Rusya'nın, Putin'e yakın diplomatların ardı ardına suikasta maruz kalmasıyla Ortadoğu ve dünya politikalarında frene hatta geri vitese takması, ABD'nin Cumhuriyetçi başkanı Trump'ın şiddet kokan politikalarıyla birleşince duraksayan Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamındaki gelişmeler yeniden hareketlenmeye başladı.
Ortadoğu'da terör eylemlerinde yeniden canlanmalar yaşanıyor, bölünme ve parçalanma daha cesaretle ifade ediliyor, ABD merkezli planlar daha fazla gündeme getiriliyor?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve ÖSO'nun kontrol altına aldığı El Bab'ın Susyen köyünde önceki gün 2 kez yaşanan bombalı araç saldırısıyla son verilere göre 73 kişi hayatını kaybetti.
Ayrıca dün Suriye'nin hükümetin kontrolünde olan Humus kentindeki askeri üslere yapılan intihar saldırılarında da 42 kişi öldü. Bu saldırılarda, 6'dan fazla saldırganın güvenlik birimlerinin binalarını hedef aldığı, Suriyeli bir generalin de hayatını kaybettiği ifade edildi.
Bu iki örnek bile, yaşanan son gelişmelerin terörü yeniden cesaretlendirdiğini açıkça ortaya koyuyor. Ve maalesef, görünen o ki, bu tür saldırılarda artış olacak.
Bölünme ve parçalanma derken, elbette ki Barzani'den bahsetmeden geçemeyiz.
Malum, Barzani bugün Türkiye'ye geliyor; 2 gün sürecek ziyaret kapsamında bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'la İstanbul'da, yarın da Ankara'da Başbakan Yıldırım'la görüşecek. Bu ziyaretlerin bağımsızlık konusunda destek arayışıyla ilgili olduğu muhakkak?
Barzani, son dönemlerde "Güney Kürdistan" olarak ifade ettiği Irak'ın kuzeyini, Irak'tan bağımsız olarak koparmanın derdinde? "Kuzey Kürdistan"dan kasıtları da malum, Türkiye?
Esasen bu onun derdi de değil, hepinizin malumu bu bir Büyük İsrail projesi, daha da ötesi, ABD'ye Ortadoğu'da vatan açma projesi? Barzani ise sadece bir figüran?
Barzani geçtiğimiz hafta Almanya'da gerçekleşen 53. Uluslar arası Münih Güvenlik Konferansı'nda bu konuda ciddi bir performans sergiledi. Sadece bir günde 22 görüşme gerçekleştiğirdiği ve ana konunun "bağımsızlık" olduğu ifade edildi.
Açıklama Barzani'nin başdanışmanı Hemin Hawrami'den geldi. Hawrami, "Bütün görüşmelerin ana gündem maddesinin Kürdistan Bölgesi'nin bağımsızlığı olduğunu" belirtirken şunları söyledi: "Biz diyalog çerçevesinde yeni Irak'la iki iyi komşu ilişkimiz olsun istiyoruz. Bu konu Sayın Abadi, ABD Başkan Yardımcısı, ABD Savunma Bakanı, İran Dışişleri Bakanı ve diğer heyetlerle yapılan görüşmelerde de vurgulandı." Dikkat ederseniz, Irak'tan "komşumuz" diye bahsediyor.
Barzani'nin bağımsızlığını elbette ki sadece ABD ve İsrail desteklemiyor; maalesef ABD'nin rayına girmiş olan Rusya da aynı görüşte ve Almanya Savunma bakanı Ursula Von Der Leyen de "Eğer bağımsızlık konusunda karar verirlerse destekleriz" açıklamasında bulundu. Barzani, Türkiye ziyareti öncesi bir Alman kanalına yaptığı açıklamada da yine bağımsızlık vurgusu yaptı. Bağımsızlığın Kürtlerin doğal hakkı olduğunu belirten Barzani ?sanki Kürtlerin bağımsızlığını istiyormuş gibi- "Irak'ın üniter devlet olarak günleri sayılı" ifadesini kullandı.
"Barzani'nin bu bağımsızlık koşuşturmasının Türkiye'yle ne alakası var" demeyin. Irak'ta ne yaşanıyorsa, Türkiye için de aynısı planlanıyor. Barzani bu röportajın devamında, bölgedeki resmi sınırların artık bir anlamı kalmadığının da altını çizdi. Daha ne desin? Açık açık, "sırada Suriye, Türkiye ve İran var" diyor.
Bu yaşananlar da zaten ABD merkezli ama Rusya'nın ABD ile anlaşıp geri adım atmasıyla Ortadoğu'da dengeler yeniden ABD ve İsrail lehine gelişmeye başladı. ABD'li Cumhuriyetçi senatör John McCain'in, Ankara ziyareti öncesi Kobani bölgesinde PYD liderleriyle görüştüğü ve onlara ağır silah sözü verdiği ortaya çıktı.
ABD Genelkurmay Başkanı Dunford Türkiye'ye dostluk mesajları verirken, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Adrian Rankine Galloway aynı gün IŞİD'e karşı savaşta PYD öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ne verdikleri desteğin devam ettiğini, bu konudaki politikalarında bir değişiklik olmadığını söyledi.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) Joseph Votel, geçen Cuma günü PYD'ye önceden açıklanmayan bir ziyaret yaptı. PYD sözcüsü Talal Sülo, Votel'in kendilerine 'ileriki aşamalarda ağır silah temin etme sözü verdiğini' söyledi.
Bir diğer konu da Münbiç? Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, birkaç gün önce Türkiye'nin Münbiç konusundaki hassasiyetini yeniden vurgulamış ve "Münbiç ve Rakka birbirinin alternatifi değil. Münbiç'ten PKK/PYD unsurlarının çekilmesi konusunda ABD'nin Türkiye'ye taahhüdü var. Eğer bunu ABD yapmazsa Türkiye operasyonu mutlaka değerlendirecektir" demişti. Votel'in PYD ziyaretinde Türkiye'nin bu duruşu da değerlendirildi ve Votel'in "koalisyonun Menbiç'i Türkiye'den gelecek ya da Türkiye'nin desteklediği saldırılardan korumaya devam edeceğini doğruladığı" belirtildi.
Astana'daki barış süreciyle tam her şey yoluna giriyor diye düşünürken, Rusya'nın makas değişikliği ve ABD'nin rayına girmesi bölgedeki dengelerin yeniden olumsuza dönmesine neden oldu.
Bütün bu gerçekler gösteriyor ki, Türkiye artık milli politikalarla kendi ayakları üzerinde durmalı, üniter yapısını koruyacak adımlar atmalı, ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlarla ya da onların rayına girenlerle değil, mili duruşuyla güçlü ve milli bir devlet olmalıdır.
Ortadoğu'da terör eylemlerinde yeniden canlanmalar yaşanıyor, bölünme ve parçalanma daha cesaretle ifade ediliyor, ABD merkezli planlar daha fazla gündeme getiriliyor?
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve ÖSO'nun kontrol altına aldığı El Bab'ın Susyen köyünde önceki gün 2 kez yaşanan bombalı araç saldırısıyla son verilere göre 73 kişi hayatını kaybetti.
Ayrıca dün Suriye'nin hükümetin kontrolünde olan Humus kentindeki askeri üslere yapılan intihar saldırılarında da 42 kişi öldü. Bu saldırılarda, 6'dan fazla saldırganın güvenlik birimlerinin binalarını hedef aldığı, Suriyeli bir generalin de hayatını kaybettiği ifade edildi.
Bu iki örnek bile, yaşanan son gelişmelerin terörü yeniden cesaretlendirdiğini açıkça ortaya koyuyor. Ve maalesef, görünen o ki, bu tür saldırılarda artış olacak.
Bölünme ve parçalanma derken, elbette ki Barzani'den bahsetmeden geçemeyiz.
Malum, Barzani bugün Türkiye'ye geliyor; 2 gün sürecek ziyaret kapsamında bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'la İstanbul'da, yarın da Ankara'da Başbakan Yıldırım'la görüşecek. Bu ziyaretlerin bağımsızlık konusunda destek arayışıyla ilgili olduğu muhakkak?
Barzani, son dönemlerde "Güney Kürdistan" olarak ifade ettiği Irak'ın kuzeyini, Irak'tan bağımsız olarak koparmanın derdinde? "Kuzey Kürdistan"dan kasıtları da malum, Türkiye?
Esasen bu onun derdi de değil, hepinizin malumu bu bir Büyük İsrail projesi, daha da ötesi, ABD'ye Ortadoğu'da vatan açma projesi? Barzani ise sadece bir figüran?
Barzani geçtiğimiz hafta Almanya'da gerçekleşen 53. Uluslar arası Münih Güvenlik Konferansı'nda bu konuda ciddi bir performans sergiledi. Sadece bir günde 22 görüşme gerçekleştiğirdiği ve ana konunun "bağımsızlık" olduğu ifade edildi.
Açıklama Barzani'nin başdanışmanı Hemin Hawrami'den geldi. Hawrami, "Bütün görüşmelerin ana gündem maddesinin Kürdistan Bölgesi'nin bağımsızlığı olduğunu" belirtirken şunları söyledi: "Biz diyalog çerçevesinde yeni Irak'la iki iyi komşu ilişkimiz olsun istiyoruz. Bu konu Sayın Abadi, ABD Başkan Yardımcısı, ABD Savunma Bakanı, İran Dışişleri Bakanı ve diğer heyetlerle yapılan görüşmelerde de vurgulandı." Dikkat ederseniz, Irak'tan "komşumuz" diye bahsediyor.
Barzani'nin bağımsızlığını elbette ki sadece ABD ve İsrail desteklemiyor; maalesef ABD'nin rayına girmiş olan Rusya da aynı görüşte ve Almanya Savunma bakanı Ursula Von Der Leyen de "Eğer bağımsızlık konusunda karar verirlerse destekleriz" açıklamasında bulundu. Barzani, Türkiye ziyareti öncesi bir Alman kanalına yaptığı açıklamada da yine bağımsızlık vurgusu yaptı. Bağımsızlığın Kürtlerin doğal hakkı olduğunu belirten Barzani ?sanki Kürtlerin bağımsızlığını istiyormuş gibi- "Irak'ın üniter devlet olarak günleri sayılı" ifadesini kullandı.
"Barzani'nin bu bağımsızlık koşuşturmasının Türkiye'yle ne alakası var" demeyin. Irak'ta ne yaşanıyorsa, Türkiye için de aynısı planlanıyor. Barzani bu röportajın devamında, bölgedeki resmi sınırların artık bir anlamı kalmadığının da altını çizdi. Daha ne desin? Açık açık, "sırada Suriye, Türkiye ve İran var" diyor.
Bu yaşananlar da zaten ABD merkezli ama Rusya'nın ABD ile anlaşıp geri adım atmasıyla Ortadoğu'da dengeler yeniden ABD ve İsrail lehine gelişmeye başladı. ABD'li Cumhuriyetçi senatör John McCain'in, Ankara ziyareti öncesi Kobani bölgesinde PYD liderleriyle görüştüğü ve onlara ağır silah sözü verdiği ortaya çıktı.
ABD Genelkurmay Başkanı Dunford Türkiye'ye dostluk mesajları verirken, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü Adrian Rankine Galloway aynı gün IŞİD'e karşı savaşta PYD öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ne verdikleri desteğin devam ettiğini, bu konudaki politikalarında bir değişiklik olmadığını söyledi.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanı (CENTCOM) Joseph Votel, geçen Cuma günü PYD'ye önceden açıklanmayan bir ziyaret yaptı. PYD sözcüsü Talal Sülo, Votel'in kendilerine 'ileriki aşamalarda ağır silah temin etme sözü verdiğini' söyledi.
Bir diğer konu da Münbiç? Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, birkaç gün önce Türkiye'nin Münbiç konusundaki hassasiyetini yeniden vurgulamış ve "Münbiç ve Rakka birbirinin alternatifi değil. Münbiç'ten PKK/PYD unsurlarının çekilmesi konusunda ABD'nin Türkiye'ye taahhüdü var. Eğer bunu ABD yapmazsa Türkiye operasyonu mutlaka değerlendirecektir" demişti. Votel'in PYD ziyaretinde Türkiye'nin bu duruşu da değerlendirildi ve Votel'in "koalisyonun Menbiç'i Türkiye'den gelecek ya da Türkiye'nin desteklediği saldırılardan korumaya devam edeceğini doğruladığı" belirtildi.
Astana'daki barış süreciyle tam her şey yoluna giriyor diye düşünürken, Rusya'nın makas değişikliği ve ABD'nin rayına girmesi bölgedeki dengelerin yeniden olumsuza dönmesine neden oldu.
Bütün bu gerçekler gösteriyor ki, Türkiye artık milli politikalarla kendi ayakları üzerinde durmalı, üniter yapısını koruyacak adımlar atmalı, ülkemiz ve bölgemiz üzerinde hesabı olanlarla ya da onların rayına girenlerle değil, mili duruşuyla güçlü ve milli bir devlet olmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025