Eğitim öğretim bir toplumun en önemli meselesidir. Özellikle gelecek kuşaklar için eğitimi çok iyi uygulamak gerekiyor. Millet olarak bizim eğitimli insan denildiği zaman anladığımız Vicdanlı, ahlaklı insandır. Eğitimin en birinci gayesi zalim, gaddar, kötü ahlak sahibi, cahil olmayan, güzel ahlaklı, adaletli, erdemli, vicdanlı insanlar yetiştirmek olmalıdır.
Eğitim cehaleti ortadan kaldırıp, erdemli insanları var etmek, yetiştirmek için vardır.
Bunu da okul öncesi eğitimden başlatıp, temel eğitimle sürdürmeliyiz.
Okul öncesi ve ilk sekiz yıl çocukların değerler eğitimi almasında en etkili olduğu dönemdir diyebiliriz. Bu dönemde çocuk için öğretmen en yüce şahsiyettir. Öyle ki, çocuk için bir konu da annesinin, babasının söylediklerinden ziyade öğretmeninin ne söylediği çok daha kıymetli ve önemlidir.
Bu münasebetle çocuklarımızın kişilik, karakter, kimlik oluşumundaki bu altın dönemi milli ve manevi değerlerle yetişmesi için fırsat bilmeliyiz. Çocukların bu çok önemli dönemlerini sınav ve gelecek kaygısına kurban etmemeliyiz.
Çocuklarımız bu en güzel dönemlerinde vicdan eğitimi, ahlak eğitimi alarak yetişmeliler.
Peki, öğretimi ne yapacağız?
Öğretim işin en kolayı.
Nedir öğretim? Bireyi bir meslek sahibi yapmaktır. Mesleğe yönelik bilgilerin ve becerilerin kazandırılmasıdır. Eğitimin yerini sadece öğretim alırsa, insani değerlerden mahrum, vicdansız meslek erbapları ve insanlar var etmiş oluruz.
Bir öğretmen arkadaşımdan dinlemiştim. Öğretmenimiz şöyle anlatıyordu; Lise öğrencilerine bir sınıfta ders anlatıyordum. Sınıfta biraz gürültü de vardı. Dersimi işlerken, o esnada öğlen ezanı okunmaya başladı. Bazı öğrenciler ezana hürmetlerinden oturma şekillerini düzeltip kendilerine çeki düzen verdiler ama kendi aralarında konuşmaya da devam ediyorlardı. Bu da tabi ki sınıfta biraz gürültüye neden oluyordu ve dersin işlenişini engelliyorlardı.
Öğretmen de bu durumda sesini birazda yükselterek, arkadaşlar iki hoca size hitap etmeye çalışıyor biri minareden, biri de sınıfta karşınızda ama siz ikisini de dinlemiyorsunuz. Ama olmaz ki bari birini dinleyin, sessiz olun diye, sitemli bir uyarı da bulundu.
Ve öğretmen öğrencileriyle konuşmaya devam eder, bakın arkadaşlar minarede okuduğu ezanla sesi sınıfta, hanelerde, şehirde yankılanan hocamız milli ve manevi oluşumumuzun, birlik ve beraberliğimizin ancak Allah'a itaat ve ibadetle olacağını bunun yanı sıra da vicdanlı, ahlaklı, dürüst, insan olun çağrısını, davetini, hatırlatmasını yapıyor. Aynı zamanda çok büyük manevi bir huzura da davettir ezan.
Milli ve manevi duruşun, yolun bu topraklarda, Anadolu'da kıyamete kadar Türk milleti tarafından sürdürülüp, yaşanması için, bu ezanların okuna bilmesi için, al bayrağın dalgalanması için her sahada bu ruha, tevhidi, irfani bir oluşa ihtiyaç var. Kalplerimizi bu iman ruhuyla doldurmalıyız. Bu ruhun kontrolünde olan aklı, zekâyı da irfani, vicdani bir duruşla bu dünyada, bütün varlıklara ve maddeye çok latif bir şekilde yansıtmalıyız. Bunun için de ilim gerekiyor. Ben ve benim gibi derslerinize giren tüm öğretmenleriniz sizin bu ilme, aynı zamanda güzel ahlaka sahip olmanız için gayret edip çalışıyorlar.
İlimle gidilmeyen, bilgiyle taçlandırılmayan nesiller ve toplumlar başka milletlerin kölesi, esiri olur. Başımıza gelen bütün sıkıntıların altında cehalet var. Bilmiyor musunuz? Ama siz buna rağmen iki hocayı da dinlemiyorsunuz. Ne yapmaya çalışıyorsunuz, diye uyarılarını ve çıkışını sürdürür.
Hocamız devam eder ve der ki, eğitim insanı insan yapmaktır, belki avukat, öğretmen, mimar, mühendis, doktor olabilirsiniz, bunların bilgisine de ulaşa bilirsiniz ancak iyi bir insan olma eğitimini alamamışsanız, bu bilgilerle çok kötü işlere maalesef imza ata bilirsiniz. Doktorsunuz ama vicdansız bir doktor olursunuz ve hastanızın organlarını çalıp satarsınız. Mühendis olursunuz ama ahlaksız bir mühendis olursunuz inşaattan malzeme aşırırsınız ve binaları çürük yaparak, olacak bir depremle yüzlerce insanın ölümüne neden olursunuz. Bu münasebetle her şeyden önce insanın iyi, müspet, irfani bir şahsiyet, karakter sahibi olmasını sağlamalıyız. Bu da ancak eğitimle mümkündür. Bir insanın Meslek sahibi olması için yapılanlar öğretimdir.
Aslında biz ismimizin konulma anından itibaren bu manevi eğitimin boyasına boyanırız.
Doğan çocuğa ne yaparlar? Sağ kulağına ezan okurlar. Sol kulağına kâmet ederler. Ve ismini korlar. Bunun namazı ne vakittir? Tabi ki Cenaze namazıdır.
Manası şu: Normalde ezan okundu, kâmet getirildi, namaz hemen kılınmıyor mu? Kılınıyor. Peki, doğduğun zaman sağ kulağına ezan, sol kulağına da kâmet edildi, bunun namazı ne zaman kılınıyor? El cevap sen musalla taşına konulduğun zaman kılınıyor?
Ne anlatılmak isteniyor?
O kadar kısa bu dünya hayatı, onu gösteriyor. Ezan ile kamet arası kadar kısa, onu remzediyor. Yetmiş de, seksen de, yüz sene de yaşasan musalladasın, bitti o kadar. Yani dünya hayatı bu kadar kısa. Bu kadar kısa olan bir hayat için fırıldak olmaya gerek yok, düz ol, sıratı müstakim üzere ol.
Bu kadar kısa olan bir ömrü ahlaklı ve vicdanlı bir insan olarak sürdürmeye, tamamlamaya çalışalım. En büyük başarı da bu hayatı arkandan hayırla yâd edilen şerefli bir insan olarak tamamlamaktır. Öğretmen arkadaşımız hayatın içinden yaptığı eğitimi, dersini şöyle tamamlıyor;
Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Resul ü Ekrem ne buyuruyor "Hiç ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli ol."
Yani dünyamızı kazanacağız. Ancak bu dünya kazancını da ahirete Allah'ın rızasını kazanmaya köprü yapacağız. Vicdanlı, ahlaklı, bilgili, geleceği kuşatan beceriye sahip erdemli, çalışkan, gençler olacağız.
Ne diyelim? Öğretmenimizin, hocamızın ağzına sağlık.
Özetle, eğitim şart, nokta.
- Mustafa Kemal Atatürk bir Osmanlı paşasıydı / 01.04.2025
- Bayram, şeker ve ruhsuzluk / 29.03.2025
- Akıl mı aşk mı? İnsanı insan yapan nedir? / 25.03.2025
- Akıl ve inanç: Haritasız yolculuk olur mu? / 22.03.2025
- Ehlibeyt ve Ramazan: Oruç, sadece bir açlık mıdır? / 21.03.2025
- Boğaz kanla dolu, ama geçilmez! / 18.03.2025
- Unutulan hakikat, kaybolan insanlık / 16.03.2025
- İnsanın, insan-ı kâmil olduğu ay: Ramazan / 14.03.2025
- İstiklal’in sesi: Bir milletin ruhuna kazınan marş / 12.03.2025