Bizi sevin Arkadaş!
Böyle bir giriş olur mu?
Böyle bir istek olabilir mi?
Olsa da, olmasa da ben bu talebi yapacağım:
Evet, bizi sevin arkadaş!
Hani derler ya; "İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü."
Ben isteme hakkımı kullandım, bir yüzümü karartarak; gerisi size kalmış!
Sebebini de arz edeyim:
Tanıyan Gönüldaşlarım bilirler; günlük yazıyorum ama Vallahi çala-kalem, çala-klavye yazmadım, yazamam...
Her yazımda en az 5-6 saat kitaplığımla, internet arama motorlarıyla cebelleşirim!
Bu mücadele bittikten sonra da en az iki kere taslağımı okur, gözden geçiririm. Yanlış kullanılan bir kelime veya yersiz kullanılan bir noktalama işareti ile ifadenin sapmasından, anlam kaymasından ödüm kopar!
Şahsıma yapılan saldırıları görmezden, duymazdan gelirim ama yazılarıma yapılan tenkitleri aslanlar gibi göğüslerim.
Bugüne kadar cevaplamadığım tenkid olmamıştır.
Hatta çoğu kere -cevap vereceğime ihtimal vermeyen- tenkit eden okurlarım, sadece cevap vermiş olmamdan bile mütehassis olarak yergilerinden dolayı pişman olmuşlardır.
Yazmak üzere sayfamı açmadan; Yaygın Basın'dan haber başlıklarına ve köşe yazarlarına da göz atarım; görüp geçtiğim de olur, okuduklarım da...
Adı önemli değil ama sanırım bilen herkes tahmin edecektir; İmam Hatipli ve muhalif olduğu için yıldızı parlatılan, yaygın ve yandaş ekranlarda paylaşılamayan bir medyatik malzeme var. -Güya- Tirajı çok yüksek diye lanse edilen bir gazetede yazıyor.
O da hafta içi her gün yazıyor!
Adam; vakit geçirmek için girdiği sosyal medyada (twitter) ki, birer cümlelik paylaşımlarını yapıştırıyor, iki-üç satır ara veriyor, kendine ayrılan sütunu dolduruyor ve adı Günlük Köşe Yazısı oluyor!
Arkadaş! Vallahi günahtır eğer günah bilmiyorsan Billahi ayıptır...
Sadece seni okumak için rızkından kesip gazete alan emekçilere karşı, bir sorumluluğun yok mu?
Bilmez misin ki Allah; Kalem'e ve onunla yazanların satır satır yazdıklarına, üzerine and içecek kadar dikkat çeker, önem verir!
Hadi gazetenin yayın yönetimini kandırdın; hadi okurlarını bir gün daha oyaladın diyelim; kendini nasıl kandırıyorsun Yahu?
Bütün bu saygısızlık ve edepsizliğe rağmen o gazeteyi ısrarla alanlara ne demeliyim?
Millet açlık sınırının altında can çekişiyor!
Evlatlarımız her gün beşer-onar Şehit oluyor!
ABD'ye rağmen ısrarla terörist dediğimiz PYD'li; bir elinde Amerikan silahı, diğer elinde Rus silahı ile poz veriyor!
Milyonlarca emekli ayda 8 TL'lik banka promosyonu için dilenciden kötü duruma düşürüldü!
Hastanelerde ölümcül vak'alarda bile aylar sonraya MR randevusu veriliyor!
Piyasadaki çeklerin yarıya yakını karşılıksız!
Dolar, 3. 65 TL.
Euro, 3. 85 TL.
Ne iktidarın, ne Ana-Muhalefetin, ne "Yavru Muhalefet"in, ne de anlı-şanlı köşe yazarlarının meseleleri, bunlar değil!
Bu ne ya?
Sandığa gidin; ister "evet" deyin, ister "hayır" deyin ama n'olur; "evetçi" veya "hayırcı"olmayın!
Bizim inadına birliğe ihtiyacımız var, birbirinizden, komşunuzdan, hısım-akrabanızdan ayrılmayın, uzaklaşmayın!
Ve?
Ve bizi sevin Arkadaş, bizi sevin...
Çünkü biz sizi, size rağmen Allah rızası için seviyoruz.
"AKIL KULLANILACAK BİR ARAÇTIR. İNSAN; GÖNÜLDÜR, GÖNÜL..." Vesselâm..
Selâm, sevgi, duâ...
Böyle bir giriş olur mu?
Böyle bir istek olabilir mi?
Olsa da, olmasa da ben bu talebi yapacağım:
Evet, bizi sevin arkadaş!
Hani derler ya; "İsteyenin bir yüzü kara, vermeyenin iki yüzü."
Ben isteme hakkımı kullandım, bir yüzümü karartarak; gerisi size kalmış!
Sebebini de arz edeyim:
Tanıyan Gönüldaşlarım bilirler; günlük yazıyorum ama Vallahi çala-kalem, çala-klavye yazmadım, yazamam...
Her yazımda en az 5-6 saat kitaplığımla, internet arama motorlarıyla cebelleşirim!
Bu mücadele bittikten sonra da en az iki kere taslağımı okur, gözden geçiririm. Yanlış kullanılan bir kelime veya yersiz kullanılan bir noktalama işareti ile ifadenin sapmasından, anlam kaymasından ödüm kopar!
Şahsıma yapılan saldırıları görmezden, duymazdan gelirim ama yazılarıma yapılan tenkitleri aslanlar gibi göğüslerim.
Bugüne kadar cevaplamadığım tenkid olmamıştır.
Hatta çoğu kere -cevap vereceğime ihtimal vermeyen- tenkit eden okurlarım, sadece cevap vermiş olmamdan bile mütehassis olarak yergilerinden dolayı pişman olmuşlardır.
Yazmak üzere sayfamı açmadan; Yaygın Basın'dan haber başlıklarına ve köşe yazarlarına da göz atarım; görüp geçtiğim de olur, okuduklarım da...
Adı önemli değil ama sanırım bilen herkes tahmin edecektir; İmam Hatipli ve muhalif olduğu için yıldızı parlatılan, yaygın ve yandaş ekranlarda paylaşılamayan bir medyatik malzeme var. -Güya- Tirajı çok yüksek diye lanse edilen bir gazetede yazıyor.
O da hafta içi her gün yazıyor!
Adam; vakit geçirmek için girdiği sosyal medyada (twitter) ki, birer cümlelik paylaşımlarını yapıştırıyor, iki-üç satır ara veriyor, kendine ayrılan sütunu dolduruyor ve adı Günlük Köşe Yazısı oluyor!
Arkadaş! Vallahi günahtır eğer günah bilmiyorsan Billahi ayıptır...
Sadece seni okumak için rızkından kesip gazete alan emekçilere karşı, bir sorumluluğun yok mu?
Bilmez misin ki Allah; Kalem'e ve onunla yazanların satır satır yazdıklarına, üzerine and içecek kadar dikkat çeker, önem verir!
Hadi gazetenin yayın yönetimini kandırdın; hadi okurlarını bir gün daha oyaladın diyelim; kendini nasıl kandırıyorsun Yahu?
Bütün bu saygısızlık ve edepsizliğe rağmen o gazeteyi ısrarla alanlara ne demeliyim?
Millet açlık sınırının altında can çekişiyor!
Evlatlarımız her gün beşer-onar Şehit oluyor!
ABD'ye rağmen ısrarla terörist dediğimiz PYD'li; bir elinde Amerikan silahı, diğer elinde Rus silahı ile poz veriyor!
Milyonlarca emekli ayda 8 TL'lik banka promosyonu için dilenciden kötü duruma düşürüldü!
Hastanelerde ölümcül vak'alarda bile aylar sonraya MR randevusu veriliyor!
Piyasadaki çeklerin yarıya yakını karşılıksız!
Dolar, 3. 65 TL.
Euro, 3. 85 TL.
Ne iktidarın, ne Ana-Muhalefetin, ne "Yavru Muhalefet"in, ne de anlı-şanlı köşe yazarlarının meseleleri, bunlar değil!
Bu ne ya?
Sandığa gidin; ister "evet" deyin, ister "hayır" deyin ama n'olur; "evetçi" veya "hayırcı"olmayın!
Bizim inadına birliğe ihtiyacımız var, birbirinizden, komşunuzdan, hısım-akrabanızdan ayrılmayın, uzaklaşmayın!
Ve?
Ve bizi sevin Arkadaş, bizi sevin...
Çünkü biz sizi, size rağmen Allah rızası için seviyoruz.
"AKIL KULLANILACAK BİR ARAÇTIR. İNSAN; GÖNÜLDÜR, GÖNÜL..." Vesselâm..
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017