Cumhurbaşkanı Erdoğan, içlerinde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya olmak üzere kalabalık bir heyetle birlikte Yunanistan'a gitti. Erdoğan önce Yunan mevkidaşı Katerina Sakelaropulu ile bir araya geldi, ardından da Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ile basına kapalı görüşme gerçekleştirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaret öncesi yaptığı açıklamalar oldukça dikkat çekmişti. "Türk-Yunan ilişkilerinde yeni sayfa" ve "kazan kazan formülüne" vurgu yapan Erdoğan, "'Kazan-kazan' anlayışı zaten Türkiye'nin uluslararası ilişkilere, diplomasiye yaklaşımının temelinde yatıyor" ifadelerini kullanmıştı.
Erdoğan, uyuşmazlıkların diyalog yoluyla ele alınması ve ortak paydada buluşulması halinde herkesin kazançlı çıkacağını vurgulayarak, Türkiye ile Yunanistan'ın son dönemde ilişkilerini bu anlayış çerçevesinde şekillendirme yönünde gayet iyi bir ivme yakaladığını kaydetmişti.
Türkiye'nin komşu Yunanistan'ı hiçbir zaman düşman, hasım olarak görmediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm ülkeler gibi bizim de düşmana değil, dosta ihtiyacımız var. Sık sık söylüyorum, başta Yunanistan olmak üzere komşularımızla aşılamayacak hiçbir sorunumuz olmadığı inancındayız" demişti.
Erdoğan, "Sayın Miçotakis'e ne söyleyeceğimi sordunuz. Kendisine şunu söyleyeceğim: Kiryakos, dostum, siz bizi tehdit etmedikçe biz de sizi tehdit etmiyoruz. Gel iki ülke arasındaki güveni sağlamlaştıralım. Ekonomi, ticaret, ulaştırma, enerji, sağlık, teknoloji, eğitim, gençlik, her alanda ikili işbirliğini artıralım. Ülkelerimizdeki tarihi ve kültürel varlıklara karşılıklı olarak gerekli itina ve ihtimamı gösterelim" şeklinde konuşmuştu.
Evet, Yunanistan ziyareti öncesi Sayın Erdoğan'ın açıklamaları bu yöndeydi.
Halbuki, Cumhurbaşkanı Erdoğan Mayıs 2022'de bakanlar kurulundan sonra yaptığı açıklamada bu ifadelerin tam tersini söylemişti:
"Artık benim için Miçotakis diye birisi yok. Kendisiyle görüşme yapmayı asla da kabul etmiyorum. Çünkü biz sözünde duracak onurlu siyasetçilerle yola gideriz. Bundan sonrasını kendisi düşünsün. Kimlerle görüşecekse, kimlere nerede nasıl üsler kurduracaksa kurdursun. Biz bize yeteriz, kendimize yeteriz. F-16'lar konusunda da herhalde ABD Miçotakis'in ağzına bakarak karar vermeyecektir."
Yunan gazetelerinde Erdoğan'ın bu açıklamaları, "Erdoğan tüm köprüleri atıyor" şeklinde yorumlanmıştı. Ve aradan 19 ay geçti ve Sayın Cumhurbaşkanı, Miçotakis'le "dostum" diyerek görüşüyor ve ABD de F-16'lar konusunda Miçotakis'in ağzına bakarak karar vermeye devam ediyor.
Erdoğan ilk görüşmesini Yunan Cumhurbaşkanı ile yaptı dedik. Görüşmede Erdoğan'ın "Bardağın dolu tarafıyla konuşmak gelecek için çok daha hayırlı olacaktır" sözü Yunan Cumhurbaşkanını oldukça memnun etti. Türk-Yunan ilişkilerinde Erdoğan'ın "Bir gece ansızın gelebiliriz" söyleminden, "Bardağın dolu tarafını görmeye" doğru yüz seksen derecelik bir evrilme söz konusu…
Erdoğan'ın Miçotakis ile görüşmesinden sonra yapılan ortak basın açıklamasında Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
"Ege'yi barış ve işbirliği denizi haline getirelim istiyoruz."
"(Türkiye-Yunanistan) Mevcut sorunlarımızı, yapıcı diyalog, iyi komşuluk, uluslararası hukuk çerçevesinde müşterek çabalarla çözüme kavuşturmak temennimizdir."
"Kıbrıs meselesinin Ada'daki gerçekler temelinde adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüme kavuşturulması tüm bölgenin yararına olacaktır."
"(Türkiye-Yunanistan) Aramızda çözülemeyecek hiçbir sorun yok. Yeter ki büyük resme odaklanalım, denizi geçip derede boğulanlardan olmayalım."
"Türkiye ve Yunanistan olarak atacağımız ortak adımlarla dünyaya örnek olalım arzusundayız."
Evet, biz de Sayın Erdoğan'ın tavsiye ettiği gibi "büyük resme" odaklanıyoruz. Ve gördüğümüz manzara şu:
Yunanistan 2004 yılından itibaren bize ait olan 21 adamızı ve 2 kayalığımızı işgal etti, bayraklarını astı, askerlerini yerleştirdi ve silahlandırdı.
ABD'ye adalarda da olmak üzere yeni askeri üsler tahsis etti. ABD'ye Lozan'a aykırı olmasına rağmen Dedeağaç'ta dev bir askeri üs verdi.
Yunanistan hala uluslararası hukuka aykırı olarak Ege'de 12 mil iddiasında bulunuyor. Havada uçaklarımıza, denizde gemilerimize tacizde bulunmaya devam ediyor. Ulusal güvenlik stratejisinde tek düşman ülke olarak Türkiye'yi tanımlıyor.
Üstelik Yunanistan bu ve benzeri politikalarından şu ana kadar asla geri adım atmadı. İşte büyük resim bu.
Gelelim ziyaretin asıl sebebine… ABD merkezli haber ajansı Associated Press, "Erdoğan neden Atina'ya geliyor" başlığıyla hazırladığı dosyada, "Gündemde ekonomi, ikili ilişkiler ve göç var. Yunanistan ile ilişkilerin düzelmesi Türkiye'nin Avrupa Birliği ile gerilen ilişkilerini yumuşatmasına yardımcı olacaktır" ifadeleriyle ziyareti duyurdu.
Kısaca, hükümet borç para arayışında ve küresel finansörlerin dikkatini çekebilmek için Yunanistan'la ilişkilerde bardağın dolu tarafını görmeye çalışıyor.
Bir de tabi, umutsuz, ucu kapalı AB serabı da var.
İnşallah borç para uğruna, AB serabı uğruna Ege'deki pembeleşen kırmızıçizgilerimizden daha fazla taviz vermeyiz.
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025