakereci Ali Babacan'ın verdiği röportaj da manidardı. CNN International'ın canlı yayınına katılan Babacan, "Türkiye'nin AB'ye katılımı sonucunda ortaya çıkacak 'kültürel' çeşitlilik, AB için zenginlik olacaktır" dedi.Oysa ki birlik üyesi ülkelerin başkanlarının söyledikleri pek de 'kültürel'(!) değildi. Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen 'Türkiye ile üyelik müzakerelerinin kısmen askıya alınmasını desteklediğini' açıkladı.AP Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, AB Komisyonu'nun aldığı müzakereleri kısmen durdurma kararını 'siyasi' ama 'dürüst' olarak niteledi. Türk halkının AB'ye tepki gösterebileceğini belirten Lagendijk, Türk medyası ve hükümeti görev düştüğünü söyledi.Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'nin müzakere sürecinin daha etkin bir şekilde denetlenmesini istedi. Merkel, durumun '18 ay içinde' tekrar gözden geçirilmesini talep etti. Angela merkel, müzakerelerin kısmen askıya alınmasının, Türkiye'ye limanlarını Rumlara açması yönünde 'güçlü bir mesaj' anlamına geleceğini ileri sürdü.Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni de, Komisyon kararının ardından "Türkiye'nin AB'ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmesi gerek" dedi.Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ın sözcüsü de, Komisyon tavsiyesini doğru bulduklarını söyledi.Dedik ya, deniz bitti!
Ender Karabulut / diğer yazıları
- Sistem yanlış / 08.12.2020
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006