logo
07 NİSAN 2025

Çiftçinin derdi maliyet tüketicinin ise pahalılık

28.04.2019 00:00:00
Bir ülke için ekonomi; vatadaşlarının karınlarının doymasıdır, sırtlarının girdirilmesidir; hiç kimseye muhtaç olmayacakları bir gelirle huzurlu bir hayat yaşamalarının sağlanmasıdır, rahatlıkla iş bulmalarıdır. 
Üreticiyse, üretim koşullarının kolaylaştırılmasıdır, ürettiğini rahatlıkla kar decek şekilde satabilmesidir…
Eğer uyguladığınız ekonomik sistem, kendi vatandaşlarınızın değil de, yapılan ithalatla başka ülkelerin insanlarının karnını doyuruyorsa, onlara istihdam oluşturuyorsa; 
Tarım bakanlarınız başka ülkelerin çiftçilerine iş sağladığı için ödüller alıyorsa; 
Tarım arazileriniz atıl vaziyette duruyorken, Sudan gibi başka ülkelerde tarım arazilerini kiralıyorsanız;
Tarım ürünlerinde üreticiniz zarar ediyor, bu ürünler tüketiciye pahalı ulaşıyorsa;
Meyve-sebze çöpe atılırken, şehirlerde vatandaşlar meyve ve sebzeye ulaşamıyorsa;
Fındık gibi üretim fazlası tarım ürünleri dahi ithal ediliyor, ihtiyaç duyulan olan ürünler de ihraç ediliyorsa;
2018 yılında her ay ihtiyaç duyduğumuzdan 10 bin ton daha fazla soğan üretmemize rağmen, soğan 10 TL'leri buluyor, hatta birçok yerde de soğanı bulamıyorsak…
Mutlaka bir yanlış vardır, buna ekonomik sistem denmez, ekonomik çöküş denir.
Tarımda yaşanan en büyük sorun elbette ki üretim maliyetlerindeki artıştır. Ama soğan-patates krizinde yaşanan son kriz sadece maliyetlerle alakalı değildir. 
Bu maliyetlere rağmen çiftçi üretmiştir ama tarladan markete ürünlerin fiyatları yüzde 500'ler seviyesinde artmıştır. Bir örnekle meseleyi anlatmaya çalışalım.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir haberde, Ankara'nın Polatlı ilçesinin Esentepe Mahallesi'nde tonlarca çürümüş soğan bulunduğu belirtildi.
Pas ya da mantar hastalığına yakalandığı öne sürülen tonlarca soğan, faaliyette olmayan tuğla fabrikalarının bulunduğu bölgeye atılmış. Mahalleli, çürük soğanların 1,5-2 aydır bu bölgede olduğunu ifade ettiler. Bu soğanların çevreye yaydığı kötü kokunun yanısıra sağlık sorunlarına da neden olabileceği endişesini yaşadıklarını belirttiler.
Mahalle sakinleri, üreticiler ya da tüccarlar tarafından zam gelecek beklentisiyle soğanların depolarda stoklandığını ve uygun şartlarda tutulmadığı için de çürüdüğünü öne sürdüler ve "Bu manzara bütün köylerde var. Hangi köye gidersen git yol kenarında bu kadar görürsünüz soğan" dediler.
Uygulanan serbest piyasa ekonomisi sebebiyle maalesef başta soğan ve patates gibi tarım ürünleri de borsa gibi, döviz-altın gibi bir yatırım aracına dönüştürüldü. 
Dolar mı daha fazla kazandırıyor, altın mı, borsa mı?
Bunlardan hangisi en az 1'e 5 kazandıran soğandan daha fazla kazandırabilir? En temel ihtiyaç olan tarım ürünleri bile bir yatırım malzemesi haline dönüştüyse –ki maalesef durum bunu gösteriyor- vay halimize!
Tarımda durum bu da hayvancılıkta farklı mı? Söyler misiniz geçtiğimiz yıl, hamsi açısından son derece bereketli bir sezon olduğu açıklanmasına rağmen neden İstanbul'da 15 TL'nin altında hamsi yiyemedik? Ve yediğimiz hamsilerin çoğu neden bayat kokuyordu?
Hamsiler fiyatlar düşmesin diye soğutucu depolara atılıp bekletilince, piyasaya yavaş yavaş arzedilince fiyatlar hiç düşmedi. 
İşte Kapitalizm bu, işte serbest piyasa ekonomisi bu…
Çözüm merciinde oturanlar yaşanan bu tabloyu çözeceklerine, geneli suçlayarak topu taca atmaya çalışıyorlar. Suçlu stokçulardır diyorlar, tamam da kim bu stokçular?
Bunları kontrol etmesi gerekenler sizler değil misiniz?
Tarım ve hayvancılık politikalarının üretimden tüketime temelden değişmesi gerekmektedir. 
Yaşanan vahim tablo büyük bir ekonomik iflasın ilanıdır.
Bu dönemin yaşanan diğer ekonomik krizlerden farklı olduğunu vurgulayan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'ın şu ifadeleri yaşanan krizin derinliğini açıkça göstermektedir:
"O dönemlerde et, sebze-meyve, ekmek gibi temel gıda ürünleri ucuzdu. Diğer krizlerde insanlarımız ucuz et bulabildiler. Ucuz meyve-sebze bulabildiler. Ucuz ekmeğe ulaşabildiler. Türkiye bu krizleri böylece aştı…
Şimdi bu krizin bir farklı tarafı var. Bu krizde et pahalı, meyve-sebze pahalı, ekmek pahalı. Şimdi pazar alev gibi yanıyor. İnsanlarımız karınlarını doyuramıyor."
Hükümetin açıkladığı "tarımda holdingleşme" yöntemi de sorunları çözmeyeceği gibi daha da derinleşmesine neden olacaktır.
Çözüm var mı? Elbette ki var, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin tarım projeleri… 
Çiftçi için sorun maliyettir, tüketici için pahalılık…
Milli Ekonomi Modeli, maliyet sorununu; yüzde 50 avans sistemi, 5 yıl boyunca tarım köylüsüne bedava elektrik, bedava mazot, bedava gübre, bedava ilaç vs. sağlayarak, çiftçilerin belirlediği fiyattan devlet alım garantisi vererek, çiftçinin, kendisini, ürününü ve tarlasını bedavaya sigortalayarak tarım üretim maliyetlerini mimimuna indirmektedir.
Ayrıca, üreticiden tüketiciye zinciri kısaltarak, mazottan vergileri kaldırarak, tarım ürünlerindeki vergileri kaldırarak, yıllık 200 bin TL'nin altında geliri olandan gelir vergisi almayarak ve tarım ürünleri nihai satış fiyatlarında narh sistemini (tavan fiyat) devreye koyarak nihai tüketicinin en ucuz ve en sağlıklı tarım ürünlerine kavuşmasını sağlamaktadır.
Daha ne istiyoruz?
Soğana 10 TL'ye ulaşmanın siyasi karşılığını seçimlerde gördük. Rahmetli Demirel'in ifade ettiği gibi, "Tencerenin düşüremeyeceği hükümet yoktur."
Çözümü olmayanların her zaman beka sorunu vardır, çözümü olanlar ise üstünü örtmeye çalışsanız da ilelebet payidardır. Millet de beka sorunu yaşamak istemiyorsa, çözüm sahipleriyle beraber olmalı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Murat Çabas / diğer yazıları
Erken seçim ve cunta açıklaması
Bahçeli'den yazılı bir açıklama daha
'3. bir yola ihtiyaç var'
Hüseyin Baş'tan çarpıcı açıklamalar
İcra dosyası sayısı patladı
Keçiler ve oğlaklar da haczedildi
CHP'nin olağanüstü kurultayı sonrası
BTP lideri Özgür Özel'i kutladı
Biri hamile iki kişi öldürüldü
Şişli'de silahlı saldırı
Hamas’tan İsrail’e roket yağmuru
‘Demir Kubbe’ çaresiz kaldı
Ara tatil sona erdi
İlk ders zili çaldı
İşte Özgür Özel'in yeni ekibi.
PM ve YDK üyeleri belli oldu
'Orta Doğu'da susturulması gereken çok şey oluyor'
Trump: 7 Ekim İran yüzünden oldu
ABD'den İsrail'e hava savunma desteği
İran hazırlığı mı yapılıyor?
İBB soruşturmasında yeni gelişme
Kaan Ketenci de tutuklandı
BUDO deniz otobüsünde yangın çıktı
BUDO'da yaşanan can pazarı kamerada
Kadıköy'de Talisca şov
Galatasaray ile puan farkı 3'e indi
Fidan'dan Özel'e 'cunta' tepkisi
'Artık haddini bil'
Bir cunta çıkışı daha!
'Cunta başkanı Erdoğan'a sesleniyorum...'
Erken seçim ve cunta açıklaması
Bahçeli'den yazılı bir açıklama daha
'3. bir yola ihtiyaç var'
Hüseyin Baş'tan çarpıcı açıklamalar
İcra dosyası sayısı patladı
Keçiler ve oğlaklar da haczedildi
CHP'nin olağanüstü kurultayı sonrası
BTP lideri Özgür Özel'i kutladı
Biri hamile iki kişi öldürüldü
Şişli'de silahlı saldırı
Hamas’tan İsrail’e roket yağmuru
‘Demir Kubbe’ çaresiz kaldı
Ara tatil sona erdi
İlk ders zili çaldı
İşte Özgür Özel'in yeni ekibi.
PM ve YDK üyeleri belli oldu
'Orta Doğu'da susturulması gereken çok şey oluyor'
Trump: 7 Ekim İran yüzünden oldu
ABD'den İsrail'e hava savunma desteği
İran hazırlığı mı yapılıyor?
İBB soruşturmasında yeni gelişme
Kaan Ketenci de tutuklandı
BUDO deniz otobüsünde yangın çıktı
BUDO'da yaşanan can pazarı kamerada
Kadıköy'de Talisca şov
Galatasaray ile puan farkı 3'e indi
Fidan'dan Özel'e 'cunta' tepkisi
'Artık haddini bil'
Bir cunta çıkışı daha!
'Cunta başkanı Erdoğan'a sesleniyorum...'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.