Arka arkaya çıkarılan kraliyet fermanlarıyla Müslümanlar asimile edilmeye çalışıldı. Belli bir süre verilerek göç etmeleri istendi fakat göç şartları çok ağırdı. Çoğunluk göç edemedi. Kalanlar resmen hristiyan olmuş sayıldı ve çoğu zorla vaftiz edildi. Bunlara küçümseme ibaresi olarak "morisko" denmeye başlandı. Arapça konuşmaları yasaklandı, Müslüman kızlar hristiyan erkeklerle Müslüman erkekler hristiyan kızlarla evlenmeye zorlandı. İsimleri değiştirildi. Kalben Müslüman kaldıklarına inanıldığı için sürekli gözetlendiler. Cuma günleri ve bayramlarda Müslüman evlerinin kapıları açık olmak zorundaydı. 315 yaş arasındaki çocuklar için kiliselerde hristiyanlık eğitimi zorunlu tutulmak istendi. Özel ve genel hamamlar yıktırıldı. Müslümanlarla hristiyanlar arasındaki en belirgin fark temizlikti. Her şehirde engizisyon mahkemeleri kuruldu. Müslümanlarla ilgili bu işlere engizisyon görevlileri bakmaktaydı. Müslüman kültürüne ve yaşam tarzına ait ne varsa yasaklandı. Mağribi giyim tarzı,kadınların örtünmesi hatta geleneklerindeki gibi takılar takmaları, kına yakmaları her şey yasaklandı. Doğum yapan kadınlara hristiyan ebe zorunluluğu getirildi. Bebek doğar doğmaz vaftiz ediliyordu. Kur'anı Kerim'ler ve dini kitaplar toplanarak yakıldı. Evlerin duvarlarına gizlenen kitaplar engizisyon üyelerince bulunuyordu. Zorla hristiyanlaştırma faaliyetleri sırasında Müslüman kalmakta direnenler işkenceden geçirilmekteydi. Müslüman köylerine hristiyan aileler yerleştirilmekte ve "görünüşte hristiyan" olan Müslümanların hristiyan inancını uygulayıp uygulamadıkları kontrol edilmekteydi.1609 yılına kadar asimile ve hristiyanlaştırma çalışmaları devam etti. Ancak Toledo Kardinalinin beyannamesinin özeti olarak bunlar, tıpkı Cezayir'dekiler gibi gerçek Müslümanlardı. Hristiyanların Müslümanları asimile çalışmaları sonuçsuz kalınca tamamını sürgün etmeye karar verdiler. Yarım milyon Müslüman sürgün edildi.Bunların %75'i yollarda öldü. Yaşlılar, hamile kadınlar ve çocuklar limanlara kadar yürüyerek yapılan bu yolculuğa dayanamamışlardır. Gemilerle mağribe gönderilen Müslümanların çoğunluğu, daha fazla para kazanmak isteyen ticari gemi sahiplerince kıyıdan uzakta denize dökülüyorlar gemiler geri gelip yeni yolcularını alıp aynı şeyi tekrarlıyorlardı. Bu, dünyanın tanık olduğu en büyük ve acımasız soykırımlardan biridir. Sebebi ise tarihçi F. Braudel'in şu cümlelerinde saklıdır: "Çünkü Moriskolar özümsenemez olarak kalmışlardır. İspanya bir ırk kiniyle değil de (bu mücadelede bu duygu hemen hemen hiç olmamışa benzemektedir), uygarlık ve din kiniyle davranmıştır. Ve kinin infilâki olan sürgün, güçsüzlüğünün itirafıdır. Bunun kanıtı, Moriskonun duruma göre bir, iki, üç yüzyıldan sonra hâlâ eskinin Müslümanı olarak kalmış olmasıdır: Din, dil, yüksek duvarlı evler, hamamlar.. her şeyini muhafaza etmiştir. Morisko, Batı uygarlığına ait her şeyi reddetmiştir ve kavganın esası budur. Kentlerdeki Moriskoların gâliplerin kıyafetlerini giderek kabul etmeleri olgusu, esasta herhangi bir değişiklik yapmamaktadır. Morisko, uzaktaki İran'a kadar aynı evler, benzer âdetler, aynı inançlarla yayılan muazzam bir dünyaya bütün kalbiyle bağlı olarak kalmıştır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüma Gökçe / diğer yazıları
- Gerçek milliyetçilik / 03.05.2013
- İttihatçılardan günümüze / 13.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-7 / 05.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-6 / 01.06.2011
- Şark meselesi, Girit meselesi, Kürt meselesi / 25.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-5 / 22.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi - 4 / 14.05.2011
- Abdülhamid Han, milliyetçilik ve küreselleşme / 12.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-3 / 07.05.2011
- Büyük birader / 04.05.2011
- İttihatçılardan günümüze / 13.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-7 / 05.06.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-6 / 01.06.2011
- Şark meselesi, Girit meselesi, Kürt meselesi / 25.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-5 / 22.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi - 4 / 14.05.2011
- Abdülhamid Han, milliyetçilik ve küreselleşme / 12.05.2011
- Batı'nın kanlı tarihi-3 / 07.05.2011
- Büyük birader / 04.05.2011