Devletin ve devlet işlerini organize edip, yürütmekten sorumlu iktidarların yapamadığını Prof. Dr. Haydar Baş yaptı.Neydi bu devletin yapamadığı iş? İnsan eğitimi, devlet yönetimi ve ekonomi hakkında milleti bilgilendirme, millete ufuklar açma.Hükümetler uyguladıkları eğitim politikaları gereği bizleri bir sınavdan diğer sınava koştururken, üniversiteye girmek için bin bir zorluklarla uğraştırırken, Sayın Haydar Baş Meltem, Mesaj, Kadırga ve Marmara adlı televizyonlarda adeta halk üniversitesi kurup, ders vermeye çoktandır başladı.Evet, her hafta cuma ve cumartesi günleri bu televizyon kanallarından canlı yayınlanan Eko-Analiz programına katılan Sayın Baş, bizlere adeta öğretmenlik yaptı. Vatandaşlık bilincini, devlet-millet ilişkisini, ekonomi ve politikayı anlattı. Ülke ve millet olarak yaşadığımız sorunları gösterdi, çözümlerini laf ile değil, projeleri ile dile getirdi. Direkt olarak halkı muhatap aldı, sorununu, sorusunu dinledi. Anlayacağı netlikte cevapladı, çözüm önerdi.Sadece Prof. Dr. Haydar Baş mı? Hayır. Yanındakilerin hepsi birbirinden değerli, alanında uzman kadrosu da adeta birer Haydar Baş'tı.Evet, taraflı tarafsız bu programları takip edenler, geçmişte tanımlayamadıkları birçok kavram ve soruna şimdi tanım yapabildikleri gibi çözüm de önerebilmekteler. Şahsen ben, senyoraj kelimesini duymuştum. Ama ne anlama geldiğini, ne işe yaradığını bilmiyordum. Sonra bizlere, "para basarsan enflasyon olur" fikri enjekte edilmişti. Bunun boş bir yalan ve aleyhimize olan bir tabu olduğunu öğrendim.Özelleştirmenin ne denli büyük bir ihanet olduğunu öğrendim. Yüz liralık bir devlet-millet malının nasıl bir liraya satıldığını gördüm.Yine yer altı kaynaklarımızın nasıl hiç sayılıp, elden çıkartıldığına belgeleri ile tanık oldum. Dış ve iç politikada hükümetlerin yaptığı vahim hataları, başkalarının emir ve isteklerini yerine getirmek için gösterdikleri gayreti hayret ve dehşetle izledim.Ülkemiz üzerinde emeli olan devletlerin hesaplarını ortaya koydu Sayın Baş ve bunların tarihi seyrini anlattı. Gelecekte oluşabilecek sonuçlarına dikkat çekti ve hükümetlerin bu konulara neden pasif kaldığını anlattı.Tabi bu konuları dinlerken insan vay be, diyor ve de morali bozuluyor, umutsuzluğa kapılıyor. Tam bu noktada Sayın Baş yine devreye giriyor. Olması gereken devlet mantığını, devlet-millet ilişkisini bir bir anlatıyor. Ekonomiyi nasıl düzlüğe çıkaracağını, talan edilen devlet mallarını tekrar geriye nasıl kazandıracağını, özelleştirilen kurum ve madenlerin tek tek geri alınacağını dile getiriyor, sözünü veriyor.Şahsa iniyor ve diyor ki; bu coğrafyada fakirlik senin kaderin değildir. Sana hayatını rahatlıkla ikame etmen projelerini koyuyor ortaya;3000 TL asgari ücret, 500 TL vatandaşlık maaşı, 500 TL ev hanımı maaşı, 250 TL çocuk maaşı, 15000 TL doğum ikramiyesi, 50 yaşında emeklilik?Girişimcilere, tarım kesimine faizsiz kredi artı devlet desteği.Ücretsiz sağlık hizmetleriÜcretsiz eğitim ve okumak isteyen herkese üniversiteFaizsiz, uzun vadeli ve maliyet fiyatına konut kredileri vb?Yani hayatın hangi safhasında olursan ol, devlet baba, diye bağırdın mı, devlet baba, sana yetişecek, sorununu giderecek.Ben bu devlet babayı özlüyorum ve bekliyorum. Bu hasrete son vermek için ben, Haydar Baş diyorum. Ya sen?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025