Türkiye'nin geleceğini alternatifsiz bir şekilde Avrupa Birliği'ne endeksleyen AKP hükümeti, ülkeyi dönüşü olmayan bir viraja daha soktu. Hemen her fırsatta "KKTC'deki izolasyonlar kalkmadıkça hiçbir adım atmayacağız" diyen iktidar mensupları, birliğe gönderdiği "?liman ve havaalanlarımızı açalım" önerisiyle Avrup Birliği'nin 42 yıldır Türkiye'ye dayatmaya çalıştığı yalanı, hem de kendi elleriyle formülize etmiş oldu. Teklif şu; Türkiye, iki limanını karşılıksız Rum gemilerine açacak. Ardından, bir havaalanı ve yine bir limanını da, KKTC'deki Magosa Limanı'nın uluslararası sulara ve Ercan Havaalanı'nın doğrudan uçuşlara açılması karşılığında Rum uçak ve gemilerine serbest hale getirecek. ***Burada bir parantez açıp teklifin ardından yapılan yorumlara dönelim.Kimi iktidar yanlıları Avrupa'yı bile şok eden bu tekliften sonra, "ne olacak canım, sadece bir tane havaalanı ve liman?" derken, kimileri de "AB'ye gireceksek, verelim gitsin" dedi. Konuyla ilgili hükümet kanadından yapılan açıklamalardan biriyse, duyanlara "bu kadar olur" dedirtecek cinsten. Tarihi cümlelerin sahibi, AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz. Sayın Kapusuz, teklifin ardından yaptığı açıklamada "hazır rakibimizi köşeye sıkıştırmışız, bırakın vurabildiğimiz kadar vuralım" diyerek, belki de yüzyılın esprisini yaptı. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt Paşa'nın teklif karşısındaki tavrı ise hükümetin bu gayr-ı ciddi tavrının tam tersine, olması gerektiği gibi ve daha önceki milli duruşuna paralel oldu. Paşa, önce, hükümetin bu teklifi verirken görüşlerini dahi sormadığını belirterek, "öneriyi televizyonlardan öğrendik, orada 40 bin askeri olan bir kurumun görüşü alınmaz mı" diye haklı bir serzenişte bulundu. Ardından da teklifin içeriğiyle ilgili, "Durup dururken böyle bir şey yapılması doğru olmadı" diyerek, belki de bugüne kadar iktidar olmuş hiçbir siyasi iradenin göstermediği kararlılıkta bir milli duruş sergiledi. Biz de, Büyükanıt Paşa'nın haklılığına inandığımızı dile getirip, teklifin içeriğine devam edelim. ***Önce şu sorunun cevabını verelim. Rumlara açacağımız liman ya da havalimanlarının sayısının önemi var mı?El cevap: Hayır. Çünkü Türkiye'nin AKP'nin imzaladığı 2 hayati belgeyle (17 aralık 2004 - 29 temmuz 2005) hukuki olarak tanıdığı Rum Kesimi'ni, fiili olarak tanımış olması için muhatap alması bile kafidir. Yani Türkiye sadece bir liman veya havaalanı da açsa, bin tane de açsa sonuç aynıdır. Türkiye'nin, Rum kesimini limanlarına sokması demek, o ülkeyi fiili olarak tanıması demektir. Rum kesiminin fiili olarak tanınması demekse, Kıbrıs cumhuriyeti adı altında bir devleti tanıyorsunuz demektir. Çünkü Rum Kesimi, uluslararası platformda KKTC'nin tanınmamasından dolayı Kıbrıs'ı tek başına temsil ediyor ve siz Rum kesimini değil Kıbrıs Cumhuriyetini tanıyorsunuz. İş böyle olunca da, yani Kıbrıs Cumhuriyetini tanıdığınızda ise, bu kez KKTC diye bir devletin varlığını ortadan kaldırmış, dolayısıyla kendi elinizle kendi topraklarınızı lağvetmiş oluyorsunuz. Sayın paşa bu tabloyu bu şekliyle okuyor olmasındandır ki, bazı hükümet yetkililerinin konuya karşı gösterdiği lakayt tavırların tam aksine olayın vahametini gözler önüne sermiştir. Biz de olaya Sayın Paşa'nın gözüyle baktığımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Tebrikler Paşam!
Ender Karabulut / diğer yazıları
- Sistem yanlış / 08.12.2020
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006
- "Ben PKK'yı bitireyim, sen Kürdistan'ı tanı" / 19.12.2007
- PKK'ya af devlet politikası mı? / 06.12.2007
- Kürt' sorunu mu, 'Terör' sorunu mu / 24.11.2007
- Erdoğan ABD'ye neden gitti? / 22.12.2006
- Tebrikler Paşam! / 09.12.2006
- 50 milyon "Ortaçağ" kafalı! / 07.12.2006
- Papa'ya tepkimiz(!) çok komik oldu / 01.12.2006
- Deniz bitti! / 30.11.2006
- Papa ne yaptı, biz ne yapıyoruz! / 29.11.2006