Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul'da yapılan Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler Sempozyumu tarihi ve muhteşem bir program oldu.
Birlik ve beraberliğe her zamandan daha fazla ihtiyacımızın olduğu bugünlerde tek çıkış yolunun milli ve dini birlik olduğunu vurgulayan böyle muhteşem bir sempozyumu organize ettiği için Yeni Mesaj gazetesini ve İcmal Gençliğini tebrik ediyoruz.
Ve sempozyumun öncülüğünü yapan ve de kapanış konuşmasını yapan, bütün hayatını birlik ve beraberliğe adamış olan, dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli ile birliğin ekonomik temelini, Sosyal Devlet Milli Devlet teziyle birliğin devlet, millet, aile, hukuk, iç politika, dış politika boyutunu, Ehl-i Beyt Külliyatı ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt teziyle de birliğin dini temelini ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz teşekkürler?
O, sunduğu model ve tezlerle birlik ve beraberliğin nasıl tesis edildiğini, devamında nasıl korunabileceğini ve de altyapısı sağlam atılan bu beraberliğin, tüm dünya insanlığı nezdinde nasıl örnek bir hale geleceğini, tüm dünyada barışı ve adaleti nasıl ortaya koyacağını bilimsel yöntemlerle, formüllerine varıncaya kadar ifade diyor.
O, etnik kimlikleri, inançları, renkleri, dilleri, gelenek ve görenekleri çok çok farklı olmasına rağmen 4 milyar insanı bir merkezde buluşturan, aynı çözüm etrafından kenetleştiren, tarihte eşi ve benzeri görülmemiş bir lider.
O'nun modelinin değdiği ülke, dünyanın zirvesine oturuyor, "barış" diyor, "adalet", "insan hakları" diyor ve hem kendi insanlarına, hem de komşularına bunları doya doya yaşatıyor.
Prof. Dr. Baş, sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin içinde bulunduğu zifiri karanlık tabloyu kısaca özetledikten sonra, ülkemiz ve milletimiz üzerinde yıllardır kurgulanan senaryoları bir bir saydı.
İngilizlerin 1700'lü yıllarda İslam coğrafyasını darmadağın etmek için kurduğu Sömürgeler Bakanlığı'nın Osmanlı'yı çökerten sinsi senaryolarını ifade eden Sayın Baş, bunların hepsinin hayata geçirildiğini de vurguladı.
Prof. Dr. Baş, dün Ortadoğu ve İslam coğrafyasında gerçekleştirilen bu sinsi faaliyetlerin bugün de devam ettiğini, bu sefer de hedeflerinde Anadolu'nun parçalanması, Türk milletinin bu coğrafyadan çıkartılması projesi olan Şark Projesi'nin hayata geçirilmesi olduğunu belirtti.
Bugün çıkartılmak istenen Şii-Sünni, Alevi-Sünni çatışmasının temelinde de bu İngilizlerin temelini attığı kirli senaryoların olduğunu belirten Sayın Baş, bu amaca yönelik olarak bugün ABD'nin Türkiye'yi Suriye bataklığına çektiğini ve kurtuluş için acilen buradan çıkılması gerektiğini vurguladı, "kurtuluş rıhlettedir" dedi.
Tevhidin merkezinin Ehl-i Beyt olduğunu bir kez daha vurgulayan Prof. Dr. Baş, "neden Ehl-i Beyt" olduğunu ayetlerle, hadislerle ortaya koydu.
Bugün idrak ettiğimiz, İmam Hüseyin efendimizin şehit edildiği gün olan Aşura gününü de hatırlatan Sayın Baş, şahadet gününün gecesi olan Tasua gecesinin aynen İmam Hüseyin ve yarenlerinin gerekleştirdiği gibi ibadetle, salat u selamla, istiğfarla, kelime-i tevhid'le, namazla, Kur'an'la geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Baş, millet olarak önemli bir birlik unsurumuzun da Cumhuriyetimizi kuran ve bizlere emanet eden Mustafa Kemal Atatürk olduğunu ifade ederek, bu sebeple ülkemizi ve milletimizi bölmek isteyenlerin yıllardır birlik mayamızı atan bu önderimizi karalamaya çalıştıklarını ifade etti.
Atatürk'ün, annesinin ve babasının Ehl-i Beyt soyundan olduğunu bir kez daha vurgulayan Sayın Baş, hiç kimsenin Atatürk'ün soyu kadar mükemmel bir soya sahip olmadığını belirtti.
Ülkemizin siyasilerinin, akademisyenlerinin, basın ve medya kuruluşlarının her aşamada zifiri karanlığı derinleştiren uygulamalarının, yorumlarının adımlarının olduğu bu tehlikeli virajda, bizleri birliğin ve beraberliğin temel unsurları olan Ehl-i Beyt, Atatürk, milli ekonomi, milli siyaset, milli hukuk ve milli devletle bizleri buluşturan Prof. Dr. Baş esasen birliğin tek adresi değildir de nedir?
İnşallah milletimiz bu gerçeği bir an önce görür de, ülkemiz ve İslam coğrafyası bu badirelerden acilen kurtulur.
Birlik ve beraberliğe her zamandan daha fazla ihtiyacımızın olduğu bugünlerde tek çıkış yolunun milli ve dini birlik olduğunu vurgulayan böyle muhteşem bir sempozyumu organize ettiği için Yeni Mesaj gazetesini ve İcmal Gençliğini tebrik ediyoruz.
Ve sempozyumun öncülüğünü yapan ve de kapanış konuşmasını yapan, bütün hayatını birlik ve beraberliğe adamış olan, dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli ile birliğin ekonomik temelini, Sosyal Devlet Milli Devlet teziyle birliğin devlet, millet, aile, hukuk, iç politika, dış politika boyutunu, Ehl-i Beyt Külliyatı ve Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt teziyle de birliğin dini temelini ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz teşekkürler?
O, sunduğu model ve tezlerle birlik ve beraberliğin nasıl tesis edildiğini, devamında nasıl korunabileceğini ve de altyapısı sağlam atılan bu beraberliğin, tüm dünya insanlığı nezdinde nasıl örnek bir hale geleceğini, tüm dünyada barışı ve adaleti nasıl ortaya koyacağını bilimsel yöntemlerle, formüllerine varıncaya kadar ifade diyor.
O, etnik kimlikleri, inançları, renkleri, dilleri, gelenek ve görenekleri çok çok farklı olmasına rağmen 4 milyar insanı bir merkezde buluşturan, aynı çözüm etrafından kenetleştiren, tarihte eşi ve benzeri görülmemiş bir lider.
O'nun modelinin değdiği ülke, dünyanın zirvesine oturuyor, "barış" diyor, "adalet", "insan hakları" diyor ve hem kendi insanlarına, hem de komşularına bunları doya doya yaşatıyor.
Prof. Dr. Baş, sempozyumda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin içinde bulunduğu zifiri karanlık tabloyu kısaca özetledikten sonra, ülkemiz ve milletimiz üzerinde yıllardır kurgulanan senaryoları bir bir saydı.
İngilizlerin 1700'lü yıllarda İslam coğrafyasını darmadağın etmek için kurduğu Sömürgeler Bakanlığı'nın Osmanlı'yı çökerten sinsi senaryolarını ifade eden Sayın Baş, bunların hepsinin hayata geçirildiğini de vurguladı.
Prof. Dr. Baş, dün Ortadoğu ve İslam coğrafyasında gerçekleştirilen bu sinsi faaliyetlerin bugün de devam ettiğini, bu sefer de hedeflerinde Anadolu'nun parçalanması, Türk milletinin bu coğrafyadan çıkartılması projesi olan Şark Projesi'nin hayata geçirilmesi olduğunu belirtti.
Bugün çıkartılmak istenen Şii-Sünni, Alevi-Sünni çatışmasının temelinde de bu İngilizlerin temelini attığı kirli senaryoların olduğunu belirten Sayın Baş, bu amaca yönelik olarak bugün ABD'nin Türkiye'yi Suriye bataklığına çektiğini ve kurtuluş için acilen buradan çıkılması gerektiğini vurguladı, "kurtuluş rıhlettedir" dedi.
Tevhidin merkezinin Ehl-i Beyt olduğunu bir kez daha vurgulayan Prof. Dr. Baş, "neden Ehl-i Beyt" olduğunu ayetlerle, hadislerle ortaya koydu.
Bugün idrak ettiğimiz, İmam Hüseyin efendimizin şehit edildiği gün olan Aşura gününü de hatırlatan Sayın Baş, şahadet gününün gecesi olan Tasua gecesinin aynen İmam Hüseyin ve yarenlerinin gerekleştirdiği gibi ibadetle, salat u selamla, istiğfarla, kelime-i tevhid'le, namazla, Kur'an'la geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Prof. Dr. Baş, millet olarak önemli bir birlik unsurumuzun da Cumhuriyetimizi kuran ve bizlere emanet eden Mustafa Kemal Atatürk olduğunu ifade ederek, bu sebeple ülkemizi ve milletimizi bölmek isteyenlerin yıllardır birlik mayamızı atan bu önderimizi karalamaya çalıştıklarını ifade etti.
Atatürk'ün, annesinin ve babasının Ehl-i Beyt soyundan olduğunu bir kez daha vurgulayan Sayın Baş, hiç kimsenin Atatürk'ün soyu kadar mükemmel bir soya sahip olmadığını belirtti.
Ülkemizin siyasilerinin, akademisyenlerinin, basın ve medya kuruluşlarının her aşamada zifiri karanlığı derinleştiren uygulamalarının, yorumlarının adımlarının olduğu bu tehlikeli virajda, bizleri birliğin ve beraberliğin temel unsurları olan Ehl-i Beyt, Atatürk, milli ekonomi, milli siyaset, milli hukuk ve milli devletle bizleri buluşturan Prof. Dr. Baş esasen birliğin tek adresi değildir de nedir?
İnşallah milletimiz bu gerçeği bir an önce görür de, ülkemiz ve İslam coğrafyası bu badirelerden acilen kurtulur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025