Gün geçmiyor ki bir "intihar" haberi ile sarsılmayalım. Eskişehir'de bir öğrenci daha hayatına son verdi. Bu, Eskişehir'de bir hafta ara ile intihar eden ikinci üniversite öğrencisi...
Allah, Resul, Kur'an hakkı için söyleyiniz, nasıl bir ülke olduk, nereye gidiyoruz?
Geçtiğimiz aylarda aynı gün üç ayrı doktorumuz intihar etmişti. Atanamayan öğretmenler, çocuğuna bez alamayan anneler, evladına pantolon alamayan babaların intiharlarını yaşadı ve yaşamakta bu ülke!..
Nasıl bir ülke olduk ki, gençlerimiz hayatlarının baharında bu kadar derin bir bunalım yaşayıp kendilerine kıyabiliyorlar. Oysa üniversite yılları bir insanın en mutlu, en tasasız, en güzel yılları olmalı değil midir?
Her nedense bu intihar olayları çok kanıma dokunur sevgili okurlar... Bu ülkede hiç ama hiç olmaması gereken bir eylem olmalıdır insanın canına kıyması... Bu güzelim dünyanın en zengin ülkesinde; yokluktan, parasızlıktan, borçtan dolayı canınıza kıyacaksınız... Olamaz böyle bir şey, olmamalı...
Hiç intihar eden insanların yerine koydunuz mu kendinizi? Bu bizim evladımız, anamız, babamız, amcamız, dayımız, halamız, canımız ciğerimiz en yakınımız olabilirdi..
Bu insanlar niçin intihar ediyor diye araştıran, kafa yoran, çözüm ve çare arayan, empati yapan bir etkili ve yetkili var mıdır bu ülkede Allah aşkına? Ben şahsen bir Başbakan, bir Cumhurbaşkanı, bir etkili ve yetkili olsam bu durum karşısında inanın uyuyamam, gözüme uyku girmez... Her "vicdan" sahibi insan böyle düşünmeli ve hareket etmeli değil midir? Bu nasıl bir iman, nasıl bir dindarlık ve Müslümanlıktır?
Bu ülkede nasıl açlık olabilir? Açlıktan, yokluktan, fakirlikten, işsizlikten ve borçtan dolayı Türk insanı nasıl intihar edebilir? Artıklarımızdan tüm ülkeleri bakacak kadar zengin olan bir Türkiye nasıl bu hale gelmiştir? Zenginler yurdu bir Türkiye nasıl bir anda fakirler ve sefiller yurdu olmuştur?..
Nasıl bir sosyal devlet anlayışıdır bu. Güzelim ülke evlatlarına, işçisine, emeklisine ve tüm vatandaşına sahip çıkamıyor ve karnını doyuramıyor.
Dedemiz Oğuz Kağan'ın fakirliği suç saydığı bu topraklarda topyekûn asgari ücrete talim ederek karın tokluğuna yaşamaya çalışıyoruz. Hz. Peygamberin deyişiyle fakirlik nerdeyse küfürle eş değerdir. Fakirlik bacadan girerse iman kapıdan çıkar gider ve çıkıp gitmiştir de...
Ülkeleri teslim alabilmenin ve davarlar gibi güdebilmenin adıdır fakirlik.
Ezcümle bu ülkeyi yönetenler yö-ne-te-mi-yor... Bu işi bilmiyorlar. Bilse de yapmıyorlar. Dinime, imanıma söylüyorum; ülkenin başına şu an köylü Mehmet amcamızı ya da herhangi bir muhtarımızı ya da sıradan bir Türk vatandaşını getirin bu ülkeyi vallahi/billahi cennete çevirir. Sadece ve sadece "vicdan" sahibi olacak, devlet gelirlerini eşit ve adil bir şekilde dağıtacak ve adaletli olacak... Bu iş bu kadar basit.
Adaletin ve vicdanın olduğu bir ülkede bir tane yoksul insan bulamazsınız...
- Muhtar Sekafi / 25.01.2025
- Namaz dualarının anlamları / 24.01.2025
- Hucr bin Adiyy / 23.01.2025
- İmam Ali efendimizin anneleri / 21.01.2025
- Hz. Peygamberi gölgeleyen bulutlar / 20.01.2025
- Kamu malı talancıları / 16.01.2025
- İnsan niçin YezİT yolundan gider ki? / 08.01.2025
- Her devirde tarihin akışını düzenleyen bir Hüseyin vardır / 07.01.2025
- Uhud savaşında İmam Ali ve Zülfikar / 03.01.2025