9. İki parça devletlerin adı:
A-Kıbrıslı Rum
B-Kıbrıslı Türk parça devletleri olmaktadır.
Yani Kıbrıs'lı Türk devleti (Kıbrıs Türk) devleti değil, Türklük yerine oradaki coğrafi terim, ağırlıklı isim verilmektedir. Mesela; TC'nin yerine "Anadolu Türklerinin Cumhuriyeti" denmesi gibi bir isim geliştirilmektedir.
10. Madde 8 ortak devletin tatilleri:
1. Ocak Yılbaşı,
2. 1 Mayıs işçi bayramı,
3. 25 Aralık Noel,
4. Paskalya arifesi
5. Paskalya Pazartesi'si,
6. Ramazan / Şeker / Bayramı'nın ilk günü,
7. Kurban Bayramı'nın ilk günü,
8. Mevlit kandili,
Dikkat ederseniz Paskalya'ya 2 gün verilmektedir. Bayramlara ise sadece birer gün tatil tanınmaktadır. İşçi bayramına ve 1 Mayıs'a da 1 gün tatil verilmektedir. Yani şimdi Türklerin Bayramı 1 güne mi indirilmektedir?! Kıbrıs'lı Türklerin dini bayramı bir gün kutlanacak. Hiç gereği olmayan suni olarak ortaya konan, işçi bayramı da eşit olarak bir gün kutlanacak! Madde 10'da vatandaşlık hakları zikredilmektedir. Öte yandan, eski Sovyetlerin işçi bayramı hâlâ yürürlükte olmaktadır. "İşçi bayramı var da, esnaf bayramı niye yok?" da denilebilir! Aslında bunlar daha fazla ideolojik kökenli düşünceler olmaktadır!
Her iki parça devletin vatandaşları o anda ikamet ettikleri veya daha önce ikamet ettikleri parça devletin vatandaşı sayılırlar. Burada da tuzak mevcuttur.
Kıbrıs bölünmeden önceki Kıbrıslı Rumların ikamet ettikleri bölgelerde, yani Kuzey Kıbrıs kesimlerinde de vatandaşlık hakları doğacaktır. O zaman nüfus dengesi tamamen bozulmaya doğru hızla yol alacaktır.
Bu duruma da engel olmak mümkün olunamayacaktır. Kuzey Kıbrıs'taki Türk çoğunluğu önce azalmış sonra da yok olmuş olacaktır!
Madde 17:
Avrupa Birliği üyesi olarak Kıbrıs;
"1. Kıbrıs bir Avrupa üyesi olacaktır.
2. Kıbrıs'ın AB üyeliği politikasına parça devletler katılacaktır" denmektedir.
Şimdi 1. maddeye bir göz atalım. "Daha ortak devlet kurulmadan, onaylanmadan, anlaşma yapılmadan Kıbrıs bir Avrupa üyesi olacaktır" denmektedir. Bu da demokrasiye tamamen aykırıdır. Ortak devlet kurulmadan kararların alınmış olduğu görülmektedir.
Sonuç:
Büyük ve milli davalar periodik ataklarla değil, düzenli uzun vadeli çalışmalarla kazanılabilmektedir. Bu bilgilerin içinde devletin üst düzey yetkilileri, siyasi kuruluşlar, üniversiteler ve yüksek bürokratların oluşturdukları birliklerle, askeri kanatla beraber, stratejik konular enine boyuna işlenmeli, tartışılmalı ve yeni stratejiler değişik planlar ve alternatifleri yapılmalıdır. Bunlar devamlı olarak üretilmelidir!
Türkiye çok hassas bir yerdeki hayatiyetini ancak bu gibi çalışmalar ile, bilgili tutumuyla dengeli tutabilir. Yoksa çekişmelerle koskoca bir imparatorluğu zaten kaybettik. Koskoca Rumeli ve Ortadoğu elimizden kayıp gitti. Hiç olmazsa şimdi elimizdekilerin kıymetini bilelim ve onları korumak için bütün benliğimizle korumaya çalışalım.
Lütfen küçük hesaplar ve küçük çekişmelerin içinde kaybolup gitmeyelim. Ortak hedefimize halkımızla beraber yürüyelim.
A-Kıbrıslı Rum
B-Kıbrıslı Türk parça devletleri olmaktadır.
Yani Kıbrıs'lı Türk devleti (Kıbrıs Türk) devleti değil, Türklük yerine oradaki coğrafi terim, ağırlıklı isim verilmektedir. Mesela; TC'nin yerine "Anadolu Türklerinin Cumhuriyeti" denmesi gibi bir isim geliştirilmektedir.
10. Madde 8 ortak devletin tatilleri:
1. Ocak Yılbaşı,
2. 1 Mayıs işçi bayramı,
3. 25 Aralık Noel,
4. Paskalya arifesi
5. Paskalya Pazartesi'si,
6. Ramazan / Şeker / Bayramı'nın ilk günü,
7. Kurban Bayramı'nın ilk günü,
8. Mevlit kandili,
Dikkat ederseniz Paskalya'ya 2 gün verilmektedir. Bayramlara ise sadece birer gün tatil tanınmaktadır. İşçi bayramına ve 1 Mayıs'a da 1 gün tatil verilmektedir. Yani şimdi Türklerin Bayramı 1 güne mi indirilmektedir?! Kıbrıs'lı Türklerin dini bayramı bir gün kutlanacak. Hiç gereği olmayan suni olarak ortaya konan, işçi bayramı da eşit olarak bir gün kutlanacak! Madde 10'da vatandaşlık hakları zikredilmektedir. Öte yandan, eski Sovyetlerin işçi bayramı hâlâ yürürlükte olmaktadır. "İşçi bayramı var da, esnaf bayramı niye yok?" da denilebilir! Aslında bunlar daha fazla ideolojik kökenli düşünceler olmaktadır!
Her iki parça devletin vatandaşları o anda ikamet ettikleri veya daha önce ikamet ettikleri parça devletin vatandaşı sayılırlar. Burada da tuzak mevcuttur.
Kıbrıs bölünmeden önceki Kıbrıslı Rumların ikamet ettikleri bölgelerde, yani Kuzey Kıbrıs kesimlerinde de vatandaşlık hakları doğacaktır. O zaman nüfus dengesi tamamen bozulmaya doğru hızla yol alacaktır.
Bu duruma da engel olmak mümkün olunamayacaktır. Kuzey Kıbrıs'taki Türk çoğunluğu önce azalmış sonra da yok olmuş olacaktır!
Madde 17:
Avrupa Birliği üyesi olarak Kıbrıs;
"1. Kıbrıs bir Avrupa üyesi olacaktır.
2. Kıbrıs'ın AB üyeliği politikasına parça devletler katılacaktır" denmektedir.
Şimdi 1. maddeye bir göz atalım. "Daha ortak devlet kurulmadan, onaylanmadan, anlaşma yapılmadan Kıbrıs bir Avrupa üyesi olacaktır" denmektedir. Bu da demokrasiye tamamen aykırıdır. Ortak devlet kurulmadan kararların alınmış olduğu görülmektedir.
Sonuç:
Büyük ve milli davalar periodik ataklarla değil, düzenli uzun vadeli çalışmalarla kazanılabilmektedir. Bu bilgilerin içinde devletin üst düzey yetkilileri, siyasi kuruluşlar, üniversiteler ve yüksek bürokratların oluşturdukları birliklerle, askeri kanatla beraber, stratejik konular enine boyuna işlenmeli, tartışılmalı ve yeni stratejiler değişik planlar ve alternatifleri yapılmalıdır. Bunlar devamlı olarak üretilmelidir!
Türkiye çok hassas bir yerdeki hayatiyetini ancak bu gibi çalışmalar ile, bilgili tutumuyla dengeli tutabilir. Yoksa çekişmelerle koskoca bir imparatorluğu zaten kaybettik. Koskoca Rumeli ve Ortadoğu elimizden kayıp gitti. Hiç olmazsa şimdi elimizdekilerin kıymetini bilelim ve onları korumak için bütün benliğimizle korumaya çalışalım.
Lütfen küçük hesaplar ve küçük çekişmelerin içinde kaybolup gitmeyelim. Ortak hedefimize halkımızla beraber yürüyelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006