Meltem TV'de Orhan Dede'nin 'Mercek' programına konuk olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş gündeme dair başka siyasetçilerden duymadığınız çok önemli değerlendirmelerde bulundu.
İsrail'in Gazze'ye yaptığı acımasızca saldırılar, Diyanet'in hutbelerde ısrarla ve inatla Atatürk'ün ismini anmaması, yüzde 50+1 tartışmalarının arkasındaki gerçek gündem, CHP'deki lider değişimi, ekonomi ve daha birçok önemli husus BTP liderinin gündemindeydi.
Önemine binaen ben bazı tespitlerin altını bir kez daha çizmek istiyorum.
7 Ekim'den bu yana Filistin'e destek ve İsrail'i protesto etmek için kahve, kola boykotları yapılıyor, hükümet miting düzenliyor. Daha önceki açıklamalarında "Hükümetler miting yapmaz, icraat yapar" tespitinde bulunan BTP lideri, programda şu önemli ifadeleri kullandı:
"Bölgede yapılan bir soykırımdır. İsrail'e herkesin dur demesi gerekiyor."
"Hükümetin bu husustaki tutumu samimi bir tutum değil. Samimi bir tutum olsa, bu konuda gayret sarf etse ve bir sonuç alamasa buna diyeceğimiz hiçbir şey yok. Ben tutarlı olun diyorum. Boykot ediyorsan, protesto yapıyorsan, miting yapıyorsan hükümet olarak böyle bir tutum sergilemeye karar kıldıysan o zaman gereğini yapacaksın."
"Bugün hala İsrail'in savaş uçaklarının yakıtı Türkiye üzerinden gidiyor, İsrail'in pilotları Konya Ovasında eğitim görüyor. İsrail'in hava savunma sistemi Demir Kubbe hangi bilgiyle füzeleri imha ediyor, Kürecik Radar Üssü'nden. Sen bugün İsrail'i kör edebilirsin, İsrail'i kolsuz bacaksız bırakabilirsin, mecazi anlamda söylüyorum bunu. Ama biz bunları yapmak yerine sadece ve sadece toplumumuzun gazını alma peşindeyiz."
"Burada toplumun gazını almış oluyorsun ama orada insanlar ölmeye devam ediyor ne yazık ki. Dolayısıyla ben buradan hükümeti samimiyete ve kararlılığa davet ediyorum."
BTP Genel Başkanı Baş'ın gündeminde, kurucusu Atatürk olan Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ısrarla milli bayramlarda ve 10 Kasım'da Atatürk'ü anmaması da vardı. Bu konuda çok çarpıcı ifadeler kullandı:
"Atatürk toplumu bir ayrıştırma aracı olarak kullanılıyor. Diyorlar ki 'Ey muhafazakâr kesim, sen eğer bu dine inanıyorsan Atatürk'ü kabul edemezsin.' Diğer tarafa da, 'Ey Atatürkçü, sen Atatürk'ü seviyorsan, O'nun yolunda ilerliyorsan Müslüman olamazsın.' Şimdi planın temeli buraya dayanıyor, yani ülkedeki insanı bölmek parçalamak."
"Cumhuriyet Bayramı'nda veya 10 Kasım'da veya herhangi bir milli bayramımızda Atatürk'ü anmak bir Müslümanın üzerine düşen bir vazifedir. Bunu yapmamak bir vefasızlıktır, Müslümana yakışmayacak bir harekettir ve siz bunu yapıyorsunuz."
"Ne yazık ki Diyanet İşleri Başkanı'mıza baktığınızda da yazdığı kitaplar devamlı Hristiyanlıkla ilgili kitaplar… Bakıyorsunuz FETÖ'nün organizasyonları olan Abant toplantılarına katıldığına dair, bazı derneklere üyelikleri olduğuna ilişkin basında iddialar yer alıyor, basında bazı görseller de var. Dolayısıyla demek ki başka bir maksadın bir insanı gibi bir şey çıkıyor ortaya. Bu Atatürk üzerinden toplumu kaşıyıp ayrıştırmaya yönelik bir hareket."
"Atatürk bizi birleştirebilecek, bir araya getirebilecek yegane unsurdur. Ülkemizde ne yazık ki bazı hakim güçlerin, bazı dış güçlerin, Atatürk'le ilgili belli bir planlaması var, çalışması var. Çünkü Atatürk'le birlikte eğer biz o kimliğe, o değerlere, o ideallere olan bağlılığımızı, inancımızı, motivasyonumuzu kaybedersek, biz millet olma bilincimizi kaybediyoruz. Bizi millet yapan Atatürk'tür. Bizi kontrol etmek isteyen, bizi istediği gibi sağdan sola soldan sağa itmek isteyen hangi oluşum varsa ilk saldırdığı ve ilk aradan çıkarmaya çalıştığı kimlik Atatürk'ün kimliği oluyor."
BTP lideri yüzde 50+1 tartışmaları ile ilgili ise hiçbir parti genel başkanının yapmadığı çok önemli bir değerlendirme yaptı, tartışmanın temelinde AKP ile MHP arasında çekişmenin yattığını ifade etti:
"Benim kanaatim bugünden itibaren Meclis kürsülerinde de gördüğümüz üzere bir AKP-MHP kavgası resmen başlamıştır."
"Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki kriz de buradan çıkıyor. Bir tarafta Bahçeli'nin bürokratları var, bir tarafta Erdoğan'ın. Ne yazık ki şu anda Türkiye belli güç odaklarının savaşına dönmüş durumda."
"Türkiye'de son 6-7 yıldır özellikle 2016 yılından sonra oluşturulmuş bir bürokrasi dengesinin tekrar kavgaya tutuştuğu bir ortam var. Bu da Türkiye için en acı verici ve en üzücü durum."
"Zaten son 20 yılda Sayın Erdoğan'la birlikte biz bir gün bir cemaatin bürokrasiye yerleşmesine şahit olduk, bir gün bir siyasi yapılanmanın bürokrasiye yerleşmesine şahit olduk, başka bir gün başka bir cemaatin yapılaşmasına şahit olduk. Öyle bir şey var ki sürekli birilerine bir şekilde alanlar açan, onları bir yerlere yerleştiren bir iktidar var. Günün Sonunda bunlarla hep kavgaya tutuşuyor."
Başlayan bu kavga, ne hikmetse bize 2010'lu yıllarda iktidarın FETÖ ile başlayan ve "dershane krizi"yle açığa çıkan kavgasını anımsatıyor.
BTP'nin genç lideri hedefi 12'den vuran orijinal tespitleri ile siyasetin merkezinde yer almaya devam ediyor. Gönül ister ki, siyasetin doğru gündemini belirleyen bu genç ve kabiliyetli liderin önü açılsın ve ülkemizi şaha kaldıracak olan çözümlerini, liyakatli kadrosuyla birlikte milletimiz yararına uygulasın.
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Hakaret ve küfür, siyasetin dili olamaz / 26.03.2025
- İmamoğlu’nun tutuklanması ve demokrasi sınavı / 25.03.2025
- ‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’ / 22.03.2025
- Direnç kalktıkça, İsrail pervasızlaştı / 21.03.2025
- İsrail Gazze’de ateşkese kapıları kapattı / 20.03.2025